Medyada bilgilendirmenin yerini hedef gösterme, eleştirinin yerini hakaret almış maalesef.
Bu yazıda bunlara bir örnek vermeyi düşünüyoruz.
Odatv'de Nazif Ay adlı biri, sitenin hedef gösterici özelliğine çok uygun olarak bir yazı kaleme almış. F. Gülen ve 15 Temmuz'dan yola çıkarak Menzil Tarikatını hedef göstermiş. Uzun bir süreden beri devam eden tarikat ve cemaatleri potansiyel tehlike olarak gösterme hedefine uygun olarak…
Yazdığı saçma iddialara değinmeyeceğim, gerek duymuyorum; ama kullandığı bir ifade var ki, onu irdelemek ve cehaletini göstermek gerektiğini düşünüyorum.
Sakallı Celal'in dediği gibi bazen bu kadar cehalet için tahsil gerekiyor.
Şöyle diyor:
“İslamcı katliamın kutsanmış kavramı olan cihadın her alanda yapılması gerektiği inancı, Fethullahçıları dinî ve cemaatsal misyon yönünden motive etmişti”
N. Ay, haddini aşarak “İslamcı katliamın kutsanmış kavramı olan cihad” gibi kirli, kin ve nefret yüklü bir ifade kullanıyor. Ama bundan söz etmeden önce Fethullahçılar ile ilgili bilgi yanlışına değinelim.
Bir defa Fethullahçılarda “cihad” kavramı değil “hizmet” kavramı kullanılır. Malum grup cihadın sadece devlet eliyle yapılabileceğini birçok kaynağında belirtmiştir. Yapılan faaliyetlerin cihad olduğu söylemi büyük oranda Merhum Erbakan'a aittir. F. Gülen'den söz edildiğinde İslam dünyasındaki zulümler için değil de Siyonist işgalciler için ağlayan bir figür çıkar karşımıza.
İkinci olarak “dini ve cemaatsel misyon” diye bir ayırım olamaz. “Cemaat” yan yana gelmiş bireylerin dini anlayışına göre şekillenen bir olgudur. Hele bir de cümlede “Bir inancın bir grubu dini yönden motive etmesi” gibi garip ve anlaşılmaz bir sonuç çıkıyor ki, evlere şenlik!
Gelelim “cihad” kavramına…
Cihad kavram olarak “çalışmak” anlamındadır. “Allah yolunda cihad” dediğimiz olgu birçok açıdan çalışmayı ifade ettiği gibi “qital” yönüyle de savaş ve çatışmayı ifade eder.
Şimdi N. Ay adındaki kirli kalemin sözlerine bir daha bakalım.
“İslamcı katliam” diyor…
“İslam adına yapılan katliam” dese meseleyi anlamaya çalışıyor deriz; ama “İslamcı katliam” diyor ve büyük bir iftira ve hakarete imza atıyor.
Eğer kastedilen DEAŞ'ın yaptıkları ise evet, yaşananalar katliamdır. Tıpkı yakın ve uzak dönemde Kemalistler eliyle işlenen çok sayıda katliam gibi.
Ama N. Ay, kirli bir zihinle, bir önyargıyla olayları yargılıyor, objektif yaklaşmıyor.
Mesela Amerika, Irak rejimi ve koalisyonun Musul'da işlediği katliamların ya da Amerika ve PKK'nin Rakka'da yaptıklarının DEAŞ'ı fersah fersah geride bıraktığını görmez bu kirli zihin sahipleri. Her iki yerde de uluslararası kuruluşlara göre daha enkaz altından çıkarılmamış binlerce ceset vardır.
Bu zihin yapısının sahipleri sadece İslam'ı hedef aldıkları için görmezler bu katliamları.
Ya da ikisi de Hıristiyan olan iki grubun Ruanda'da yüz gün içerisinde birbirlerinden 800 bin kişiyi öldürmesi karşısında “Hıristiyan katillerin katliamı” demezler. Orada dini aidiyetleri değil dünyada pek de dikkati çekmeyen kabile aidiyetleri ön plana çıkarılır.
İslam'a karşı duyulan nefret mi, cehalet mi desek…
“İslamcı katliamın kutsanmış kavramı olan cihad” diyor N. Ay.
Tümüyle batılı istihbarat merkezlerinin hazırladığı ve piyasaya sürdüğü kirli bir dil…
Evet, Müslümanlar için cihad çok önemlidir; ama bundan da tarih boyunca sadece İslam düşmanları rahatsız olmuştur.
Cihadın amacı tevhid ve adaletin hâkim olmasıdır.
Bir kul olarak insanın evrenin bir parçası haline gelmesi, fıtratın yoluna girmesi için önündeki engellerin kaldırılması, kendisine hak ve hakikatin gösterilmesi çabasıdır cihad.
Cihaddan sadece heva ve heveslerinin kölesi olan zalimler rahatsız olur.
Tevhid ve adaleti merkez alan sistem insanı fıtrata davet eder ve insanca yaşama ortamı oluşturur.
Bunun zıddı şirk, kaos ve zulümdür.
Hem bilmiyorlar hem de bilmediklerinin farkında değiller.
Ama maalesef kullandıkları süslü sözcüklerle “bazı insanları” aldatabiliyorlar.
Not: Bu yazı daha önceden gazetemizde 18 Ekim 2018`de “İslamcı Katliam” başlığı ile yayınlanmıştı.