Aynur Sülün

LAİKLİĞE SIĞINAN AZINLIĞIN HEGAMONYASINDAN KURTULMAK İÇİN SON FIRSAT

19.07.2023 01:00:00 / Aynur Sülün

Karma eğitim çıkmazını bir türlü aşamıyoruz. En Laik Ülkeler çıktılar bu bataklıktan ama biz çıkamıyoruz.

Tüm Batılı Ülkelerde 1960'larda Feminizmin etkisiyle trendlere varan karma eğitim, 20 yıl sonra yani 90'lı yıllarda masaya yatırıldı ve pedagojik bir hata olduğu kabul edildi. Batılı Ülkeler kız ayrı erkek ayrı okullar açtılar. Tüm bilimsel verileri değerlendirip iki cinsin de yeteneklerinin, öğrenme şekillerinin, kabiliyetlerinin, meraklarının farklı olduğu ve farklı şekillerde eğitim almaları gerektiğinin sonucuna vardılar.

Biz adını andığımız anda azgın azınlık kıyameti kopartıyor. Direk şeriatı getirmek istiyorlar diyerek yalan ve iftiralarla dolu kirli bir algı kampanyası başlatıyorlar.

Yoksa Batılı Ülkelere ve hatta Japonya'ya kız okullarının açılmasıyla yıllardır şeriat gelmiş de biz mi bilmiyor muşuz?

Amerika'da kız Üniversitelerinin akademik başarılarının konuşulduğu raporları hazırlayanlar şeriatı getirmiş de haberimiz mi olmamış?

Bizdeki Laik geçinen cenah Laiklik maskesini takarak sürekli bu Ülkenin altını oymayı görev biliyor ama öykündükleri Batılılar kadar dahi Laik olamıyorlar.

İslam’a yönelik tüm saldırılarını, başörtüsüne karşı yıllarca yaptıkları yasakları Laiklik adına yaptılar. Halen yolda, otobüste, metroda gördükleri başörtülülere Laiklik adına saldırmayı, hakaret etmeyi kendilerine bir borç biliyorlar.

Bursa’daki otobüste çarşaflı bir kadına tepki gösteren Laik zevata ağzının payını veren yolculara da buradan şükranlarımı iletiyorum. Artık bu dinazorlara karşı kimse susmasın. Seyirci kalmasın. Yeter artık bu Ülke insanının üzerinde yürüttükleri hegemonya.

Ak Parti iktidarlığında elde ettikleri özgürlük, serkeşlik, şımarıklık, onları daha fazla İslami değerlerimize saldırganlığa, nefret kusmalarına yol açtı. Artık bunca pervasızlığın önüne geçilmek zorunda. Yıllardır başörtüsüne saldıran zevatların birçoğu birkaç saat gözaltına alınıp serbest bırakılıyor. Basının önünde insanlarla dalga geçerek evlerine gidiyorlar.  

Dini değerlerimize, özellikle tesettürümüze yapılan her türlü hakaret, fiili saldırı, iftira artık cezasız bırakılmamalı. Faillerine caydırıcı cezalar verilmeli.

Üstelik bizde en fazla Laikliği çiğneyenler Laikliğin ekmeğini yiyenler.

Laikliğin tanımı 'Din ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması. Herkese din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün tanınmasıdır'

Peki, sormak lazım bu özgürlükler tam olarak Ülkemizin çoğunluğu olan Müslüman halka yeterince tanınıyor mu? Örneğin bir işyerinde verilen aralar namaz saatlerine göre dizayn ediliyor mu? Okullar namaz saatlerine göre ayarlanabiliyor mu? İmam hatiplerde dahi ayarlanamıyor. Teneffüs arasına namazını sığdıran öğrenciler derse geç kalıyor ve çoğu zaman öğretmeninden azar işitiyor. Yıllarca başörtülüler Laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle okullara alınmadı. Müslüman halk halen birçok alanda inancını tam olarak yaşama konusunda engellerle karşı karşıya.

Dinazor zihniyetliler başa geçseydi durum eskisinden çok daha beter olacaktı. Hamdolsun Rabbim fırsat vermedi. Kabe'de, Filistin'de, dünyanın birçok mazlum coğrafyalarında edilen duaları kabul etti. CB Erdoğan'a ve partisine yapılan bu dualar zalim zevat başa geçmesin, ülke müslümanlar için yeniden bir zulüm diyarına dönmesin diye edildi.

Bu dönem belki Ak Parti Hükümetinin son iktidarlığı. Yani son fırsatı. Artık eğitimde de kültürde de sanatta da, medyada da dinazor zihniyetlerin hegamonyasına bir son vermek zorundalar.

 Bu halk bu mutlu ve azgın azınlığın keyiflerine uygun uygulamalara tabi tutulmaktan yoruldu.

 Bu halk kendi çocuklarını ahlaklı, vicdanlı, topluma faydalı birer fert olarak yetiştirmek istiyor. Bunun önündeki tüm engeller artık kaldırılmalı. 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar