Bir zamanlar çocuklarımız sokaklarda oynarken kötü karakterli bir çocuğun oyunlarını bozup onlara bulaşması dışında bir endişemiz olmazdı. Arada bir pencereden başımızı uzatıp işlerin yolunda olup olmadığını kontrol ederdik. Hatta dışarıdan olumsuz bir ses gelmedikçe çoğu zaman bakmazdık bile. Çünkü oyunları belli, arkadaşları belli, bulundukları yer ya evin önü ya da yan tarafıydı.
Çoğu zaman evin avlusunda arkadaşlarıyla oyunlarını oynamalarını sağlamaya çalışırdım ki arabaların geçtiği sokakta oyunları yarım kalmasın.
Şimdi ise çocuklarımız sokağa çıkmıyor. Fakat O günleri arar olduk. Ev, avlu, sokak, mahalle örgütlenmesi de yüksek binaların yapılmasıyla birlikte gün geçtikçe ortadan kalktı ve çocuklar eve mahkum oldular. Şimdilerde kendi mahallerindeki çocukları dahi tanımazken dijital ortamdaki birçok kötü insanla yüz yüzeler ve savunmasızlar. Sokakta, kendilerine ait bir avluda oynama şansları yok ama dijital ortamda onlar için bin bir çeşit oyun üretilmiş.
Gün geçtikçe her türlü kötülüğün kol gezdiği bu oyunlar sanılmasın ki çocuklarımızın iyiliği için üretiliyor. Ticari amaçlarla birlikte, çocukları bağımlı hale getirmenin, ahlaksızlığı, şiddeti, bencilliği, merhametsizliği aşılamanın en kestirme yolu olarak kullanılıyor.
Yapılan araştırmalara göre dijital oyunları uzun süre oynayan çocuklar oyunlarda oluşturdukları karakterlerle kendilerini özdeşleştiriyor ve gerçek hayatta o karaktere benzemeye çalışıyor.
Yeni Zelanda’da cami saldırısında 50 kişiyi katleden caninin de Eskişehir’de Nazi sembolleriyle cami cemaatinden 5 kişiyi bıçakla yaralayan gencin de oyun bağımlısı olduğu ve şiddet içerikli oyunlar oynadığı ortaya çıkmıştı.
Silahla ateş etme, yaralama, hırsızlık, savaş, katliam yapma gibi oyunları oynayan bireyler bu davranışlarından dolayı oyunlarda ödüllendirildikleri için şiddetten haz alır duruma geliyor. Her ödül, her başarı hazzı artırıyor, merhamet ve empati yapma duygularını katlediyor. Tamamen karşı tarafa zarar verme ve öldürme üzerine kurgulanan bu oyunları oynayan kişiler şiddete özeniyor ve bu konuda cesaretleniyor. Bu durum özellikle çocukları ve gençleri oyunlardaki saldırganlığı gerçek hayatta eyleme dönüştürmeye itiyor.
Üstelik çoklu oyunlarda ahlaksız kişiler oyuna dahil olup çocuklar üzerinde baskı oluşturuyor, yönlendiriyor ve rahat bir şekilde istismar edebiliyor. Geçenlerde yasaklanan roblox oyunu ile gün yüzüne çıkan korkunç detaylar kan donduracak nitelikteydi. Dijital ortam onun benzeri yüzlerce oyunla dolu. Özellikle küçük yaştaki çocuklar için kurgulanmış oyunların birçoğunda cinsel içerikler, içkili partiler, cinsel sapkınlığa zorlama, çıplaklık gibi iğrenç detaylar mevcut. Özellikle çocuklara baskı yaparak, çeşitli ahlaksızlıklara teşvik, şantaj alabildiğine serbest.
Ne de olsa kontrol yok, kural yok, denetim yok.
Çocuklarını ahlaksızlıklara karşı korumak isteyen aileler için tek çözüm onları dijital ortamdan korumak ve sosyalleşmelerini sağlayacak ortamlarda bulundurmaktan geçiyor. Üstelik akıllarını, ruhlarını ve kalplerini ilimle, fikirle, güzel ahlakla donatacak ortamlarda bulunmaları için tüm imkanların seferber edilmesi gerekir.
Hükümete düşen görevler ise acilen sosyal medyaya denetim getirmesi, ahlaksız içeriklere sansür uygulaması ve yerli sosyal medya platformlarının oluşturulması için gereken adımları atmasıdır.
Üstelik eğitim müfredatına dijital bağımlılık konusunda çocukları bilinçlendirecek dersler eklenmelidir.