Bugün bayram… Sevinç ve hüsnü bir arada yaşıyoruz. Çünkü hangi tarafa yönelsem acı, sıkıntı, gözyaşı, kan, talan, vurdumduymazlık, ihtilaf ve benzeri manzaralar karşımda dikilip duruyor. Kalbimi tokatlıyor, ruhumu kemiriyor. Hasseten Gazze…
Açık hava zindanında her gün bir katliam izliyoruz. 3 milyonluk Müslümanların gözü önünde savunmasız kadın-çocuk, yaşlı demeden her gün bombalanmalarını, katledilmelerini sindire sindire, alışa alışa izliyoruz. Evet, sadece izliyoruz. Bütün Müslüman devlet başkanları, bütün Müslümanlar ve bütün dünya…
Aslında gerçek şudur ki, Siyonist İsrail çetesi, orada bir kukla ve kuklacı olarak görev yapmaktadır. Kanaatimce öfkemiz, kinimiz ve hıncımız; asıl vurulacak olanın, belki kukla ile kuklacı değil, kuklacı başı olmalıdır. Şeytanın büyüğü, dünyamızın en baş belası… Çünkü
Siyonist çeteyi besleyen, ayakta tutan Amerika emperyalizmidir. Bunu net olarak görmeliyiz ve her dem bu zihniyeti taşlamalıyız.
Taşlamaktan söz açılmışken bulunduğumuz bu mübarek zilhicce günlerinde hac diyarlarında şeytan taşlandığı gibi büyük şeytan ABD’yi ve ona kuklalık yapan devlet başkanlarını taşlamak gerek. Zira Mekke’de ihramlı hacılardan birinin omzunda Filistin bayrağını taşımasına bile izin vermeyip, hatta tutuklayarak saatlerce nezarethanelerde bekletildiklerini biliyoruz. Öyle ki Suudi yetkilileri, “burası, ibadet yeri, siyasi gösteri yeri değil, gidin Filistin’e orada gösteri yapın” diyerek, suç aleti olan Filistin bayrağına el koyuyorlar…
Korkunç bir büyücü̈, dünyayı yalancı aynalarla kuşatmış ne yazık ki… Dünya liderleri ölü rolü yaparken insanlık can çekişiyor. Bu şımarık Şeytana ses eden olmadığı gibi hâlihazırda ses edecek kimse de bulunmuyor. Ancak bu durumun kıyamete kadar böyle devam etmesi mümkün değildir. Görünen o ki “Gazze” bu durumun hatimesi olacaktır. Ve Allah’ın izniyle büyük şeytanın karanlık sayfası tamamıyla kapanacaktır.
Evet, Gazze’den yükselen mazlumların duası, sırtı kamburlaşmış annelerin feryadı, masum bebeklerin çığlıkları boğacaktır bu ejderhayı. Nitekim Filistin’in yiğit evlatları, dünyadaki bütün canavarlarla pençeleşecek kuvveti, iradeyi bize gösterdiler. Öyle ki bu olağanüstü tabloyu gören nice insanlar akın akın imana koştu, hidayetle kucaklaştı.
Gazze mesajı kendi zamanı aşmış çok büyük hadiseler doğuracaktır. Çünkü o imanlı yiğit halk fırtınaya rağmen teslimiyete, tevekküle koştular. Asla tereddüt etmeden kanlarıyla destanlar yazarak Hz Hamza’ya, Hz. Musab’a, Hz. Hüseyin’e misafirliğe gittiler. Gerçek bayramı, gerçek kurbanı da onlar yaptı. Şimdi his dünyamızda korkunç bir ihtilal bırakarak vuslat fecirlerine kahramanlık, fedakârlık, şecaat, iman hediye ettiler.
Yalınayak ama hayret verici bir iman aşkıyla dünyaya, dünya müstekbirlerine meydan okudular. Bir faninin kelimelere sığmayacak kadar huşu ve ilahi tecellilere mazhar oldular. Has bahçenin güzellik şahikası gibi arz semasından mavera semasına rücu ettiler. Şimdi ben onları düşünürken bu bayram sabahında hicranla inleyen bir muştu gibiyim. Yapabilseydim kalbimi yollamak isterdim ümmetin bu yetim kahramanlarına… Bayramınız mübarek olsun ey ümmetin yetimleri olan Gazzeli kardeşlerim.