“Derken İsrail oğullarına denizde cevaz verdik.” (Yunus:90) buyrulur. Ayette geçen “cevaz verdik” ibaresi “onları sınırları aştırmak suretiyle kurtardık” manasındadır. Burada firavundan kaçan İsrailoğullarının önündeki deniz engeli kaldırıldı. Çünkü arkada hak tanımayan tecavüzkâr firavun vardı.
Hayatta engeller ve hadler vardır. Bilgi, engelleri aşıp murada ermeye hizmet eder. Hukuk da bunun teminatıdır. Hukuk engelleri kaldırır, haddi korur. Çünkü engeller insanı sınırlar. Hudut ise korur. Bu nedenle hukuk meşru şeyler için cevaz vererek aşılmalarını sağlar. Hadlerini aşanları, haklara tecavüzde bulunanları cezalandırır. Adalet budur.
Caiz, cevaz, tecavüz zor konulardır. Bu nedenle icazet, caiz ile tecavüz arasındaki farkı ve dengeyi bilmektir. Adalet bunu korumaktır. Bu meseleler zor olduğu için hem lafız hem de içerik olarak cevizle alakalıdır. Türkçede kullanılan “çetin ceviz” deyimi bunu çok güzel ifade ediyor. Cevizin kabuğu sert olduğu gibi yemişini çıkarmak da biraz uğraştırır. Cevizin beyine benzemesi, caizin akıl ve hikmet ürünü olduğunu, hakikatleri bulmanın bir uğraş gerektirdiğini veciz bir şekilde ifade eder.
Ayrıca “cevizi kırmak” yanlış tutum ve davranışta bulunmak manasında bir deyimdir. Demek ki ceviz kırmak için icazet sahibi olmak gerekir. Cevizin nerde ve nasıl kırılacağını bilmek gerekir. Yoksa tutum ve davranış tecavüz hükmüne girer. İcazeti olmayanın kırdığı ceviz sadece kabuğu değil cevizin yemiş tarafını da un ufak eder. Bu da şunu gösteriyor, adalet güç ile değil akıl ve hikmet ile sağlanabilir. Var gücüyle cevizi kıranların kuracağı hüküm kabuğu ve içi bir birine giren kırılmış ceviz gibi değersiz ve faydasızdır.
Bitlisin Adilcevaz ilçesi vardır. Bu da ceviz vadisi, cevizin olduğu yer manasındadır. Ya da adalet ve cevaz kelimelerinin birleşmesinden oluşan bir isimdir. Çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait 893 tarihli 1989 numaralı vakfiyenin 80. ve 454. sayfalarında, bu bölgede Zatu'l- Cevaz (Cevizler Vadisi) isminde bir İslam beldesinin olduğundan bahsedilmektedir. Yine aynı vakfiyede Zatu'l – Cevaz beldesinde Yakup Han isminde halkın üzerinde hakim, Tanrının evliyasına yardım eden bir “imam-ı adil”den bahsedilmektedir.
Adilcevaz, adalet ile cevazı birleştirmiştir. Bu bağlamda Adilcevaz ismi çok veciz, çok güçlü bir mana ve mesaj veriyor. Adalet ve cevaz bir arada ne güzel de ifadesini bulmuştur. Demek ki cevaz adaletle verilmelidir. Bir şeye cevaz vermek için icazet sahibi olmanın yanında adalet sahibi olmak da gerekiyor. Adalet oldu mu en zor, en çetin meselelerin özüne varılır. Adilcevaz, haddini bilmektir. Hak için çetin ceviz olmaktır. Zalimlere karşı çetin ceviz olmaktır. Beynini kullanmaktır.
Adilcevaz; üretimin, aşkın, özgürlüğün önündeki engelleri caiz dairesinde kaldırmaktır. Tecavüzkâr kişilere ve zihniyete karşı çetin ceviz olmaktır. Buna yol vermemektir.
Bu manada bütün memleket Adilcevaz olmalı, cevizi sadece icazet sahipleri kırmalıdır.