Katar merkezli El Cezire kanalının araştırma birimi tarafından hazırlanan “Eye of the Bird” adlı program kapsamında Gazze’de devam eden soykırımın ile alakalı yeni bulgu ve belgelere ulaşıldı. Elde edilen yeni belgelerde, Gazze’de insani hukuku açıkça ihlal ederek, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılar sırasında Filistinli sivilleri kasten hedef alıp katleden keskin nişancıların kimlik bilgilerine ulaşıldı. Bahsi geçen belgelerde sivillerin sistematik olarak öldürülmesinde çifte vatandaşlığa sahip altı soykırımcı keskin nişancının rol oynadığını ortaya çıktı.
SİLAHSIZ SİVİLLER DOĞRUDAN HEDEF ALINMIŞ
Gazetecilerin, yüksek çözünürlüklü hava görüntüleri incelemelerinden, video analizleri ve saha tanıklıklarına dayanan soruşturmalarından yola çıkarak hazırladıkları belgelerde askeri çatışmaların olmadığı, daha çok kadın ve çocukların yoğunlukta olduğu sivil bölgelerde özellikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere silahsız kişilerin keskin nişancılar tarafından doğrudan hedef alındığına dair birçok veri elde edildi.
KATLİAMLARINI SOSYAL MEDYADA PAYLAŞMIŞLAR
Yapılan araştırmalarda bu katliamları işleyen askerlerin kadın ve çocuklardan oluşan sivilleri hedef aldıkları anlara ait görüntüleri kişisel sosyal medya hesaplarında paylaştıkları, keskin nişancılık anlarını belgeleyen ve eylemlerini dolaylı olarak kutladıklarını gösteren fotoğraf ve videoları kendi sosyal medya hesapları ve arkadaş gruplarında paylaştıkları ortaya çıktı. Haberde, katliam ve soykırım suçuna ait olan ve paylaşılan içeriklerin soykırım suçuna bulaşmış bu katiller aleyhinde delil oluşturduğu da ifade edildi.
KATİL KESKİN NİŞANCILAR DA ÇİFTE VATANDAŞ ÇIKTI
Elde edilen belgelerde kadın ve çocukları zevkle katleden Keskin nişancıların Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, Almanya, Güney Afrika ve İtalya dahil olmak üzere Batı ülkelerinden çifte vatandaşlığa sahip kişiler olduğu tespit edildi. Nitekim daha önce sızdırılan belgelerde de 6 yaşındaki Hind Receb’i ve ailesini 355 kurşunla şehid eden katillerin “Vampir İmparatorluğu” adlı birliğe üye olduğu ve bu birlikteki askerlerin neredeyse tamamının çifte vatandaşlardan oluştuğu ortaya çıkmıştı.
BU BELGELER YARGILANMALAR İÇİN BİR DELİL
El Cezirenin ortaya çıkardığı belgeler, katiller sürüsünün katliam anlarına dair aldıkları ve paylaştıkları kayıtlar bu katillerin işgal topraklarında olmasa da vatandaşı oldukları ülkede yargılanmaları için somut birer delil olarak görülmektedir. Bu durum aynı zamanda savaş suçlarının işlendiği yerden bağımsız olarak yargılanmasına olanak tanıyan evrensel yargı yetkisi ilkesi uyarınca bu ülkelerde olası bir kovuşturmanın önünü açıyor. Nitekim İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar, ülkelere bağımsız soruşturmalar yapılması çağrısında bulunmuş ve Batılı devletleri, savaş suçlarına karışan vatandaşlarına karşı yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeleri uyarısında bulunmuştu.
HÜDA PAR’IN KANUN TEKLİFİ BU ANLAMDA ÖNEM TAŞIYOR!
Ortaya çıkan belgeler, HÜDA PAR’ın TBMM’ye sunduğu ve soykırıma karışan çifte vatandaşların yargılanmasını öngören kanun teklifini yeniden gündeme getirdi. HÜDA PAR’ın Aralık 2023'te soykırımcı çifte vatandaşların Türkiye’de yargılanması için Meclis’e sunduğu kanun teklifi 9 Temmuz 2024’te 8 partinin desteğiyle TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi kabul edilmişti. Ancak aradan 1 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen henüz adım atılmadı.
Ekim ayı başında Gazze’ye insani yardım ulaştırmak ve ablukayı kırmak üzere yola çıkan Sumud ve Özgürlük filolarına yapılan müdahalelerde Siyonistlerce esir alınan Türkiyeli aktivistlerin kendileriyle Türkçe konuşan siyonist askerlerle ilgili beyanları çifte vatandaşlarla ilgili tehlikeyi bir kez daha ortaya koydu.





