HÜDA PAR EZBERLERİ BOZDU -Evlenemeyen İçin Fon.. -Evli Öğrenciye Yurt.. -25 Yıl Evli Kadına Emeklilik Hakkı..
Türkiye’de muhalefet yaparken ülkeye nasıl faydalı olunacağını gösteren HÜDA PAR ezber bozmaya devam ediyor. Yapıcı üslubu ile hükümete yol göstermeye devam eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’ndan ülkenin geçtiği darboğaz döneminde altın değerinde tavsiyeler geldi. Evlenemeyen gençlere fon, evli öğrencilere fon ve 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik hakkı tanıması gerektiğine vurgu yapan Yapıcıoğlu, Çok kişi gençlerimize iş, aş diyor. Bizde gençlere iş, aş ve eş diyoruz. Mutlaka bu soruna toplum olarak eğilmemiz lazım. Gençlerimizi yanlış, gayr-ı meşru yollara sapmadan kendi nesillerini devam ettirebilecek bir yol açmamız gerekiyor diyoruz.” dedi.
DOĞRUHABER / Mehmet Güllü Bozdaş
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen ve evlenmeye çekinen gençlere destek olunması çağrısında bulunarak, “Onlar için bir fon oluşturalım.” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Adana’da “Gençlerle Buluşma” programına katılarak ülke gündemine ilişkin gençlerin sorularını yanıtladı.
Programda evliliğin, aile kurumunun önemine dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, gençlere evlilik konusunda tavsiyelerde bulundu.
Genç yaşta evliliğin teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen veya evlenmeye çekinen gençlere destek verilmesi gerektiğini kaydetti.
Evlenmek isteyip de evlenemeyenlere yönelik bir fon oluşturulması gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, sağlıklı toplumun aile kurumunun ayakta kalmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çekti.
“ÖĞRENCİYKEN EVLENMEK İSTEYENE EVLİ YURTLAR YAPILMALIDIR”
Gençlere “Korkmaya gerek yok, evlilik konusunda biraz cesur olun” diyen Yapıcıoğlu, “Erken evlenen erken olgunlaşır ve mutlaka kişi, eş olarak seçtiği kişinin rızkıyla beraber geldiğini görmüştür. Biz HÜDA PAR olarak diyoruz ki, evliliği teşvik etmeliyiz. Gençlerimiz şu anda evlilikle ilgili korkutulmuş. Sadece evlenen her şey yoluna girecek şeklinde demiyoruz. Diyoruz ki, üniversite çağındayken henüz öğrenciyken evlenmek isteyene evli yurtlar yapın. İkincisi olarak diyoruz ki, maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen veya evlenmeye çekinen gençlere destek olun. Onlar için bir fon oluşturalım.” dedi.
“EVLİLİK FONU OLUŞTURULMALI AMA BU DA YETMEZ”
Evlenemeyen gençlere destek çıkılması gerektiğini dile getiren Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
“Şu anki mevcut kanunlara göre geriye mirasçı bırakmadan vefat edenlerin mirası devlete kalıyor. Yani kimsesi yok, çoluk çocuğu yok, eşi de yok. Mirası hazineye kalıyor. Biz diyoruz ki geriye mirasçı bırakmadan vefat edenlerin mirası, maddi imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen gençlerin faydalanacağı o fona aktarılsın diyoruz. Bu yetmez. Üzerine başka kaynaklarda oluşturun, o fona başka bazı ilaveler yapmak lazım. Bu konuda evlenemeyen gençlere destek çıkmak lazım.”
“AİLEYİ AYAKTA TUTMANIZ LAZIM”
Toplumun, sağlıklı aileyle ayakta kalabileceğinin altını çizen Yapıcıoğlu, “Eğer siz toplumun yapısını korumak istiyorsanız aileyi ayakta tutmanız lazım. Birileri ısrarla çok sapıkça şeyler söyleyip Allah’ın lanet ettiği veya çirkin bir hayasızlık olarak tarif ettiği fiilleri gerçekleştirmek için tuhaf tuhaf aile yapılarından bahsediyorlar. Ya da tek ebeveynli aileler diyorlar. Ya da eşcinsel evlilikler bir statüye kavuşsun diyorlar. Evlilikler bir kadın ve erkeğin bir araya gelerek oluşturulabilecek bir şeydir.” ifadelerini kullandı.
“25 YIL EVLİLİĞİNİ SÜRDÜREN KADINLARA EMEKLİLİK HAKKI TANINMALI”
Ailelerin korunması için teşviklerin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, “Mevcut ailelerin ayakta kalması için bir çaba olmalı hem de yeni ailelerin korunması için bir teşvik olmalıdır. Bununla ilgili diyoruz ki, vergi düzenlemeleri yapılırken çalışan, evli olanlardan vergi alınmamalı, çocuklu olan ailelere çocuk bakımı için ekstradan para desteği sağlanmalı, evli olan kadınların evliliği 25 yıl sürdürmeleri halinde onlara emeklilik hakkı tanıma imkânı getirilmelidir.” diye konuştu.
“KENDİ ELİMİZLE KENDİ ALTIMIZI OYUYORUZ”
Konuşmasının devamında Yapıcıoğlu, şunları söyledi: “Anne ve babasından bir emekli maaşı kalmışsa ve kadın eşinden boşanırsa babasından ya da annesinden kalma emekli maaşını alabiliyor. Ama eğer evliyse alamıyor. Bu da boşanmaları teşvik edici bir şeydir. Kendi elimizle kendi altımızı oyuyoruz. Evlilik teşvik edilmelidir. Çok kişi gençlerimize iş, aş diyor. Bizde gençlere iş, aş ve eş diyoruz. Mutlaka bu soruna toplum olarak eğilmemiz lazım. Gençlerimizi yanlış, gayr-ı meşru yollara sapmadan kendi nesillerini devam ettirebilecek bir yol açmamız gerekiyor diyoruz.”
“MEMLEKETİN HER TARAFINDA KARDEŞLERİMİZLE HEMHAL OLUYORUZ”
İki gündür Adana’da olduklarını belirten Yapıcıoğlu, “Yaklaşık 5 ayı aşkın bir süredir memleketin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına, her tarafa gidip oradaki kardeşlerimizle hemhal oluyoruz. Ziyaretlerde vatandaşların sorunlarını dinlemek, sorularına cevap vermek, sıkıntılarına tercüman olup dile getirmek, basın aracılığıyla ya da bizzat o sorunu çözme makamında oturan kişilere iletme suretiyle elimizden bir şey gelirse bir katkı sunma ve halkımızla daha iyi tanışmak için dolaşıyoruz.” dedi.
“SİZİ KANDIRMAYA GELMEDİM”
Konuşmasında mahalle sakinlerine seslenen Yapıcıoğlu, “Buraya sizi kandırmaya gelmedim. Size tozpembe bir tablo çizmeye ya da vaatlerde bulunmaya gelmedim. Varsa sıkıntılarınız siz dile getirdikten sonra eğer gerçekten o konuda yapabileceğimiz bir şey varsa onu yapma gayretinde olacağımızın sözünü verebilirim sadece. Ama Rabbim lütfeder de onları çözme sorumluluğunu biz yüklenirsek inşallah çözme konusunda yine gayret sarf edeceğiz. Sorunları kesin çözme imkân meselesidir.” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞI BİR KANDIRIRSIN, İKİ KANDIRIRSIN, ÜÇ KANDIRIRSIN, ARTIK DENİZ BİTTİ”
Yaptıkları ziyaretlerde halkın siyasete olan güveninin kalmadığını tespit ettiklerini vurgulayan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “5 aydır memleketi gezdiğimizde belki en fazla kendi açımızdan tespit ettiğimiz sorun şudur; vatandaşın siyasete olan güveni ciddi şekilde zayıflamış. Bunun sorumlusu da vatandaş değil. Bunun sorumlusu biz siyasetçileriz. Vatandaşı bir kandırırsın, iki kandırırsın, üç kandırırsın bitti. Deniz bitti. Şu anda da siyasetin içinde bulunduğu durumdan biz kendimiz siyasetçi olarak şikâyetçiyiz.”
“HİÇBİR SİYASETÇİNİN MENFAATİNİ DÜŞÜNÜP MİLLETİ KUTUPLAŞTIRACAK SÖZLER SÖYLEMESİNİ DOĞRU BULMAYIZ”
Siyasetin üslubundan da şikâyetçi olduklarını kaydeden Yapıcıoğlu, “Şuna inanıyoruz; hangi partiden olursa olsun her bir siyasetçi kendi yol ve yöntemlerini, projelerini memleket için en iyisi olduğuna inanarak siyaset yapar. En azından teorik olarak bu böyledir. Ama hiçbir siyasetçinin, hiçbir kimsenin kendi ya da partisinin menfaati için memleketi zarara sokacak, vatandaşı birbirine düşürecek, ortamı gerecek, milleti kutuplaştıracak sözler söylemesini, hareketlerde bulunmasını doğru bulmayız. Hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur.” diye konuştu.