Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Miami kentinde yürütülen yoğun diplomatik temasların ardından Gazze’deki barış sürecine ve sahadaki gelişmelere ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu. Sürecin diplomatik açıdan umut verdiğini belirten Fidan, ateşkesin sahada sistematik biçimde ihlal edilmesinin müzakereleri kırılgan hale getirdiğini vurguladı. Türkiye’nin Gazze’nin geleceğine dair tutumunu açık şekilde ortaya koyan Fidan, bölgenin yönetiminin Gazzelilere bırakılması gerektiğini ifade ederken, insani yardım ve uluslararası sorumluluk çağrısını da yineledi.
Barış planı kapsamında yürütülen müzakerelerde birinci aşamanın tamamlandığını belirten Bakan Fidan, ikinci aşamaya geçişin teknik parametrelerinin şu anda masada olduğunu söyledi. Ancak ateşkes ihlallerinin tüm taraflarca teyit edildiğini belirten Fidan, bu durumun süreci kırılgan hale getirdiğine dikkat çekti.
“Gazze, Gazzeliler Tarafından Yönetilmeli”
Gazze’nin geleceğine ilişkin Türkiye’nin tutumunu net ifadelerle ortaya koyan Fidan, bölgenin toprak bütünlüğünün korunmasının vazgeçilmez olduğunu söyledi. Gazze’nin yönetiminin, teknokratlardan oluşacak bir komiteye devredilmesi seçeneğinin ciddi biçimde tartışıldığını belirten Fidan, bu sürecin takvimlendirilmesinin de gündemde olduğunu ifade etti.
Bakan Fidan, “Gazze, Gazzeliler tarafından yönetilmeli. Toprakları hiçbir şekilde bölünmemeli. Atılacak her adım doğrudan bölge halkının çıkarlarına hizmet etmeli,” diyerek Türkiye’nin yaklaşımını vurguladı.
Uluslararası İstikrar Gücü ve Barış Kurulu gibi çözüm mekanizmalarına yönelik paralel diplomatik temasların sürdüğünü kaydeden Fidan, Miami’deki görüşmelerin, Şarm el-Şeyh Zirvesi’nden bu yana yapılan en üst düzey ve en kritik temaslar arasında yer aldığını söyledi.
Türkiye’nin bu süreçteki perspektiflerini muhataplarına doğrudan aktarma fırsatı bulduğunu belirten Fidan, farklı görüşlerin de bu platformda ele alındığını ifade etti.
İnsani Yardım Vurgusu: Kış Yaklaşıyor
Bölgedeki insani durumun ciddiyetini koruduğunu vurgulayan Bakan Fidan, kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte insani yardım ihtiyacının daha da acil hale geldiğini söyledi. Yardım koridorlarının etkinliği ve sürekliliği için diplomasinin tüm imkanlarının seferber edildiğini belirten Fidan, bu konunun görüşmelerde öncelikli başlıklardan biri olduğunu kaydetti.
Gazze’ye Saldırılar Sürüyor
10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını hemen her gün ihlal eden siyonist terör rejimi ordusu, Filistinlilere yönelik saldırılarına devam ediyor.
Anlaşmanın ilk aşaması gereği "Sarı Hat"a çekilen işgalciler halen Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 50'lik kısmında işgali sürdürüyor ve bölgeye yaklaştıkları iddiasıyla Filistinlilere saldırmayı sürdürüyor.
Pazar günü Gazze kentinin doğusundaki bölgeler, siyonist terör rejimi ordusuna ait uçak ve helikopterlerden açılan ateşle hedef alındı.
Ayrıca siyonist terör rejiminin kontrolü altındaki bölgelere konuşlandırdığı askeri araçlardan Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Bureyc Mülteci Kampı'nın kuzeydoğusundaki bölgelere de ateş açıldı.
Güneyde yer alan Han Yunus'un doğusu ile Refah'ın kuzeyindeki bölgelerde de ateş açıldı. Pazar günkü saldırılarda en az 3 Filistinli şehit oldu.
HAMAS: Ateşkes Açıkça Çiğneniyor
İslami Direniş Hareketi HAMAS, siyonist rejimin saldırılarına sert tepki gösterdi. Hareketten sabahı yapılan açıklamada, saldırının masum sivilleri hedef alan vahşi bir suç olduğu ve ateşkes anlaşmasının pervasızca ihlal edildiği vurgulandı.
HAMAS açıklamasında, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana siyonist rejimin saldırılarını sürdürdüğüne dikkat çekerek, son iki ayı aşkın sürede Gazze'de 400'den fazla Filistinlinin şehit edildiğini belirtti. Bu saldırıların uluslararası toplumun sessizliği ve acziyeti gölgesinde devam ettiğine işaret edildi.
Açıklamada, siyonist işgalcilerin yalnızca sivilleri hedef almakla kalmadığı, aynı zamanda ambulansların ve sağlık ekiplerinin saldırı bölgelerine ulaşmasını engelleyerek insani felaketi daha da derinleştirdiği ifade edildi. Bu tutumun, uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğu vurgulandı.
HAMAS, ateşkesin garantörleri olan arabulucu taraflara ve ABD yönetimine çağrıda bulunarak, Netanyahu hükümetinin anlaşmayı fiilen geçersiz kılmaya yönelik girişimlerine karşı acil ve somut adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
İçinde Gazzelilerin Olmadığı 112 Milyar Dolarlık Emlak Projesi
Gazze’de ateşkesi sağladığını iddia eden soykırımın finansörü ABD, bölgeyi emelleri doğrultusunda şekillendirmek için bir plan hazırladı. Donald Trump’ın emlakçı damadı Jared Kushner ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff liderliğinde hazırlanan 32 sayfalık sunum, savaşla yerle bir edilen Gazze’yi bir "gayrimenkul projesi" olarak ele alıyor.
Taslakta, Gazze’nin sahil şeridinin lüks resortlar, yapay zekalı akıllı şebekeler ve yüksek hızlı tren hatlarıyla bir "riviera"ya dönüştürülmesi planlanıyor. Ancak "Project Sunrise" (Gündoğumu Projesi) başlıklı bu planın ön koşulu, direnişin tamamen tasfiye edilmesi ve bölgenin silahsızlandırılması olarak sunuluyor.
Planın maliyet tablolarına göre, 10 yıllık süreçte toplam 112,1 milyar dolarlık bir harcama öngörülüyor. ABD, bu rakamın yaklaşık 60 milyar dolarlık kısmına hibe ve borç garantileriyle "çıpa" olmayı teklif ediyor. Projenin 10. yılından itibarense Gazze sahil şeridinin yüzde 70’inin ticarileştirilmesi hedefleniyor.
Taslakta yer alan hedefe göre, Gazze’nin "lüks bir kıyı destinasyonu" haline gelmesiyle 55 milyar doların üzerinde uzun vadeli yatırım getirisi bekleniyor.
Kushner’in Gazze planı da bölgenin zenginliklerini sermaye için kullanma amacı taşıyor. Dört aşamalı olarak planlanan inşaat süreci, güneyden başlayarak kuzeye doğru ilerlerken, 2 milyon Gazzelinin bu süreçte nerede ve nasıl yaşayacağına dair detaylar projede yer almıyor.





