• DOLAR 32.254
  • EURO 34.692
  • ALTIN 2395.798
  • ...
Dünya Müslüman Alimler Birliğinden İslam ülkelerine çağrı:  ALİM VE DÜŞÜNÜRLERİ SERBEST BIRAKIN
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dış Haberler Servisi

Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, Müslüman ülkelerdeki alimlerin ve düşünce suçlularının serbest bırakılması yönünde çağrıda bulundu.

Dünya Müslüman Alimler Birliğinin internet sitesinde yer alan yazılı açıklamada, Karadaği'nin ramazan ayı vesilesiyle Müslüman ülkelerdeki yönetimlere ve toplumun çeşitli kesimlerine yaptığı çağrıya yer verildi. Karadaği, ramazanın ilk gününün tüm Müslüman toplumların kapsamlı uzlaşısına ve ezilenlere yardımcı olacak bir girişime vesile olması temennisinde bulundu.

Açıklamasında ülke ve kişi adı belirtmeyen Karadaği, "ramazan ayı vesilesiyle alimler ve düşünce suçlularının serbest bırakılmasını" talep etti.

AVDE 4 YILDIR CEZAEVİNDE

Tutuklu alimler denince akla ilk olarak Selma el Avde geliyor. Suudi Arabistan'da 2017'de tutuklanan Avde'ye yaklaşık bir yıl sonra çıkarıldığı mahkemede, "terör örgütüne liderlik, Riyad'ın Katar'a uyguladığı ablukaya karşı çıkma, Müslüman Kardeşler Teşkilatı ile iş birliği, Katar kraliyet ailesiyle ilişki içinde olma, ulusal güvenliği tehdit, şiddeti kışkırtma" gibi 37 ayrı suçlama yöneltilmişti.

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, cinayete kurban gitmeden iki gün önce katıldığı programda, Avde'nin tutuklanmasıyla ilgili Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı suçlamıştı. Kaşıkçı, "(Muhammed Bin Selman) Muhalifleri ne pahasına olursa olsun yok edecek. Selman el-Avde idam edilirse fanatik olduğu için değil bilakis açık görüşlü ve mutedil İslami yaklaşıma sahip olduğu için idam edilir çünkü bu haliyle onu tehdit olarak algılıyorlar." ifadesini kullanmıştı.

SUUDİ ARABİSTAN, HAMAS YÖNETİCİSİNİ BİR YILDIR GÖZALTINDA TUTUYOR

Suudi Arabistan ayrıca siyonist rejimle olan gizli ilişkileri sonucu 60 Filistinliyi uzun bir süredir hiçbir gerekçe göstermeden gözaltına tutuyor.

Suudi güvenlik güçleri, uzun yıllardır Cidde'de yaşayan Hamas yöneticisi Muhammed el-Hudari'yi 4 Nisan 2019'da gözaltına almıştı. Hudari'nin 2 yıl Suudi Arabistan ile ilişkilerden sorumlu yetkili olduğu ve hareket içinde de üst düzey görevler üstlendiğini açıklayan HAMAS, büyük oğlu Hani'nin de "herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin" gözaltına alındığını kaydetmişti.

HAMAS, Hudari ile oğluna yönelik bu tavrın, Suudi Arabistan'da yaşayan birçok Filistinliye karşı uygulanan kampanyanın bir parçası olduğuna dikkati çekmişti.

Merkezi Cenevre'de bulunan Avro-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi de 6 Eylül 2019'da yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın aralarında Hudari'nin de bulunduğu 60 Filistinliyi gerekçesiz gözaltında tuttuğuna dair bilgiler vermişti.

MISIR’DA 100 BİNDEN FAZLA TUTUKLU VAR

Mısır ise bölgede siyasi tutukluların en fazla olduğu ülke olarak öne çıkıyor. Ülkede 2013 yılında meşru bir şekilde seçilen Cumhurbaşkanı Şehit Muhammed Mursi’ye kanlı bir darbe yapan darbeci Abdülfettah Sisi, İhvan-ı Müslimin ve diğer İslami kimliğe sahip şahsiyetlerin birçoğunu cezaevlerine koydu.

Mısır’daki hapishanelerde gözaltılar dahil 100 binden fazla tutuklu ve hükümlünün bulunduğu tahmin ediliyor. Resmi verilere göre, duruşma öncesi tutuklu bulunanların kaldığı hapishanelerde yüzde 160, hükümlülerin bulunduğu cezaevlerinde yüzde 300 kapasite fazlası var. Bu, ekipman eksikliği sorunu nedeniyle, hijyen koşullarının zayıf olduğu bu yerlerde kalan tutuklu ve hükümlülerin, Mısır’daki sıcak hava koşullarına rağmen çoğunlukla yerlerde örtüsüz biçimde ve üst üste uyumak zorunda kalması anlamına geliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden (HRW) Ortadoğu Araştırmacısı Amr Magdi, "Mısır’daki tutukluluk koşullarına bakıldığında genelde tutukluların bazen sırf yatak olmadığı için aynı anda uyuyamadıkları ve dönüşümlü olarak uyuduğu durumlar görülüyor. Herkesin yatabileceği yeterli alan yok" diye konuşuyor.

Geçen yıl gazetemize özel demeç veren ve Mısır zindanlarındaki insan hakkı ihlallerini yakından takip eden İmdat Vakfı genel Müdürü Dr. Eşref Tevfik, “Mısır hükümetinin tutuklulara karşı uzun süredir uyguladığı taktik ve stratejisi yavaş öldürme stratejisidir.” Açıklamasında bulunmuştu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir