• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Cemaat-İ İslami Lideri Turabi Gazetemize Konuştu: KEŞMİR, FİLİSTİN GİBİ
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Nizamettin Aşkın

1947 yılında Pakistan’ın Hindistan ayrılmasıyla başlayan Keşmir sorunu 72 yıldır devam ediyor. Hindistan ile yapılan savaşlar yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Siyonist terör çetesinin Filistin üzerinde uyguladığı zulüm ve stratejilerin aynısını Keşmir üzerinde uygulayan Hindistan, zaman zaman yapmış olduğu kışkırtmalarla Keşmir’i yeni bir savaşın eşiğine getirmiş durumda. Halkının yüzde 85’inin Müslüman olduğu bölgede yaşayanlar her ne kadar Pakistan ile birlikte hareket etmek isteseler de, Hindistan bölgenin stratejik konumu ve sahip olduğu yer altı kaynakları sebebiyle buna yanaşmıyor. Keşmir’deki son durum, Cemaati İslami’nin çalışmaları ve Hindistan’ın Keşmir üzerinde uygulamak istediği projeler hakkında İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulunan Azad Keşmir Siyasi Partiler Birliği Başkanı ve Keşmir Cemaat-i İslami lideri Abdurraşid Turabi, siyonistlerin Filistin üzerinde uyguladığı projelerin aynısını, Hindistan’ın da Keşmir’de uygulamaya çalıştığını ve Hindistan ile siyonist terör çetesinin stratejik ortak olduklarını ifade etti. Turabi, “Hindistan eskiden beri Keşmir’in şu an içerisinde bulunduğu durumu gerçekleştirmek istiyordu. 1947 yılında birkaç hafta içerisinde yüz binlerce insanı katletmişti. Yaklaşık 2 milyon 500 bin insanın da yerinden edilerek Pakistan’a gitmelerine sebep olunmuştu. Amaçları Keşmir’i Müslümanlardan temizlemektir.” dedi.

“ASIL MAKSATLARI KEŞMİR’İN DEMOGRAFİK YAPISINI BOZMAKTIR”

1947’den önce Hindistan içerisinde Cammu ve Keşmir’de özerkliğin olduğunu hatırlatan Turabi, “O zaman kanuna göre Keşmirli olmayan birisi Keşmir’den yer satın alamazdı. Ancak ticaret ve gizi amaçlı gidebilirdi. Şimdi ise o maddeler kaldırıldı. Böylelikle Hindistan’ın her bölgesinden insanın Keşmir’e gelip yerleşmesi için kapı açılmış oldu. Buradaki asıl maksatları oranın demografik yapısını bozmaktır.” diye konuştu.

“HİNDİSTAN HER AN SAVAŞ ÇIKARABİLİR”

Şimdiye kadar Pakistan ve Hindistan arasında Hindistan’ın kışkırtmasından dolayı 3’ü büyük 6 savaş meydana geldiğini hatırlatan Turabi, “1947-48 senesinde yapılan ilk savaşın ardından, 1965 yılında tekrar savaş oldu. 1984 yılında Kargil bölgesinde küçük bir savaş oldu. 1988 ve 1990 yıllarında birer savaş daha yaşandı. Şu anda da her an bir savaşın çıkması muhtemeldir. Hindistan çeşitli baskılarla Keşmirli kardeşlerimizin direnişini kırmak, umutlarını boşa çıkarmak istiyor. Ancak Pakistan sürekli olarak Keşmirli kardeşlerine destek ve ümit veriyor. Pakistan her yönden Keşmirlilerin yanında durduğu için Hindistan onları da cezalandırmak istiyor. Onun için Hindistan her an savaş çıkarabilir.” ifadelerini kullandı.

“HİNDİSTAN İLE BİRLİKTE HAREKET EDEN KEŞMİRLİLER DE İLLALLAH ETTİLER”

Turabi, “Hindistan bu hareketi yaparak Keşmirlilerin Hindistanlılarla olan ilişkilerini bitirmiş oluyor. Keşmir özerk bir bölge olsa da Hindistan’la anayasal bağlamda bir ilişkisi vardı. Hindistan mecburiyetten de olsa Keşmir’i kabul ediyordu. Eskiden Hindistan ile birlikte hareket eden Keşmirliler de illallah ettiler. Artık hiçbir şekilde Hindistan ile hareket etmek istemiyorlar.” şeklinde konuştu.

“70 GÜNDE 30-35 BİN KİŞİ TUTUKLANDI”

70 günden beri Keşmir’de sokağa çıkma yasağının olduğunu hatırlatan Turabi, “Bu süre içerisinde 8-10 yaşından başlayarak 13 bin genç içeri alındı. Son 70 gün içerisinde toplamda 30-35 bin kişinin tutuklandığı belirtiliyor. Bir mahalleden diğer mahalleye doğru dürüst haber gitmiyor, ne olduğu bilinmiyor. Bu baskılar ve yıldırma politikasıyla halk korkutuluyor. Okullar kapalı, doğru dürüst alışveriş yapılamıyor. Bundan bıkarak kendilerini dışarı atanlara da kurşun yağdırılıyor. Bu baskılarla birlikte namus tehlikesi var. Orada ekonomik ve psikolojik baskı ile hâkimiyet sağlamaya çalışıyorlar. Turizm bölgesi olan Keşmir’de 70 gün boyunca sokağa çıkma yasağının olması bölgeyi ekonomik olarak zora sokuyor. Ziraat anlamında pirinç ve elma ile meşhur olan bölgede zirai çalışma yapılamıyor. Böyle bir ortamda Hindistan’la ilişkilerin, birlikteliğin devam etmesi düşünülemez.” dedi.

“CEMAATİ İSLAMİ'NİN ÇALIŞMALARI HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR”

Cemaati İslami'nin Keşmir’de yaptıkları çalışmalar hakkında da konuşan Turabi, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Azad Keşmir ile Cammu ve Keşmir bölgesinde Cemaati İslami hareketinin çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Cemaati İslami'nin davet çalışmaları, eğitim çalışmaları ve Keşmir’i zulüm altından kurtarmak için siyasi çalışmaları devam ediyor. Ben de parlamento içerisinde bulunuyorum. Hareketin yaklaşık 450 civarında eğitim merkezleri var. Bu merkezlerde 125 bin öğrenci var. Bu sayının içerisinde de 10 bin yetim var. Bu yetimlerin tüm masraflarını cemaat üstleniyor. Bunun haricinde de 150 dini eğitim merkezimiz var. Farklı sebeplerden ötürü çalışamayacak durumda olanların da geçimlerini sağlamaları için yardımcı oluyoruz. Yani siyasi sorunlardan başlayarak mahallelerdeki kişisel sorunlara kadar her türlü sorunla ilgileniyoruz. Diğer İslami camialar ve siyasi hareketlerle güzel ilişkilerimiz var. Bazı program ve çalışmaları ortaklaşa yapıyoruz. Kurmuş olduğumuz Milli Birlik Platformu’na neredeyse bütün İslami camialar üye olmuş durumda. Herkes kendi çalışmasını yapsa bile bir şekilde dirsek temasında bulunuyoruz. Sadece Keşmir sorunu için değil ümmetin diğer sorunları için de bir araya gelmemiz gerektiği için bu birliği kurduk. Siyasi anlamda da Azad Keşmir bölgesinde ‘Siyasi Partiler Birliği’ni kurduk. Ben hâlihazırda bu birliğin başkanlığını yürütüyorum.”

“FİLİSTİN’DE YAPILANLARIN AYNISI KEŞMİR’DE YAPILMAK İSTENİYOR”

Hindistan ve siyonist terör çetesinin stratejik ortak olduklarını ve Filistin’de uygulamaya konulan oyunun aynısının Keşmir’de de uygulandığını hatırlatan Turabi, şunları aktardı: “Ortadoğu’da Müslümanları sıkıştırmak için Filistin’de bir plan, Güney Asya’da Müslümanları sıkıştırmak için Keşmir’de başka bir plan yapıyorlar. Bu iki plan da aynı zihniyetin planıdır. Hindistan ve siyonist rejimin stratejik ortak olduklarını, aynı yolda yürüdüklerini biliyoruz. Keşmir’de siyonist rejimin danışmanları var. Onlarla danışarak hareket ediyorlar. Filistin’de kullanılan bazı silahlar Hindistan’a verildi. Teknolojik olarak da danışmanlık olarak da Hindistan’ın arkasında siyonist rejim var. Şubat ayında Pakistan’la yaşanan ufak bir çatışmada Hindistan’ın iki uçağı düşürüldü. O çatışmada Hindistan’dan Pakistan’a atılan füzelerin siyonist rejim yapımı olduğu görüldü. Siyonist rejimin Filistin’e karşı uyguladığı işgal neyse Hindistan’ın Keşmir’e karşı uyguladığı işgal de odur.  Nasıl ki Filistin’de ufak ufak yerleşim yerleri açılarak toprakları ele geçiriliyorsa Keşmir’de de kanuni olarak Hindistanlıların o topraklara yerleşmesi için önleri açılıyor. Filistin’de yapılanların aynısı Keşmir’de yapılmak isteniyor.”

“İSLAMİ KURUMLARIN KEŞMİR İÇİN TEPKİLERİNİ ORTAYA KOYMALARINI İSTİYORUZ”

“Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanlara karşı bir baskı yapılıyorsa ilk önce Keşmirli Müslümanlar karşı çıkıyorlar.” diyen Turabi, “Kendileri işgal altında olsa da ellerinden gelen tek şey olan gösteri düzenlemeyi gerçekleştiriyorlar. Onların kalbi nasıl ki tüm Müslümanlar için atıyorsa tüm İslam âleminin de kendileri için ses vermelerini bekliyorlar. Şimdiye kadar Keşmir için kim ses verdiyse onlara teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı çıkış Keşmirlilere taze kan oldu. İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer İslami kurum ve kuruluşlardan da böyle tepkiler vermelerini bekliyoruz. Tüm Müslümanların gönüllerinin bizimle olduğuna inanıyoruz. Ancak İslam ülkelerinde olan liderlerin de bu şekilde olmalarını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

"MÜSLÜMANLAR GEREKLİ TEPKİYİ VERİRLERSE HİNDİSTAN UYGULAMALARINDAN VAZGEÇER”

Turabi, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Hindistan’ın ticari ilişkilerinin yüzde 70‘i İslam ülkeleriyle gerçekleşiyor. Eğer Müslüman olan ülkeler sadece bir hafta alışverişi keserlerse Hindistan kendisine gelir. 'Eğer Keşmir’e bu şekilde davranırsan senden alışverişi keseriz’ derlerse Hindistan uygulamalarından vazgeçer. Eğer Müslümanlar yaşananları doğru bir şekilde gündeme getirebilirlerse Hindistan uygulamalarından vazgeçmek zorunda kalacaktır. Ancak nedense Müslüman ülkelerin liderlerinden böyle bir şey göremiyoruz. Bu konuda biraz kırgınız.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir