• DOLAR 32.501
  • EURO 34.939
  • ALTIN 2439.752
  • ...
İtalya Trieste`de Anlamlı Ramazan
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
İTALYA - Türkiye`den İtalya`ya gelenlerin geçmişi en fazla 16 yıl öncesine dayansa da, kısa bir süre önce Trieste`ye yerleşen Türkiyeli Müslümanların ortaya koydukları İslami çalışmalar takdire şayan bulundu.
 
Üç Müslüman arkadaşın 2003 yılında şehre mülteci olarak geldiğinde sol gruplara mensup birkaç kişi dışında kimsenin olmayışı onları karamsarlığa itmemiş. Hayata tutunmak için İtalya`nın başka bir şehrinde kalan bir tanıdıklarının yardımıyla bir lokanta açan bu 3 arkadaş, şehrin Liman kenti olmasını dikkate alarak gerek gemici ve tır şoförleri, gerekse de dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen mültecilerin ibadetlerini yapabileceği küçük de olsa bir mescid açmaya karar vermişler. Bu arada üç iken on beş olan bu gayretli Müslümanlar, 2005 yılında şehrin ortası sayılabilecek bir yerde daha önce dershane olarak kullanılan bir daireyi kiralayarak Said-i Nursi Kültür Merkezini açmışlar.
 
Ramazan`da verilen iftar ikramı vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz ziyaret esnasında Kültür Merkezi ve kentte ikamet eden Türkiyeli Müslümanlarla ilgili bilgisine başvurduğumuz Veysel Aydemir, yaklaşık 7 yıl önce kurulan merkezin duygulandıran serüvenini şu şekilde aktardı: "Kente mülteci olarak ilk ben gelmiştim. 3 ay gibi bir süre iltica kampında kaldım ve kampta kalan Türkiyelilerin hemen hepsi İslami yaşantıdan uzak sol kökenli mültecilerden oluşuyordu. Derken İslami hassasiyete sahip iki kardeşimiz daha geldi. Kısa zamanda aramızda bir birliktelik oluştu. Bu birlikteliği değerlendirerek bir tanıdığın yardımıyla ortaklaşa lokanta açtık. Lokantada hem geçimimizi sağlıyor hem de ikamet ediyorduk. Bu hal uzun bir müddet devam etti. Zira lokantayı borç aldığımızdan borcu ödeye bilmek için ev tutmaya gücümüz yetmiyordu."
 
"İlk Ev Kiraladığımızda Sevinçten Halay Çekmiştik"
İmkanlarının kısıtlı olmasının kendilerini İslami çalışma yapmaktan geri bırakmadığını anlatan Aydemir, "Her şeye rağmen haftada bir gün ders yapıyorduk. Tabi zamanla ev tutma imkanımız oldu. Hiç unutmam ilk evimizi kiraladığımızda sevinçten kalkıp halay çekmiştik. Bu arada sayımız her geçen gün artıyordu. Bazı arkadaşlarımız oturum aldı. Evde kalan bir kardeşimiz oturum alıp memleketten ailesini getirince biz o evi ona bırakıp başka bir eve geçiyorduk. Zamanla ailelerini getiren kardeşlerimizin sayısı arttı. Çünkü İtalya kısa sürede çoğu kardeşimize oturum vermişti. Şimdi olduğu gibi o dönem de iftar ikramları veriliyordu. Her gün bir evde iftarımızı açıp teravihlerimizi kılıyorduk. Sohbetlerimiz aynı şekilde devam ediyordu. Sayımız 15 aileyi bulunca bir mescid açmaya karar verdik. Çünkü şehir dışındaki Arap Camisi dışında ne bir mescid vardı ne de bir camii. Aramalarımız kısa zamanda sonuç verdi. Bulduğumuz yerde -Allah`ın bir lütfü olsa gerek- şehrin tam ortasında limana yakın mevkideydi. Bu şekilde düşünü kurduğumuz mescid hayalimiz gerçek oldu." dedi.
 
Çalışmalarının her geçen gün ivme kazandığını aktaran Aydemir, Kültür Merkezinin kuruluşundan bu yana her Ramazan ayında Bayan ve Erkeklerin okuduğu mukabele, her gün 35 ile 50 kişiye verilen İftar ikramı ve teravih geleneğini sürdürdüklerini belirtti.
 
Son olarak Pakistanlı, Bangladeşli ve Türkiyeli Müslümanların bir araya gelerek iftar yapmasının kendilerine ayrı bir haz verdiğini söyleyen Aydemir, `Tabi siz Çağrı TV ve İlke Haber Ajansı çalışanlarını soframızda ağırlamaktan büyük mutluluk duyduk. Buraya gelmekle bizleri çok sevindirdiniz" şeklindeki sözleri sarf ederken gözlerinde görülen mutluluk halkın doğru ve ilkeli haberciliğe duyduğu özlem olarak algılandı.
 
Mescid İmamı Türkiye`den Gönüllü Olarak Gelmiş
Said-i Nursi Kültür merkezinde imamlığın yanı sıra aynı zamanda öğrencilere İslami eğitim veren Molla Vahdeddin Kaya hoca ise, Türkiye`de ders verdiği medrese yaz tatilinde olduğundan kültür merkezinin Ramazan ayında imamlık yapma teklifini kabul ederek Trieste`ye gelmiş. İlerleyen yaşına rağmen önceki yıllarda da Trieste`ye gelerek gönüllü imamlık yaptığını öğrendiğimiz Vahdeddin hocanın, `Daha önce ismini dahi duymadığımız bu şehirde başlatılan İslami çalışmayı çok anlamlı buluyorum. İslami çalışmaların büyüğü ile küçüğü arasında fark görmüyorum. Temel prensibimiz Allah Resülü`nün (sav) öğretisi olan `bir kişinin hidayetine vesile olmanın, yeryüzünde güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha hayırlı olduğu` prensibi olmalıdır diye düşünüyorum. Bu yüzden Avrupa`nın değişik yerlerinden teklif almama rağmen ben burayı tercih ettim." demesi hizmetin yaşının olmadığını ortaya koyarken, aynı zamanda her şeye paragözüyle bakılmayacağını hatırlattı.
 
İftar Yemekleri Anadolu Restoran`dan
Kentteki Müslümanların sayısı her ne kadar az da olsa, hemen hepsi ya bir lokanta açmış veya her hangi bir lokantada çalışıyor. Mevsim yaz, günler uzun ve aylardan Ramazan ayı olmasına rağmen iş sahipleri dükkânlarını kapatamadığından, hem işverenler hem işçiler ramazanı çalışarak geçiriyorlar. Kültür Merkezinde verilen iftar yemekleri de bu restoranlardan birinde, Anadolu Restoran`da hazırlanıyor. 5 yıl önce dükkânı satın alan 3 ortağın işleri ilk yıllarda iyi gitmiş. Ancak İtalya`da baş gösteren ekonomik kriz Anadolu Restorandı da büyük ölçüde etkilemiş. Öyle ki restoranda 10 işçi çalışırken, bu sayı ikiye düşmüş. Restoranın işinin düşmesine neden olan bir başka unsur ise karşısına açılan içkili restoran olmuş. Bu rağmen restoran sahibi iftar yemeklerini gönüllü olarak hazırlayıp kültür merkezine getirmekte en ufak bir tereddüt etmemiş. Üstelik bunu son 3 yıl yapıyormuş. (Basri Özmen - İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir