• DOLAR 32.569
  • EURO 34.927
  • ALTIN 2440.517
  • ...
Aziz İstanbul
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğrusu bu yılki kutlu doğum etkinliklerinin belki de nasıl geçeceği en çok merak edileni İstanbul’da planlanan programdı. Şimdiye kadar özellikle Diyarbakır, Batman gibi illerde yüz binleri toplayan Peygamber Sevdalılarının Kazlıçeşme performansı, pek renk vermeseler de dost-düşman birçok kesim tarafından merakla bekleniyordu. Doğu’daki etkinliklerde kırsaldan gelen yoğun katılım, şehirlerin birbirine yakın olup kitlelerin kanalizesinin kolay olması ve bölgenin tarihi-kültürel geçmişi gibi faktörler göz önüne getirilip çeşitli açıklama ve varsayımlarda bulunuluyordu. Hâlbuki İstanbul, kozmopolit yapısı; barındırdığı birbirinden farklı onlarca kültür ve taşıdığı kendine has havası ile çok daha farklı ve belirsiz bir coğrafyaydı.
 

Aslında Kazlıçeşme gibi milyonları içine alabilecek bir alanda bir miting yapma kararı bile cesaret edilmesi güç ve muhtemel sonuçları ağır olabilecek bir düşünceydi. Sanırım şimdiye kadar hükümet partisi, iktidarın tüm imkânlarını seferber ederek bu alanı doldurabilmişti. CHP, BDP gibi diğer siyasi aktörler ise bu meydan okumaya karşılık cılız bir sesle, buradayız, mesajı vermeye çalışmışlardı.
 

Aslında Pazar günkü kalabalık herkes için bir sürpriz oldu denilebilir. Gerçi etkinliği düzenleyen Stk gönüllüleri günlerdir harıl harıl çalışıyor, yüz binlerce el ilanı, afiş ve davetiyelerle kent halkını programa çağırıyorlardı. Her ne kadar bu yoğun ve samimi çalışmalar söz konusuysa da İstanbul gibi kalabalık, birbirinden kopuk, insanların ve camiaların bir diğerinden habersiz yaşamını sürdürdüğü bir kentte böyle kalabalıkları tek çatı altında toplamak oldukça güç bir durumdur.
Etkinliğin yapılacağı alana sabahın ilk saatlerinden itibaren çevre il, ilçe ve köylerden insanların akın akın gelmesi saatler sonra yaşanacak coşkusunun müjdecisi gibiydi. Gelenler arasında çeşitli İslami camia gönüllüleri kadar çok daha farklı kültür ve kimlik taşıyan geniş bir yelpazede insanların olması ayrıca irdelenmesi gereken bir husus. Sanki Peygamber Efendimizi görmeye geliyor gibi heyecanlı ve coşkulu kadın, çocuk, yaşlı; çarşaflı, pardesülü ve türlü şekillerde, farklı millet ve coğrafyadan insanların fevç fevç etkinlik alanını doldurmaları asırlar önce verilen müjdenin tekrarı gibiydi. Hani Mekke’nin fethi sırasında Müslümanlar dört koldan şehre girerken Hz Abbas yüksek bir tepede durmuş, yanındaki Ebu Süfyan’a geçen kabileleri tanıtıyordu. Ebu Süfyan da büyük bir dikkatle geçiş yapan askerleri izliyor; nasıl olur, hâlbuki falan falan kabile Muhammed’e (SAV) en büyük düşmanlık besleyenlerdi, falanlar O’na karşı savaşıyorlardı nasıl şimdi onun tarafına geçtiler diyerek gördükleri karşısında hayretler içinde kalıyordu.
 

Sonuç olarak bu etkinliğin Müslümanlar için, er veya geç atmaları gereken ciddi bir adım ve ayrıca bundan sonraki süreç adına bir kırılma noktası olduğunu söyleyebiliriz. Dönemin ünlü bir siyasetçisinin dediği gibi ‘’İstanbul temsili bir Türkiye’dir. İstanbul’u kazanan tüm ülkeyi kazanmış demektir.’’ Gerçekten de jeopolitik konumu, sahip olduğu ekonomik imkânlar ve taşıdığı manevi hava ile İstanbul’da sağlam bir yer edinmek, bundan sonra yıkılması çok güç bir yapı oluşturulduğunun belirtisidir. Öyle görülüyor ki bundan sonra İstanbul bu hayır yarışında artık Diyarbakır ve Batman’ın güçlü bir rakibi olacak hatta ‘Kazlıçeşme Meydanı’ peygamber sevdalılarının bu eşsiz aşkına su yetiştiremeyecek, dar gelecektir
Yalnız kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir husus da unutulmamalıdır. Başarı ve inayet yalnız Allah’tandır. Şüphesiz O istemese değil yüz binler iki kişinin bile yan yana gelmesi mümkün değildir ve bunun örneklerinin üzerinden çok geçmemiştir. Mehmet Göktaş Hoca’nın dediği gibi bu kalabalıklar ne saman alevi gibi birden yanan ve yükselen çok geçmeden de sönüp kaybolan bir sevdadır ne de öyle kolay, bedelsiz ve haybeden bir araya getirilmiştir. Her zamandan daha çok ihlâs ve takvaya riayet edilmesi gereken bu anlarda sabrını ve nefsini kontrol edenler şüphesiz her zaman kazanacak ve yaptıklarının karşılığını her iki tarafta da alacaktır.

Tarih: 7 Mayıs 2012

 

Emrullah Can / Diyarbakır - Yaş: 28

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!

Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfadan az olsun. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir