• DOLAR 32.553
  • EURO 34.963
  • ALTIN 2444.305
  • ...
“Bize ne olduysa azar azar oldu”
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bize ne olduysa azar azar oldu. Nasıl mı? Önce “iletişim çağı” denilerek, zamanın ve imkânların değiştiği çağın ilerlediği ve iletişim çağına uymayan, bu tayfaya katılmayan geri kalmakla, gericilikle anıldı. Dünya küçük bir köy haline geldi gelmesine ama biz nasıl bir hale geldik?

Hiçbir şey dozunda kalmadığı gibi sosyal medya kullanımı da dozunda kalmadı ve birer “sosyal medya hastaları” haline geldik. Artık insanlar birbirlerini ziyaret etmektense, aramayı, hatta sosyal medyada paylaşılan fotoların altına yorumlarıyla yaşadıklarını belli eder oldular. Gençler sırf paylaşacak güzel fotoğrafları olsun diye mekân mekân gezer ve halden hale girer oldular.

Muhafazakâr kesim ise sokakta gördüğünde selam vermeyeceği bir erkeğe veya bayana sosyal medya üzerinden beğeni ve yorum yapmakta. Sosyal medya haram helal sınırlarını zorlarken, ailede sohbet ve muhabbet kalktı, hatta aile bireyleri, kimin nerede ve ne yaptığını sosyal medyadan öğrenecek bir kıvama geldi. Gençler sosyal medyada zaman öldürürken, maneviyatlarını kötü yönde etkilediğinden habersiz ya da farkında olarak kendisini bundan alamıyor. Çünkü zamanla bağımlı hale getirildi. Beyinler uyuşturuldu ve değerler, artık sosyal medyada neye değer veriliyorsa ne önemseniyorsa o kişilerin değeri haline geldi. Birer içi boş insanlar haline getirilmeye çalışılan insanlık, bu büyük kitlesel oyuna geldi.

Gazetelerde ve dergilerde TV de verilmek istenen mesaj önce fark ettirilmeden verilirken şimdi ise alenen ve çekinmeden değerlere ve fikirlere dil uzatılmakta. Tam anlamıyla bilinçli olmayan halk ise zamanla aynı yorumları yapmakta, hak olarak gösterilen, aksine batıl olan davaları ve fikirleri savunur hale getirildi.

Gençler ise takipçi, beğeni arttırma ve insanların ne aldığı ne verdiği, hangi ortamda takıldığıyla meşgulken, bu meşguliyetin sonunun dedikodu, zan ve gıybete doğru gitmesi de umurunda değil. Kendisini her gün bir adım daha gerileten sosyal medya, genç üzerinde doyumsuzluk ve tatmin olamama duygularını kamçılıyor. Rotasız, sınırları zorlayan, idealsiz, amaçsız bir hayat sunuyor. Aile düzeninden, fertlerinden hoşlanmayan, onları cahil ve geri kalmışlıkla suçlayan, elindeki telefonun markasını beğenmeyen, giydiği kıyafetin daha bilindik bir markadan olmasını ve yaşam standartının daha iyi olmasını istiyor. Bunların hepsine tek tek ulaştıktan sonra yine mutsuz ve umutsuz suçlayıcı haline dönüyor. Elde ettiği şeyler onu sadece anlık mutlu edebiliyor, sonra daha güzelini görüp ona sahip olunca mutlu olacağını ve başka bir şeye ihtiyacının olmayacağını düşünüyor.

Müslüman genç sosyal medyada bir çizgiye sahip olmalı. Takip ettiği sayfalar, meşgul olduğu programlar, yaptığı yorumlar ve beğeniler bu çizgi üzerine olmalı. Zamanını ve kullanma süresini iyi bilmeli ve sınırları içerisinde hareket etmelidir. Çünkü biliyoruz ki sosyal medya ağına kişi kendisini kaptırdığında kendine gelmesi ve bırakabilmesi çok zordur. İslami değerlerinin elinden kayıp gitmesini izlemeyi bırakıp, bir an önce silkelenmeli ve değerlerinin farkına yeniden varmalıdır. Sosyal medyanın sersemliğinden kurtulma derdine düşmelidir.                                       

RUMEYSA SÜLÜN

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir