• DOLAR 32.271
  • EURO 34.811
  • ALTIN 2464.432
  • ...
SON DAKİKA
Siyonistlerin Geleceğe Bakışları Bulanık
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Siyonist lider ve düşünürleri şu anda müthiş bir korku ve endişe sarmış durumda. Siyonistlerin eski ve yeni liderlerinin son dönemde yaptıkları açıklamalar, düzenledikleri konferanslar, kapalı kapılar arkasında verdikleri demeçler dikkate alındığında, kendilerini ansızın yakalayan Arap dünyasındaki değişimin ardından rejimlerinin geleceğiyle ilgili çelişkili düşüncelere sahip oldukları, iyimser olmadıkları ve ufukta kendileriyle ilgili sis dalgası gördükleri anlaşılacaktır.
Siyonist yazarlar, analistler, araştırmacılar ve zirvedeki yöneticiler, gelecekle ilgili önseziden yoksunlar. Bunun bir çok nedeni olabilir. Ama sanırım en önemlisi onların terör, şiddet ve zulümle elde ettikleri toprak konusunda hak sahibi ve davalarında haklı olmadıkları konusundaki gizli inançlarıdır. Başbakan Netanyahu’nun Siyonist parlamento kürsüsünden rejimlerinin bölgede büyük bir istikrarsızlıkla karşı karşıya olduğunu söylemesi Siyonist liderlerin taşıdıkları korkuyu yansıtıyor.
Siyonistlerin ilk liderleri ve ilk yöneticileri Siyonizm’i nasıl daha fazla yayabileceklerini ve nasıl daha fazla toprak işgal edebileceklerini düşünürken, şimdiki liderler Filistin kanı üzerine kurdukları bu yönetimi daha ne zamana kadar devam ettirebileceklerinin hesabını yapıyor.
 
Siyonist liderler Arap halkların bölgede yabancı bir varlığı kabul etmeyeceğini biliyorlar. Bu halklar sandıkta kendi iradelerini ortaya koyduklarında işgalciyi reddetme konusunda da tercih ve tavırlarını ortaya koyacaklardır. Siyonist Genel Kurmay Başkanı Benny Gantz’ın “Arap dünyasındaki bahar bizi 1967 yıllarındaki günlere geri götürdü” sözleri aslında buna işaret ediyor.
 
Siyonist basın yayın organlarının Mısır’la yapılan Camd David Anlaşmasıyla ilgili nabız yoklayıcı haberler yaptıkları ve Mısır’daki İslamî partilerin buna saygılı olacağı yönünde kanaatlerini ortaya koydukları gözden kaçmıyor. Son günlerde eski Amerika Başkanı Jimmy Carter’in bu yöndeki açıklamasını da büyük bir iştahla yayınladılar. Bu konuda aceleci davranan Siyonist basın bu tavrıyla aslında işgal rejimindeki kafa karışıklığını ve Mısır’da değişimi ellerinde bulunduranların neler yapacakları konusunda ciddi endişeler taşıdıklarını gösterdiği gibi, bu haberleri alel acele yayınlayarak Mısır’daki İslamî kesimin nabzını yoklamak istediklerini de ortaya koyuyor.
 
Batıl ve geçersiz bir temel üzerine kurulan olgu geçersiz, batıl ve hukuksuzdur. İsmi ne olursa olsun diktatörlük batıldır ve gayri meşrudur. Çünkü üzerinde kurulduğu temel batıl ve hukuksuzdur. Dolayısıyla gerçek bir meşruluk ancak seçimle meydana gelebilir. Halkın kendi iradesiyle batıl üzerinde ittifak etmesi mümkün olmadığına göre, bölgedeki halkların batıl, hukuktan yoksun ve geçersiz bir temel üzerine kurulan işgal yönetimini kabul etmesi ve onunla normal bir ilişki kurması da mümkün değildir.
 
Siyonist yazarların, önümüzdeki dönemin barış mefhumunu yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılacağını savunması aslında Mısır’da Camd David Anlaşmasının yeniden gözden geçirilmesini talep eden halka haklılık payı veriyor.
Siyonist yazar Amos Harel konuyla ilgili yayınladığı makalesinde Camp David Anlaşmasından geriye bir şey kalmadığını, halkın bakışını anlaşmadan uzaklaştırmak isteyen Siyonist liderlerin bundan korktuğunu belirterek, Arap dünyasındaki son değişimin Camp David Anlaşmasının içini boşalttığını kaydetti.
 
Kuşkusuz 2012 yılı işgalci için kötü geçecektir. Bölgesel ve küresel deşişim baş döndürücü bir şekilde sürmektedir. İşgal rejimi ne kadar propaganda yaparsa yapsın, tuzak kurarsa kursun ve komplo teorileri üretirse üretsin bundan mutlaka etkilenecektir.
 
Doğrusu işgal rejimi barışın derdinde olmamıştır ve olmayacak. Gelişmeleri çıkarı için kullanmak için böyle bir tabelayı kullanıyor. Durum böyle giderse El-Ağvar bölgesini işgal ettiği topraklara ilhak edecek, yerleşkelerin sayısını artıracak, önümüzdeki dönemde kurulacak bağımsız Filistin devleti için Batı Yaka’yı birbirinden kopuk kantonlara ayırmaya çalışacaktır. Bu da daha çok karışıklık daha çok kargaşa ve kaos demektir.
 
Siyonist işgal rejimi 1967 sınırları dahilinde bir Filistin devletinin kurulmasını kabul eder, Filistin halkının onuruyla yaşama talebine karışmaz ve saldırılarını durdurursa, o zaman kendisini tarih çöplüğüne atacak yıkıcı bir savaştan belki korunmuş olacaktır.
 
Halid Maâli
Filistinhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir