• DOLAR 32.271
  • EURO 34.748
  • ALTIN 2404.768
  • ...
Yılbaşı Kutlamaları ile Toplumu Yozlaştırmak İstiyorlar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Ömrümüzden geçen bir yılın daha son günlerini yaşıyoruz. Miladi olarak yeni yıla gireceğimiz bugünlerde geride bıraktığımız ömrümüzün muhasebesini iyi yapmalıyız. Müslümanların kültüründe olmayan ve Hıristiyan âdeti olan yılbaşı  kutlamalarından uzak durmalıyız. Dünyanın her yerinde yaşayan Katolik, Protestan bütün Hıristiyanların aynı tarihte mahalli gelenekleri doğrultusunda bu kutlamalara katıldıklarını ifade eden İlahiyatçı Yazar Mehmet Talu, “Bu kutlamalar onlar için çok önemlidir. Birbirlerine hediye alır, o geceyi neşeli geçirmek için her şeyi unutup, kendilerini zevk-u sefaya verirler. Biz Müslümanlar da Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin doğum yıldönümünü kutluyoruz. Ama mübarek bir gece olarak, Mevlid Kandili olarak. Bu yüzden aslında yılbaşı ve Noel’in Hıristiyanlıkla da Hz. İsa (a.s.) ile de hiçbir alakası yoktur. Eğer olsa idi; yılbaşı gecelerinde kiliselerde ayinler yapılır, bu gece bir çılgınlık havası içinde değil, bir takdis havası içinde kutlanırdı. Ama gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında bulunan kiliselere bakıldığında bu gecenin zulmete bürünmüş olduğunu ve içlerinden en küçük bir hareketin olmadığı görülecektir” dedi.
 

DİNİMİZ; BATIL İDEOLOJİLERE MUHALEFET ETMEYİ EMREDİYOR

“Dinimizde, Noel ve yılbaşı kutlamalarının yeri yoktur” diyen Talu, “Bu, yılbaşının biz Müslümanlar için, resmî ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmasından başka hiçbir kıymet ve değeri asla yoktur. Biz Müslümanlar için Muharrem ayının birinci gecesi: Yılbaşı gecesidir” dedi. Toplumumuzda ve diğer Müslüman toplumlarda “yılbaşı kutlaması” adı altında düzenlenen eğlence toplantıların ise, hiçbir kültürel ve geleneksel temele sahip olmadığına dikkat çeken Talu, “Bu bakımdan Hıristiyan olmayan ülkelerde yılbaşı kutlamaları, Batı’nın körü körüne taklit edilmesinin veya Hıristiyan Batı’nın kültür ihracının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Yılbaşı kutlaması, Noel ağacı süslemesi, Noel Babanın hediye bırakması gibi âdetler toplumumuzda kültürel tahribata ve kimlik bunalımına yol açmakta, yeni yetişen kuşakları kendi öz değerlerinden koparıp Batı’nın hayat tarzına alıştırmakta, sonra da onların değer ve inanç esaslarına sıcak bakmaya ve giderek onları benimsemeye götürebilmektedir. Dinimiz; kâfirlere, münafıklara, batıl din ideoloji mensuplarına muhalefet etmeyi emretmiş ve onlara benzemeyi kesin bir şekilde haram kılmıştır. Çünkü dış görünüş itibarıyla onlara benzemek, neticede ahlakî değerlerde, kötü ve çirkin işlerde ve hatta inançta onlara benzemeye sebep olur. Gerçekten giyimde, sözde, davranışta ve işlerdeki benzeşmeler, kalplere tesir ederek onlara karşı sevgi ve saygıyı meydana getirir” diye konuştu.

MÜSLÜMANLAR KENDİ ÖRF VE GELENEKLERİNİ YAŞATMALIDIR
Müslümanların her devirde kimlik ve izzet sahibi olması, gayrimüslimlere karşı onurlu bir şekilde kendi kültür, örf ve geleneklerini yaşatmaları gerektiğini ifade eden Talu, “Müslüman toplumların birlik ve bütünlüğü, dış etkilere karşı direnci açısından fevkalâde önemlidir. Sakal ve bıyıktan, giyim ve kuşamdan, eğlence ve sanattan, şehirleşme ve ev düzenine kadar Müslümanların ayrı bir üslûp ve geleneğinin olması, onlara bu sosyal şahsiyeti kazandırabilecek olumlu unsurlardır. Dinî ve millî kültür değerlerinden kaynaklanan örf ve adetler, milletlerin geleceğinin teminatıdır. Kendi örf ve adetlerinden kopmuş, başka milletlerin dinî ve millî kültür değerlerine kendini kaptırmış milletler, er veya geç de olsa kendi dini ve millî kişiliklerini yitirmeye mahkûm olurlar. Tarih bu gerçeği belgeleyen olaylarla doludur” şeklinde konuştu.
 

İNSANIMIZ CAHİL BIRAKILMIŞ

Yılbaşı gecesi insanlar yanlışa düşmesinler diye onları hak ile meşgul edecek, onları o günahtan alıkoyacak iyi şeylerle meşgul olsunlar diyen Abdülmetin Balkanlıoğlu Hoca, “İnsanımız son derece cahil bırakılmış. Eğer gerçekten İslam onlara akidesiyle, vacibiyle, edebiyle, ahlakıyla ve tavrıyla anlatılsaydı bunlar böyle hatalara düşmezlerdi. Biz her fırsatı insanların bilinçlenmesi ve şuurlanması için değerlendirmek zorundayız. Kötüler her fırsatta bize çullanıyorlar onun için biz onlara fırsat vermemeliyiz. Biz kendi aksiyonel yapımız itibariyle insanları bilinçlendirme, şuurlandırma fırsatlarını değerlendirerek birlik ve beraberliğimizin pekişmesi için çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

BİR DÜŞÜNÜN HELE!
Gayrimüslim bir komşunuz var. Adı Agopyan olsun mesela. Kurban Bayramına sayılı günler kalmış…Herkeste bir telaş, bir koşuşturmaca… Ve siz, o gayrimüslim komşunuzu görüyorsunuz: Bir koçun boynuzuna asılmış, Çeke çeke evine götürüyor. NE DÜŞÜNÜRDÜNÜZ? HAYAL KURUN!

Kendinizi gayrimüslim  komşunuzun yerine  koyun.Yılbaşı yaklaşıyor. Müslüman komşularınızı izleyin. Kuruyemişçilerin  önünde kuyruk, eve nadir alınan  meyveler, yemişler… Çam ağacı süslemeleri, Hediyeleşmeler, tebrikler…
NASIL GÖRÜNÜYORSUNUZ?
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir