• DOLAR 32.258
  • EURO 35.202
  • ALTIN 2447.094
  • ...
ROBOSKİ`DE KATLiAM!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Yaşanan olay büyük bir vahşet olarak değerlendirilirken Genelkurmay Başkanlığı’nın olayı kabul edip adeta yine “yanlış yaptık” açıklaması akıllara, “Bu kaçıncı yanlış katliam” sorusunu getirdi.

DEVLETİN KATLİAMLARINA BİR YENİSİ EKLENDİ
Roboskê Köyü’nden 35 kişinin hunharca katledilmesiyle beraber devletin zaten kabarık olan katliam siciline yeni bir sayfa daha eklenmiş oldu. “Terörle Mücadele” adı altında son zamanlarda başlayan operasyonel süreçte hedefin “öldürmek değil yaşatmak” olduğu, bununla ilgili mizansen bazı hadiseler üzerinden yönlendirme çalışmalarının yürütüldüğü bir ortamda uçaklarla gerçekleştirilen bu elim hadise, devletin çizdiği “güvenilirlik” çehresine de indirilmiş bir darbe oldu.
Doğruhaber’e konuşan köylüler büyük bir vahşete tanık olduklarını ifade ettiler. Köylüler, “Olayı duyduktan sonra hemen olay yerine gittik. Birçoğunun kolu, bacağı, kafası kopmuştu. Cenazeleri topladık. Ancak bazı cenazelerin kopan parçalarını bulamadık. Olay gerçekten dehşet vericiydi. Sorumlular cezalandırılmalı” dediler.
 
Bu kaçıncı yanlış!..  Uludere’de Katliam
Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu (Roboski) Köyü’nde geçimlerini Irak’tan mazot getirerek sağlayan 36 köylü, F16 savaş
uçaklarından atılan bombalar sonucu hayatını kaybetti. Yaşanan olay büyük bir vahşet olarak değerlendirildi.
 
Doğruhaber
Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu (Roboski) Köyü’nde geçimlerini Irak’tan mazot getirerek sağlayan 36 köylü, F16 savaş uçaklarından atılan bombolar sonucu hayatını kaybetti. Yaşanan olay büyük bir vahşet olarak değerlendirilirken Genelkurmay Başkanlığının olayı kabul edip adeta yine “yanlış yaptık” açıklaması akıllarda, “Bu kaçıncı yanlış katliam” sorusunu getirdi. Ayrıca olayla ilgili hükümetin nasıl bir tavır alacağı merak ediliyor. İşte olayla ilgili ayrıntılar…

OLAY NASIL GERÇEKLEŞTİ
Doğruhaber’e konuşan köylüler Kuzey Irak’a mazot kaçakçılığı için giden ve aralarında 14 -15 -18 yaşlarında gençlerin de bulunduğu 36 köylünün dönüş yolunda asker tarafından önlerinin kesildiğini, daha sonra da kaçan grubun F16 savaş uçağıyla vurulduğunu belirttiler. Açılan ateş sonucunda çoğu akraba 36 köylünün de hayatını kaybettiğini söyleyen köylüler büyük bir katliam yaşandığını belirttiler.

ÖLENLERİN KOLU BACAĞI KOPMUŞTU
Katliamın hemen ardından olay yerine gittiklerini ifade eden köylüler büyük bir vahşete tanık olduklarını ifade ettiler. Köylüler, “Olayı duyduktan sonra hemen olay yerine gittik. Birçoğunun kolu, bacağı, kafası kopmuştu. Cenazeleri topladık. Ancak bazı cenazelerin kopan parçalarını bulamadık” dediler.

ASKER HABER VERMEDİ
Şimdiye kadar böyle bir katliam görmediklerini anlatan köy sakinleri, “Bu insanlık dışı bir olaydır. İlk kez böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Kasten yapılmış bir olay olarak görüyoruz. Gençlerin önünü asker kesmiş, uçaklar da bombalamış. Daha önceden asker bir tespit yaptığı zaman arar sorardı bunlar kaçakçı mı diye. Ancak bu kez sormadılar” diye konuştular.

BÖYLE BİR ŞEY BEKLEMİYORDUK
Köyün korucu köyü olduğunu anlatan köy sakinleri, “Korucuyuz. Silahlı mücadelede bulunmuşuz. Kimi emekli, kimi hâla koruculuğa devam ediyor. Biz böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyorduk” diyerek katliama tepki gösterdiler.

EKMEĞİMİZİ ÇIKARIYORDUK
Köyün tek geçim kaynağının kaçakçılık olduğunu dile getiren köylüler, “Dedelerimizden bugüne kadar devlet bize bir kurşun bile sıkmamıştı. Bizim işimiz gücümüz kaçakçılıktı. Köyümüzde bir geçim kaynağımız yoktur. Biz de mazot kaçakçılığı yapıyoruz. Keyfimizden yapmıyoruz bunu. Yaptığımız ekmek mücadelesidir” dediler.

BU İNSANLIK DIŞI BİR OLAYDIR
Yaşanan katliama tepki gösteren köylüler, devletten özür beklediklerini ancak insanlık dışı bir olay olduğu için olayı kabul etmediklerini söylediler. Köy sakinleri, “israil bile böyle bir şey yapmamıştır. İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyoruz. Devletimizden bir özür bekliyoruz ama böyle bir yanlışlığı kabullenmeyiz. Bu insanlık dışı bir olaydır. Biz bunu devletten beklemiyorduk. Demiyoruz bu devletin bilgisi dahilindedir. Belki kişisel bir olaydır ve bir provakasyon da olabilir” dediler.

KÖYLÜLERDEN BDP’YE TEPKİ
BDP’nin olayı sahiplenmesine de tepki gösteren köylüler şöyle konuştular; “Bizim BDP’lilerle işimiz olmaz. Bu bizimle devlet arasında bir olaydır. Biz bu vahşeti kabul etmiyoruz. BDP’nin de bu olayı sahiplenmesine tepki gösteriyoruz”

DEVLETİN KATLİAMLARINA BİR YENİSİ EKLENDİ
Ortasu köyünden 36 kişinin hunharca katledilmesiyle beraber devletin zaten kabarık olan katliam siciline yeni bir sayfa eklenmiş oldu. Edinilen bilgilere göre sınır kaçakçılığı yapan köylülere önce sınır karakolundan ateş açıldı, ardından da Diyarbakır’dan kalkan F-16 savaş uçakları tarafından bomba yağdırılarak toplu katliam gerçekleştirildi.
Terörle Mücadele” adı altında son zamanlarda başlayan operasyonel süreçte hedefin “öldürmek değil yaşatmak” olduğu, bununla ilgili mizansen bazı hadiseler üzerinden yönlendirme çalışmalarının yürütüldüğü bir ortamda uçaklarla gerçekleştirilen bu elim hadise, devletin çizdiği “güvenilirlik” çehresine de indirilmiş bir darbe oldu.

BİRİLERİ OLAYI SAPTIRACAK
Belki kimileri çıkıp gecenin o saatinde köylülerin orada ne işi vardı, gibi pişkin gerekçeler de üretecektir. Belki de bu toplu cinayet, olayda aktif rol alan kimi askeri yetkililerin “kasıtlı” davranışlarına indirgenerek hükümetin yeni “terörle mücadele stratejisini baltalamak” olarak değerlendirilerek bunların PKK ile eşgüdümlü hareket ederek hükümeti yıpratma sürecine indirgenecektir. Belki her derde deva “esrarengiz tanıklar” ortaya çıkıp olayın nasıl da Ergenekon-PKK işbirliği ile gerçekleştirildiğinin anatomisi yazdırılmaya çalışılacaktır.

KATLİAMIN HİÇBİR GEREKÇESİ OLAMAZ
Sorumlu kim olursa olsun, nasıl bir senaryo ile savunuculuk yapılırsa yapılsın, hiçbir gerekçe, ortaya çıkan katliam tablosunun mazereti olamayacaktır. Bu katliamdan herkes sorumludur. Askerden siyasetçisine, bürokratından memuruna kadar herkesin bu korkunç tabloda sorumluluğu vardır.

FATURA HÜKÜMETE KESİLECEK
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Meclisteki tarihi konuşması, keza Beşir Atalay’ın yeni açılım paketi etrafında söylediği oldukça önemli açıklamaların yankısının sürdüğü bir ortamda, rahatsızlıklarını açıkça belli edenlerin hükümetin yanıbaşında kümelenen kesimler olduğu göz önüne alınırsa, artık olayın sadece Ergenekon komplosuna indirgenmesinin inandırıcılığı da kalmamış demektir. Ama her halukarda, bu aşamadan sonra velev ki olayda hükümeti zora sokacak kimi askeri yetkililerin kasıtlı davranışları olsa bile, icra makamı olarak faturanın hükümete ve hükümet politikalarına kesileceği muhakkaktır.

DAHA ÖNCE DE ASKER AYNISINI YAPTI
Hani her çatışma öncesi yapıldığı söylenen “Teslim ol!” çağrısı?.. Yaşanan çatışmaların vazgeçilmez klasikleri arasına giren “Teslim ol çağrısına ateşle karşılık verdiler” sözünün artık bir “asker efsanesi”nden öteye geçmediği böylece ortaya çıktı. Geçen hafta Nusaybin’de su tesisatçılığı yapan iki sivil, ellerindeki borular silah zannedilerek asker tarafından vuruldu. Gerekçe, ellerindeki araçların, su borularının silaha benzetilmesiydi. Yeri geldiğinde silahları “Boru” olarak görmek bir TSK klasiği olarak kayıtlara geçmişken, “Boru”ların silaha dönüşmesi garip değil miydi?

GENELKURMAY’DAN OLAYLA İLGİLİ AÇIKLAMA
Genelkurmay Başkanlığı, katliamla ilgili bir açıklama yaparak olayı üstlendi. Açıklamada PKK mensuplarının, Irak’ın Kuzeyinden gelerek hududa yakın karakol ve üs bölgelerine eylem yapacağına dair istihbarat alındıklarını belirtirken, “Keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39’da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir. Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37 - 22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır” denildi.
 
KATLİAMDA HAYATINI KAYBEDENLERİN İSİMLERİ
Yaşamını yitirenlerden ismi belli olan
31 kişinin isimleri şöyle:
Özcan Uysal, Nevzat Encü, Salih Encü, Ferhat Encü,
Şervan Encü, Osman Kaplan, M. Ali Tosun, Nadir Almak,
Yüksel Ürek, Salih Ürek, , Adem And, Hamza Encü,
Cemal Encü, Şıvan Encü, Bedran Encü, Hüseyin Encü,
Selam Encü, Aslan Encü, Celal Encü, Zeydan Encü,
Orhan Encü, Fadıl Encü, Vedat Encü, Selman Encü,
Cihan Encü, Karker Encü, Fikret Encü, Hüsnü Encü,
Çetin Encü, Savaş Encü, Erkan Encü.
STK’lardan katliama tepki,

Uludere’de yaşanan katliama sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi. Batman Mustazaf-Der, Özgür-Der ve Kelhaamet Dergisi tarafından yapılan basın açıklamalarında olay kınandı. Açıklamalarda olayın faillerinin bir an önce bulunması ve cezalandırılması istendi.
Batman Mustazaf-Der tarafından yapılan açıklamada Genelkurmay Başkanlığının yaptığı basın açıklamasına tepki gösterilerek, “hava harekâtında öldürülenler masum köylüler, sivil insanlardır! ‘Terörist grup sandık!’ demek, bu elim hadiseye mazeret değildir. Hiçbir mazeret bu büyük ayıbı kapatmaz” denildi. Özgür-Der tarafından yapılan açıklama da ise “Muğlalı zihniyeti Uludere’de hortladı” denildi. Kelhaamed dergisi tarafından yapılan açıklamada da, “Devlet her halukarda suçludur. AKP hükümeti şayet yaşanan katliam nedeniyle bir adım atacaksa bu, derhal olayın faillerini cezalandırma ve yaşanan mağduriyeti bir nebze de olsa hafifletme noktasında gerekenleri yapmak olmalıdır” ifadeleri yer aldı.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir