• DOLAR 32.194
  • EURO 34.982
  • ALTIN 2512.06
  • ...
Her kadın birİnci olabilir mi?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ŞÜKRÜ GÜNDÜZ / DOĞRUHABER

Dua Yayıncılık birbirinden güzel eserleri kitapseverler ile buluşturmaya devam ediyor. Dua Yayıncılıktan son olarak Abdulhakim Sonkaya`nın yazdığı ‘Bir İnci Olabilirsiniz` kitabı çıktı. Kitapta inci gibi olan kadınların süs eşyası haline getirilmesi durumunda, nizamın bozulacağı ve toplumun nasıl zarar göreceği anlatılıyor. İnci gibi kıymetli olan kadınların kendilerinin inci olduğunu fark etmesi, erkeklerin de ellerindeki incinin kıymetini anlaması için mutlaka okunması gereken bir kitap

“Her kadın bir incidir. İpte dizili oldukça ve sedefinde saklı oldukça da birincidir. Her kadın bir inci ve birinci olmak ister. Ama bunun yolu nizamını koparmak veya sedefinden çıkmak değildir. Kadın Kur`an`da buyrulduğu üzere her zaman sedefinde saklı bir yumurta olduğu zaman bir incidir, birincidir. Yoksa kırılıp dağılır. O zaman ne bir inci ne de birinci olur. Kadın nizamın nizamıdır. Nizamın ipidir. İpteki veya hazinedeki incidir. Bu nedenle onun ipi kopmamalıdır. Eğer kadının ipi koparsa inci taneleri gibi saçılır. Her tarafa dağılır. Böyle olursa hayatın nizamı kopmuş, kıymet ve faziletleri sağa sola saçılmış olur”

Dua Yayıncılık birbirinden güzel eserleri kitapseverler ile buluşturmaya devam ediyor. Dua Yayıncılıktan son olarak çıkan kitaplardan ‘Bir İnci Olabilirsiniz` kitabı raflardaki yerini aldı. Abdulhakim Sonkaya`nın yazdığı kitap kadın, toplum ve aile ilişkisini çok güzel bir şekilde anlatıyor. Ailece istifade edilebilecek bu kitap ile ilgili Kitabın yazarı Abdulhakim Sonkaya ile görüştük. Sonkaya, kitap ile ilgili sorularımıza cevap verdi. Kitapta ilmi ve irfanî olarak bir çok kelime ve deyime açıklık getirilmiş; Kadına saçı uzun aklı kısa neden iltifattır? Kadın neden Nun harfi gibi olmalıdır? Kadının kritik eşiği nedir? Ar ile ayar arasındaki ilişki nedir? Kadın ar sahibi olunca eşini nasıl ayarlar? Genç ve sağlıklı kalma iksiri nedir? Kadın kara gözlü mü olmalı yoksa gözü kara mı olmalı? Kavuşma aşkı öldürür mü? Zevce mi, karı mı? Ve her kadın erkeği için neden elini kesmelidir? Ayrıca Mekke, Medine, Nisa ve Maide gibi dikkat çeken önemli isimlerin anlamı ele alınmış. Kitap sadece kadınlara hitap etmiyor. Aile reisi olan erkekler için de istifade edilebilecek bir kitap.

KADIN İNCİ GİBİ İKEN, NASIL BONCUK OLDU?

Bütün kadınların inci kadar kıymetli olduğunu ancak bazı kişilerin kadına boncuk muamelesi yaptığını ifade eden Abdulhakim Sonkaya, “İnci sedefinde değerlidir. Ve sarrafı olan onun değerini bilir. Her şey ehlinde olduğunda kıymeti anlaşılır. Onun için Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘Emaneti ehline verin diye buyuruyor` kadın da bir emanettir ve bir incidir. Ama bazıları ona boncuk muamelesi yapabilir. Kadın da kendisini boncuk yapmamalıdır. Bazı erkekler vardır ki eşine boncuk muamelesi yapar. Çünkü sarraf değildir. Eşinin güzel yönlerini görmez. Aynı şekilde kadında öz güven olmadığı zaman kendisinin bir inci olduğunu yansıtamıyor. Bundan esinlenerek kitabımıza bu ismi verdik. Bir inci olabilirsiniz dediğimizde bu hem kadına hem de erkeğe bir mesajdır. Kadın kendisinin bir inci olduğunu bilecek, erkek de onun bir inci olduğunu bilecek ve ona boncuk muamelesi yapmayacak” dedi.

HER TÜRLÜ SÜS KADIN İÇİNDİR, KADIN SÜS İÇİN DEĞİL

“Her türlü süs, her türlü güzellik kadın içindir. Kadın bunlar için değildir. Kadın bunlar için kullanılmaz” diyen Sonkaya, “Kadına bu değeri Kur`an, Peygamber (s.a.v)  ve İslam veriyor. Kitabımızda yer verdiğimiz konular Kur`an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ile anlatılmıştır. Kitapta, Kur`an`da kadın ile ilgili dolaylı olarak temas edilen ayetleri de bir araya getirdik. Kur`an-ı Kerim`de müennes olan bütün sıfatlar kadınlıkla ilgilidir. Bugünkü sömürü düzeninde kadın ekonomik ve maddi kazancın bir reklamı olarak kullanılıyor. Kur`an-ı Kerim`de ‘kadına mehir olarak kıntar altın verseniz de ondan bir şey geri almayın` diye buyuruyor. Kıntar altın ne demek? Tonlarca altın demektir. Allah`u Teala niye kıntar altın verin diyor? Erkek aşkını ve değerini ortaya koymak için bunu yapmalıdır. Hz. Ömer, mehri sınırlandırmak istiyor. Bir kadın onun önünü kesiyor ve ‘Ey Ömer, Allah bize bu hakkı vermiş. Sen nasıl onun sınırlandırmaya çalışırsın` diyor. Hz. Ömer bundan vazgeçiyor. Allah`u Teala mehirde sınır vermemiş. Çünkü kadın çok aziz ve her türlü maddi değerin üstündedir. Bu bir erkeğin her türlü maddi varlığını eşinin önüne sereceği manasına geliyor” diye konuştu.

AŞK BASİT OLANA VERİLMEZ

Bu kitabın her aile için bir başucu kitabı olduğunu söyleyen Sonkaya, bu kitabı okuyanların sevginin hikmetini, sevginin manasını fark edeceğini belirterek, “Bu kitabımızı kadın okuduğu zaman erkeği, erkek okuduğu zaman kadını anlayacak. Biz bunu sadece kadınlar için yazmadık. Bu kitap bir aile kitabıdır. Kitabı okuyanlar sevginin hikmetini, sevginin manasını fark edecek. Bir erkek de bu kitabı okuduğu zaman Kur`an-ı Kerim`in anlatımı ile kadını tanımış olacak. Aynı şey kadın için de geçerlidir.  Allah`u Tela hür kadınlarla evlenilmesini işitiyor. Çünkü kadın azizdir. Bir insan kadına inci muamelesi yapmazsa onu sevmez. Aşk hiçbir zaman basit olana verilmez. İnsan sevdiğini yüceltir. Bir insan birisini sevdiği zaman onu dünyanın en üstün varlığı olarak görür. Ondan dolayı değerini bilmeli ki sevsin. Basit görülen şey sevilmiyor. Sevgi basit olana değil değerli olana gider.” şeklinde konuştu.

SEVGİ İRFANLA ANLAŞILIR

Ailede sevgi ve muhabbetin çok önemli olduğunu ifade eden Sonkaya, “Sevgi ancak irfanla anlaşılır. Ondan dolayı irfanı bilmeden hikmeti bilmeden aşkı yakalamak mümkün değildir. Çünkü sadece mantıkla sevgi anlaşılmaz. Allah`u Teala kadını saçı uzun olarak yaratmış. Çünkü saç ve şuur birbiri ile alakalıdır. İnsan şuurlu olduğu zaman duygusal olduğu zaman bunu daha iyi anlayabilir. Yoksa sadece mantıkla bu iş anlaşılmaz” dedi.

ÖNSÖZÜ OLMAYAN KİTAP

Kitabın dikkat çeken bir özelliği ise bildiğimiz kitapların aksine uzun bir önsöze yer vermemiş olmasıdır. Bunun sebebini sorduğumuz Sonkaya, bunun sebebini şöyle açıklıyor; “Önsöz, bir şeyi tanıtmaya yöneliktir. Hikmet izaha muhtaç değildir. Çok kitap var piyasada. Başlar başlamaz zihin dağılarak değil, toplanarak başlasın istedik. Bir şeyi çok izah etmeye çalışmak insanı zorluyor. Biz istedik ki kitabı okumaya başlayan zihnen derli toplu başlasın”

KADIN ‘NUN` GİBİ OLMALIDIR

Kadın ve erkeğin birbirini iyi tanıması halinde ailede sevgi ve muhabbetin oluşacağını söyleyen Sonkaya, “Mim ve nun bir havuz gibidir. Kuşatıcıdır. Kadın ‘um` olduğu için ümmet de oradan geliyor. Nun gibi olması lazım ki her şeyi ihtiva edebilsin. Mim`in başında bir topuz var. Topuz kadına yakışmıyor. Erkek heybetini eşini ezmek için değil, dengeyi sağlamak için kullanmalıdır. Mim ve nun insanın zamiridir. İkisi birlikte kişilik olur. Maide sofra demektir. Kadın sadece erkeğin kalıbını doyurmayı denememelidir. Erkek de sadece ‘eşim benim soframı hazırlasın karnımı doyursun` dememelidir. Maide demek hem kalıba hem kalbe hitap etmek demektir. Erkek eşini maide olarak gördüğü zaman bu hem kalıbın hem kalbin sofrası olmalı. Yani Peygamber Efendimiz eşleri ile oturup sohbet ediyordu. Demek ki sohbet de bir maidedir. Bir kadın sadece yemek yaptım gerisine karışmam dediği zaman nasıl bir sorunsa, erkeğin de ben yemeği yemedim başka bir şeye gerek yok dememelidir. Aralarında bir diyaloğun ve muhabbetin olması gerekiyor” diye konuştu.

UTANGAÇLIK NEDEN KADINA YAKIŞIYOR?

Utanma, ar ve haya gibi kavramların kadında anlam kazandığını ifade eden Sonkaya, “Utanmanın bir rengi var. Bir bayan utanınca yanakları al al olur. Erkeğinki böyle olmaz. Bu kadına yakışır. Utangaçlık kadına yansıyor. Erkek için kızardı deniliyor. Sevginin usulü sadakattir. Kur`an-ı Kerim kadın ve erkek ilişkisinin ciltsel ve tensel olmasını istemiyor. Bunun ötesinde kalbi boyutu, sadakati, vefası, ortak hayalleri olan bir birliktelik istiyor. Bundan dolayı Kur`an-ı Kerim, sadakata vefaya ve nikaha dayanmayan ilişkiye zina diyor. Ve bunun cezası olarak ciltlere ceza veriliyor” şeklinde konuştu.

SAĞLAM AİLE YAPISI ÜMMETİ KORUYOR

İslam`ın aile kurumuna çok önem verdiğini belirten Sonkaya, “Bütün projelerin odağında aile kurumu var. Bizim en güçlü argümanımız ailemizdir. İslam âleminde birçok sorun var. Ama aile korundukça inşallah bütün sorunların üstesinden gelinir. Avrupa`da aile bitmiş, Avrupa bitecek. Savaş yok ama yine bitiyorlar. Ama İslam dünyasında savaş var. Buna rağmen sağlam bir aile yapısı olduğu için Müslümanların nüfusu yine artıyor” dedi.

KADIN İNCİ OLDUĞUNU FARK EDİP, BUNU FARK ETTİRMELİDİR

“Kadın bir inci gibi olduğunu hem fark etmeli hem de bunu fark ettirmelidir” diyen Sonkaya, “Kadın bu özgüvene sahip olmalıdır. Kadın özgüvene sahip olmadığı zaman eşini kendisine bağlayamaz. Kıskançlık özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor. Kıskançlık erkekte niye ters tepki yapıyor? Çünkü erkek kadınında bunu bir zaaf olarak görüyor. Öz güven eksikliğinin sonucu olarak görüyor. Hâlbuki kendisine güvenen kadın ne der; ‘eşim benden daha iyisini bulamaz`. Kadın bu şeklide inci olduğunu fark etmelidir. Erkek eşine değer vermezse, ona sevgi besleyemez. İnsan düşük olarak gördüğüne acır. Üstün gördüğüne ise sevgi besler. Erkek kadını düşük görmeye başladığında acır. Kadın ise acınmaktan rahatsız olur. Allah`u Teala onun için ‘Kadınla erkeğin arasına sevgi ve rahmeti yerleştirdim` diye buyuruyor. Önce sevgiyi sonra merhameti” şeklinde konuştu.

ABDULHAKİM SONKAYA KİMDİR?

1972 yılında Mardin Midyat`a bağlı Gelinkaya (Keferhavar) köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Mardin`in farklı yerlerinde, lise eğitimini de Van ve Mardin İmam Hatip Liselerinde tamamladı. 1999 yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Babası Molla İsmail`den İslami ilimler eğitimini aldı. Erbilli Molla Selim ve daha birçok zattan teberrük dersleri aldı. Üveysi Eşşeyh Halil Yusuf Halil el-Hüseyni`den usul ve irfan dersleri aldı. “Hikmet Kâseleri” isimli bir eseri yayınlandı. Arapçaya çevrilmiş makaleleri de olan Abdulhakim Sonkaya ilim, irfan ve usul sahasında formel bir eğitime dayanan “Hikmet Mektebi” adlı bir müktesebata sahip. Çok sayıda ilmi ve felsefi risaleleri, makaleleri, analiz ve mütalaaları bulunuyor. Halen İstanbul`da ikamet etmekte olan Abdulhakim Sonkaya, Doğruhaber gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. Buna ilaveten farklı alanlarda ilmi çalışma ve programlarına devam etmektedir. Abdulhakim Sonkaya evli ve beş çocuk babasıdır.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ: 1-Hikmet Kaseleri, 2010 2- Birinci Olabilirsiniz! Dua Yayıncılık, 2015

Bu haberler de ilginizi çekebilir