• DOLAR 32.599
  • EURO 35.029
  • ALTIN 2451.369
  • ...
İslami Uyanış ve İslam Düşmanlığı Arasında Azerbaycan
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Azerbaycan Cumhuriyeti, başta zengin petrol kaynakları olmak üzere sahip olduğu büyük yer altı zenginlikleri, stratejik konumu, hepsinden önemlisi de % 90’lık İslami nüfusuyla dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Hassas konumundan dolayı Batılı ülkelerin, özellikle de Siyonist rejimin iştahını kabartmaktadır.

Bu günlerde Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da İslami uyanışın her geçen gün yoğunlaştığı, Müslümanların güçlendiği, Müslüman halkların başına uzun süredir musallat olan Batı destekli despot ve diktatör rejimlerin bir bir yıkıldığı, Amerika ve Avrupa’da yoğun bir protesto dalgalarının halkı sokaklara döküp buradaki ülkeleri de iç meselelerle boğuşturmaya başladığı, bu ülkelerin diktatörleri savunma yerine kendi iç meselelerini halletmek için yol aradığı önemli bir dönemde yaşıyoruz. Bütün bunlar üç inkılap ya da üç orduyla ilgili Kissinger’ın öngörüsünü hatıra getirmekte ve söylediklerinin gerçekleşebileceğini ortaya koymaktadır. Kissinger üç orduyla Avrupa’nın geleneksel sisteminin değişmesi, Batı dünyasındaki siyasi ve ekonomik yapının Batıya doğru yönelimi ve nihayetinde İslami hareketlerin ortaya çıkışını hatırlatmaktadır.

Batıda, halkın % 99’unun % 1 olan kapitalistlere karşı mücadelesi parolasıyla meydanlara dökülen kitlelerin itirazları Batıyı kara kara düşündürmektedir.

Dünya büyük değişikliklere sahne olurken Azerbaycan’da da önemli değişikliklerin yaşandığına tanık oluyoruz. Halkın İslami tesettüre yönelişine karşın tesettüre karşı savaş açan devletin Müslümanları baskı altında tutmasına rağmen bu ülkede yoğun bir İslami uyanış yaşanmakta, halk İslam şeriatının ihyasıyla ilgili sloganları daha canlı dillendirmektedir. Bu hareket her ne kadar yolun başlangıcını gösterse de, Azerbaycan Müslüman halkına büyük bedellerle mal olduğu görülmektedir.

Azerbaycan’ın siyasi yapısı baskıcı rejimin eliyle şekillenmiş, ülke yöneticileri siyasi ve sosyal yapıyı kapalı tutarak gücü ellerinde tutmaya devam ediyorlar. Ülkenin Ermenistan’la savaş halinde olduğu bahanesiyle istedikleri zulmü yapmaktan geri durmuyorlar. Hiçbir somut yönü olmadığı halde halka dayatılan bu durum bahane edilerek halkın hayatını sınırlandıran kanunlar uygulanmakta, siyasi muhaliflere yönelik baskı ve sindirme çabaları aralıksız devam etmektedir. Bu ülkede faaliyetlerine izin verilen tek parti Haydar Aliyev’in kurduğu Yeni Azerbaycan Partisidir. Devlet tarafından resmen desteklemekte, Haydar Aliyev’den beri yapılan bütün seçimlerde Yeni Azerbaycan Partisi % 80 oy aldığı söylenmektedir.

Yasak olmasına rağmen gösterilerin başladığı Azerbaycan’da, halkın baskı ve dayatmalara karşı çıkışları, özellikle de İslam Partisi taraftarlarının yoğun protestoları sık sık göze çarpmaktadır. Müslümanlar daha çok Bakü, Gence ve diğer şehirlerde hükümetin zulmünü protestoya devam etmektedir. Hükümetin Müslümanlara karşı acımasız tutumu, İslami tesettüre düşmanlığı ve her alanda yasaklamaya çalışması karşısında gittikçe gelişen ve yükselen bir itiraz dalgası göze çarpmaktadır.

Tarihi Şah Abbas camisinde büyük kalabalıkların dışarılara taşan namaz safları ve İslami hareketlerin halk arasında her geçen gün yoğunlaşan faaliyetleri Azerbaycan devletini tedirginliğe sürüklemektedir. Başbakan yardımcısı Ali Hasanof, İslami grupların kalabalık protestolarına karşı şiddetli tepkisini dile getirirken, kendilerini yakmaya çalışan seyyar satıcılara (Tunus inkılabını ateşleyen gence atıfta bulunuyor) kadar hiç kimseye göz açtırmayacaklarını dile getiriyordu. 

Azerbaycan eski cumhurbaşkanı Haydar Aliyof, bakanlar kurulunda yaptığı konuşmada İslam’a bağlı siyaset izleyeceklerini dile getirmiş, Nahcıvan’da Hz. Fatıma Camiini inşa ettirmişti. Sovyetler Birliği zamanında yıkılıp tahrip edilen camileri ve diğer İslami müesseseleri onaracağını söylüyordu. Hükümeti ele geçirip temellerini sağlamlaştırdıktan sonra İslam’la ilişkisini sona erdirdi. Müslümanlara şiddetli baskı uygulamaya başladı. Hükümeti için tehlike olacağını düşündüğü şahısları bir bir siyaset sahnesinden uzaklaştırdı. Ermenistan işgaline karşı mücadele eden Revşen Cevadov ve grubunun üyelerini darbe bahanesini ileri sürerek kurşuna dizdirdi.

Hükümetinin devamını sağlamaya çalışan Haydar Aliyov, Türkiye üzerinden Siyonist rejimle ilişkilerini geliştirip Azerbaycan’ı bu rejimin hizmetine açtı. Öldürülmesinden önce gerilla grubu başkanı Revşen Cevadov’u huzuruna çağırtıp Ermenistan ile çatışmaktan vazgeçmesini, (elindeki bir dosyayı gösterip) İsrail’den gelen bu dosyayı esas olarak bundan sonraki mücadelelerinin İslami İran ile olacağını söylemişti.

İslam’ı kullanarak tahtını sağlama alan Aliyov, Müslümanlara karşı şiddet politikasını sürekli devam ettirdi. Henüz yeni kurulmuş İslam Partisinin taraftarlarına büyük baskı uygulattı. Sovyetler zamanında da İslami mücadele veren Azerbaycan İslam Partisi başkan Ali İkram Aliyov’u tutuklatıp günlerce işkenceden geçirtti.

Aynı geleneği sürdürüp Siyonist rejimle ilişkilerini daha da geliştiren İlham Aliyev bu rejimin emriyle hareket etmektedir. Babasının Müslümanlara karşı açtığı savaşı acımasızca sürdürmektedir. Zindanları ağzına kadar doldurduğu Müslümanlara göz açtırmamaktadır. Sovyetlerin İslam’ı yok etme çabalarına rağmen varlıklarını sürdüren Müslümanlar, İslam düşmanı rejimin baskılarına rağmen gün geçtikçe meydanları daha yoğun bir şekilde doldurmakta, bu ülkede İslam’ın hakim olması için her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını haykırmaktadırlar.

Yazan: Siyamek Aslani

Çeviren: Hanefi Aydın / doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir