• DOLAR 32.494
  • EURO 34.917
  • ALTIN 2420.14
  • ...
Mutlu Yaşam Kapısı Disiplinle Açılır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Esra Toprak / Nisanur Dergisi
 
Disiplin Latince; öğretmek, terbiye etmek demek olan “discipulus” kelimesinden gelmiştir. Önceleri öğretim ve eğitim manasındayken sonradan ilk defa Büyük Frederik tarafından ceza anlamında kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında ise “zaptu rapt” deyimi (askeri zapt etmek, vazifeye bağlamak ve fertler arasında manevi bağ sağlamak) bugünkü disiplin manasındadır. Dilimizde cezai müeyyide olarak değil, ilk önceleri kullanılan mana esas alınarak kullanılmaktadır. Nitekim ceza konusunda yanlış anlaşılıp ‘ceza’yla alakası olmayan bir terimdir.

Genel olarak ifade ettiğimizde disiplin; tertip, düzen, davranış biçimi ve eğitimidir. Yapacağı bir işi düzenli bir şekilde ifa edip davranışın oto kontrolden geçmesidir. Ve disiplin “Enerjiyi hedef doğrultusunda bir kurşun gibi sıkmak için, imkânların dağılmasına, heder olmasına engel olmaktır.” (1)

Kelime anlamının eğitim ve terbiye oluşu, olumlu tarafının gösterilmesi açısından delildir. Disiplinli olmak hayatımız açısından başarılara kapı aralayıp hedeflerin daha çabuk gerçekleşmesine öncelik kazandırır. İnsan ve toplum olarak bu uyuşukluğun, başıboşluğun, can sıkıntısının, ne yapacağını bilememenin ve gelişi güzel yaşayışın en temel sebebi disiplinli bir hayatın olmayışıdır.

En küçük bir işte bile disiplinin olması elzemdir. Güneşin ve gecenin her gün saatinde doğması, ağaçların belirli aylarda meyveye durması, mevsimlerin artarda geliyor olması dünya açısından da bir disiplinin olduğunu gösterir.

Peki, küçük kâinat olan ve irade sahibi bir varlık olan insanın hayat disiplinin daha çok zaruri olması gerekmez mi?

İrade dedik ve ancak güçlü, kararlı ve azimli bir iradeyle disipline edilebilir birçok şey... İradeye hâkim olup ileriyi düşünerek ve başıboşluğu savarak disiplini hayatımıza ortak edebiliriz. Allah (CC) bizleri yaratıp dünyaya başıboş salmadığı gibi yapmamızı istediği bir takım ibadetlerle de kulunu disiplin altına sokuyor. Allah’ın bir diğer adı da ‘Rab’dır ve kelime anlamı da terbiye etmektir.

Tuvalet adabını dahi bizlere öğreten dinimiz, tüm ibadetler ve hayatımızın geneli açısından bizi kulluk disiplinine sokuyor ve bu disiplinle terbiye ediyor. Ama bir hedefin olması o disipline daha çok azim katar. İbadetlerin merkez noktası da Allah rızası olduğundan kulluğun disiplin boyutu zevkle yapılıyor. Bu açıdan disiplin zevkini alabilmek için muhakkak bir neden ve sonuç ilişkisinin olması gerekir.

Niçin erken yatıp erken kalmak gibi bir disiplin uyguluyorum kendime? Sağlıklı olup zamanı daha çok verimli kullanmak için... Niçin günlük plan yapıyorum? Her günün verimli ve düzenli geçmesi için... Bunun gibi daha önemli hedeflerin olması gerekir ki disiplin istenilen hedefe güzelce gidebilsin...

Şu da unutulmamalıdır ki; disiplinin dozajı yerli yerinde kullanılmadığı taktirde zararı da yansır. Farabi’nin dediği gibi; “Disiplin ne sert ne yumuşak olmalı, ılımlı bir yol izlenmelidir.”

Disiplin azlığı ya da çokluğu da önemlidir ve bunun ölçümü şöyle yapılabilir. Eğer disiplinli bir hayatı kendimiz uyguluyorsak severek yapmak, başkasının disiplinli olmasını istiyorsak sevdirerek yaptırmak... Disiplinin ilk etapta kulağa olumsuz gelmesi; onun katı, itici ve özgürlükleri kısıtlayan gibi bir algı giydirilmesi dolayısıyladır. Onun için sevmek, ilk ve en önemli adımdır. Tabi sevmek için de faydasını ve yansıyacak olan olumlu tarafını görebilmek gerekir.

Evet, kulağa olumsuz gelmesinin ardındaki bir diğer sorun da disiplinin özgürlük kısıtlayıcısı olarak görülmesidir dedik. Aslında gerçek özgürlük, ancak disiplinli bir hayatla olur.

Düşünelim ki; bir düzen yok hayatımıza dair ve hayat dağınık bir şekilde nefsimizin isteklerince ilerliyor. Asıl kölelik bu değildir de nedir? Nefis köleliği ve...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir