Dikkat etmişseniz hayatını yeryüzünde sürdüren insanoğlu için kendisine en çok lazım olan, olmazsa olmaz konumundaki her şey ya bedavadır yahut da çok ucuzdur.

Yaşayabilmemiz için birinci derecede ihtiyaç duyduğumuz, hava, güneş ve su bedavadır.

Her ne kadar bazı durumlarda suya para veriyor olsak da aslında suyun kendisine değil, evimize kadar getirilmiş olmasından veya benzer hizmetlerden dolayıdır.

Evet, bizim için hayati bir yeri olan hava, su, güneş için bir ücret ödemiyoruz. Her ne kadar bunlar bazı durumlarda kirletilmiş olsa da, kirleten de yine bizleriz.

Aldığımız gıdalara, en çok muhtaç olduğumuz yiyeceklerimize baktığımızda her şeye rağmen çok ucuz olduğunu görüyoruz. Ekmek bunların başında gelmektedir. Ekmek bizim olmazsa olmazımızdır. Ülkeler ve bölgeler arasında tüketim miktarında biraz değişiklik olsa da, mutlaka her gün ekmek yemek durumundayız. Ve her şeye rağmen ekmekten daha ucuz bir yiyeceğimiz yoktur.

Sonra, çocukluktan itibaren bizim için en temel gıda süttür, yumurtadır. Hiçbir yiyecekle kıyaslanamayacak şekilde böylesine zengin içeriğine karşılık süt de, yumurta da çok ucuzdur.

Uyduruk ve zararlı meşrubatlarla fiyat bakımından kıyasladığımız zaman sütün ne mübarek, ne mükemmel bir nimet olduğunu anlarız. Fakat ne acıdır ki bugün çocuklarımız kapitalizmin reklamlarıyla süt diye değil, kola diye ağlamaktadırlar.

Eğer bir şey pahalıysa ona olan ihtiyacımız da ters orantılı olarak o nispette azalmaktadır. Örnek olarak eti verebiliriz. Et, bizim için kıymetli bir yiyecek olsa da, hiçbir zaman ekmek, süt ve yumurta gibi tüketmek durumunda değiliz. Her ne kadar ekonomik durumları iyi olan birileri sofralarından eti eksik etmeseler de bu doğru bir tüketim değil, azgınlık ve müsrifliktir.

Diğer gıda maddeleri de aynı şekilde, fiyatları ne kadar yükseliyorsa o nispette bizim için zaruri olmadığı anlaşılmaktadır.

Başka uzak diyarlardan gelen pahalı meyveler de aynı şekildedir. Zannedilmesin ki bunlar çok zaruridir, onları yiyememek bizim için bir eksikliktir. Rabbimiz her bölge için zaruri olan meyveyi ve sebzeyi orada bitirmektedir.

Gelelim asıl söylemek istediklerimize, bizim için en değerli olan şeylere…

Bize hem dünya mutluluğunu, hem ahiret mutluluğunu gösteren, hidayet eden her şey ücretsizdir.

Birincisi, dünya var oldu olalı Allah Teâlâ’nın gönderdiği kitaplara, O’nun mesajlarına ulaşmak, erişmek hep ücretsiz olmuştur. Bir insan için Yaratıcısının kendisine gönderdiği mesajdan, öğüt ve tavsiyelerden daha kıymetli ne olabilir?

Kur’an’a ulaşabilmenin, ondan yararlanmanın ücretli olduğunu bir düşünseniz ya.

Tarih boyunca Peygamberler (Allah’ın selamı onlar üzerine olsun) hiç bir ücret istemedikleri gibi, o peygamberlere ulaşım yolları da bedava olmuştur. O peygamberlerin yollarını gösteren bütün ilimler bugün ücretsizdir

Bugün bizlere o peygamberlerin yollarını en detaylı bir şekilde gösteren kişilere ve bilgilere ulaşabilmek, bu konuda görüş ve fetva alabilmek de aynı şekilde bedavadır.

Kısacası bizi cennete götürecek olan, cennetin yolunu aydınlatacak her şey ücretsizdir.

Dünyevi bir konuda her hangi bir bilgiye ulaşabilmek için bir avukat bürosuna girdiğinizde karşınızda “Danışmak ücrete tabidir” levhasını görürsünüz. Yine büyük şehirlerde iş ve meslek dünyasına yönelik öyle konferanslar olur ki, bin dolar vererek dinleyebilirsiniz.

Birilerine yardımda bulunma imkânı olmayanlara, sadaka veremeyenlere, kısacası maddi yönden cenneti kazanma imkânı olmayanlara bunun parasız da yapılabileceğini göstermiştir İslam.

“Kardeşinin yüzüne tebessüm etmen senin için bir sadakadır, doldurduğun su kabını kardeşinin kabına boşaltman senin için bir sadakadır, görmeyen birisine onun gözü olman senin için bir sadakadır, yol bilmeyen birisine yolunu göstermen senin için bir sadakadır, yolda insanlara zarar veren bir şeyi kaldırıp atman senin için bir sadakadır…” buyurmuştur. (Buhari, Tirmizi) Yani ücretsiz, bedava sevap kazanmanın yollarını da göstermiştir.

Bu arada ne acıdır ki...