• DOLAR 32.578
  • EURO 34.979
  • ALTIN 2448.142
  • ...
Mısırda kamplaşmalar ve açların isyanı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Devrime katılan taraflar siyasi, ideolojik aidiyetlerine bakmadan devrimin esas hedefi olan bozuk düzeni devirmek, amaçlanan değişimi yapmak ve toplumun elinden tutarak doğru bir çizgide halkın umutlarının gerçekleşmesine cevap vermek için birlikte hareket ederler. Devrimin başarılı olmasından sonra ise ideolojik ayrılıklar su yüzüne çıkar ve iktidar için farklı akımlar arasında mücadele başlar. Aslında bu durum, işin doğası gereği beklenen bir şeydir de.

İşte hali hazırda, Mısır ve Tunus’ta farklı akımlarıyla İslamcılar ile değişik yönelimleriyle Liberaller arasında gördüğümüz çekişme bu kuralın somut ifadesidir. Dolayısıyla kimsenin bu durumu sürpriz bir gelişme olarak görmesi gerekmez.

Söz konusu kuralın bir istisnasını Arap bölgesinde Libya’nın durumunda görüyoruz. Geçici Milli Konsey içinde iki belirgin taraf arasındaki ihtilaf daha şimdiden tehlikeli boyutlara varmış durumda. Bu iki taraftan biri, batıda yaşamış ve batı kültürü almış liberal kanat. Liberaller, Libya’nın geleceğinin Avrupai yaşamın bir kopyası şeklinde olmasını istiyorlar. İkinci kesim olan İslamcılar ise çoğunluğu oluşturan kanat. İslamcılar hem halk arasında hem de savaş cephesinde çoğunluğu ellerinde tutuyorlar. İslamcılar Batı liberalizmine karşı çıkıyor ve İslami esaslara bağlılık esası gereği Libya’nın devrim sonrası yönetimi için İslam Şeriat’ını öngörüyorlar.

Bugün Mısır devriminin Hüsnü Mübarek’i iktidar koltuğundan çekilmeye ve otuz yıla yaklaşmış rejimini yıkmaya zorlayan başarısının üzerinden tam altı ay geçmiş bulunuyor. Geçen bu altı ay beklenmedik olaylarla dolu geçti. Hiç kuşkusuz bu olayların en göze çarpanı devrik Mübarek’in kafes içinde yargı önüne çıkarılmasıdır. Mübarek ile beraber iki oğlu ve rejiminin bazı sorumlu şahısları, silahsız göstericilere ateş açıp öldürmek, Mısır halkının alın teri paralarını çalmak suçlarından hakim karşısına çıktılar.

Mısır’ın bugünlerde tanıklık ettiği en belirgin mücadele ise İslami kanat ile Laikler arasında geçiyor. İslami kanatta Selefiler, Sufiye ve İhvan-ı Müslimin Hareketi var. İhvan Mısır’da en köklü ve güçlü olan harekettir. Laik cephe ise liberaller, milliyetçiler ve bağımsızlardan oluşuyor.

Mısır, hali hazırda bu iki ana akım arasında cereyan eden zorlu bir mücadeleye sahne olmuş durumda. Bu durum tartışma programları ile gazetelerin ilk sayfaları ve köşe yazarlarının makalelerine de yansımış bulunmaktadır. Bu arada karşı devrimciler de boş durmuyorlar. Bu mücadeleden ne çıkacak diye fırsat kolluyorlar. Yangına benzin dökercesine ihtilafların alevlenmesini istiyorlar.

Mısır ortamında bu günlerde tartışılan ve gündemin en belirgin konusu haline gelen şey “Anayasal ilkeler” dir. Liberaller ve milliyetçiler(Nasırcılar de bunlara dâhil) laik yasaları desteklerken İslamcılar şiddetle karşı çıkıyor. Laik kesim “laik devlet” yapısını koruyarak seçimlerde muhtemel bir başarı sağlayacak İslamcı kanadın “İslam devleti”ne set çekmek istiyor.

Liberaller, İslamcılardan korkuyorlar. Onların müstakbel demokratik yapı konusundaki niyetlerinden de şüphe ediyorlar. Liberaller, İslamcıların en güçlü ve en fazla örgütlenmiş, yeni parlamentoda da sandalyelerin çoğuna sahip olacak bir akım olarak Mısır’a ideolojilerini dayatacaklarından korkuyorlar.

Mısır’ın yüz yüze kaldığı ekonomik zorluklar halka olumsuz olarak yansımakta, içinde bulunduğu zorlukları daha da katlamaktadır. Oysa bu halk, gerçekleştirdiği kutlu devrimi sayesinde rahat bir nefes alıp fakirlikten kurtulacağını umut etmişti.

Geçen altı ay zarfında Mısır’ın senelik 14 milyar dolar dolayında olan turizm geliri üçte bir oranında geriledi. Bu gerileme yıllık altı milyar dolar dolayındaki dış tahvilleri olumsuz etkiledi. On milyar dolarlık dış sermayenin ABD borçlarından doğan küresel kriz ile Avro bölgesindeki ekonomik kriz dolayısıyla kaçması sebebiyle de Mısır’ın mali piyasası çöktü.

Ekonomik durum bu derece kötü bir haldeyken siyaset tabakasının ideolojik ayrılıklar içine batıp gömülmesi Mısır’da aç halkın devrimini patlatabilir. Bu türden bir devrim ise devrimlerin en tehlikeli olanıdır. Hakikat bu olsa da halkın sabrının da bir sınırı vardır.

İpleri elinde tutan askeri konseyin de harekete geçmesi gerekir. Ancak bu hareket doğru istikamette olmalıdır. İsam Şeref liderliğinde atanan hükümet beklenenden daha yetersiz duruyor. Bölgesel sorunlara yaklaşımda Mısır’ın konumu ve rolü ile uyumlu olmayan bir ürkeklik sergiliyor.

Ne yazık ki, çoğu Araplar, hatta neredeyse Mısır halkının kendisi dahi Mısır Dış İşleri Bakanının kim olduğunu bilmiyor. Oysa Mısır’ın yanı başındaki bölgesi olaylarla kaynayıp duruyor. Libya devrimi ve bu ülkeye yabancı müdahalesi, diğer yandan Suriye devrimi, ötede Yemen devrimi… Körfez ülkelerindeki anormal mezhep kamplaşmalar. İşte bölgenin acil çözüm bekleyen sorunlarından birkaçı.

Abdulbari Atvan

Kaynak: Al-Quds Al-Arabi. /
Çeviri: Selahaddin Yıldırım. / Doğruhaber

 

 

 


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir