“Ey Yahudiler! Ey Yahudiler! Mübarek dönemi bir daha asla geri dönmeyecek.” Bu ifadeleri Kahire’deki Siyonist işgal rejimi büyükelçiliğini kuşatan gençlerin eylemini anlatan Siyonist işgal radyosunun spikeri söylüyordu. Spiker gösteri yapan Filistinli gençlerin attığı sloganları dehşet ve korku içinde Arapça’dan İbranice’ye çeviriyor ve Mısır halkının uyanıp özgür ve onurlu yaşamanın, Mısır’ı veba gibi vuran ve onu yok eden Camd David Anlaşmasını tarih çöplüğüne atmaktan geçtiğini öğrenmesiyle işgal rejiminin geleceğinden duyduğu endişeyi işte bu sözlerle ifade ediyordu.

Mısır gençlerinin attığı “Ey Yahududiler! Ey Yahudiler! Mübarek dönemi bir daha asla geri dönmeyecek” ve “Katil Netanyahu, Mübarek gitti” sloganları aslında “Hayber Hayber Ya Yahud, ceyşu Muhammed sevfe yaud”un çağdaş ifadesidir. Spiker bu sloganın, Siyonistlerin 1967 yılında ellerinde dini kitapları Et-Tenah ile muzaffer bir şekilde Mescidi Aksa’ya girip attıkları “Muhammed öldü, arkasında sadece kızlar bıraktı” sloganına karşı gayri ihtiyari ve gayri iradi bir şekilde gelişi güzel söyledikleri bir slogan olduğunu iddia etti.

Spikerin ikinci bir iddiası ise “Muhammed’in ordusu geri gelecek” ile “Mübarek dönemi bir daha dönmeyecek” arasında bir farkın olmadığıdır. Mübarek rejiminin sonu, Mısır’da istediği gibi at koşturan Siyonist rejimin altın sahifesinin son bulması demektir. Bu da başta Mısır halkına ardından ümmete özgürlük, onur, şeref, izzet, esenlik ve güvenliğin geri gelmesi anlamına geliyor.

“Ey Yahudiler! Ey Yahudiler! Mübarek dönemi bir daha asla geri gelmeyecek” sloganı, Mısır’ın gaspçı Siyonistlere ulaştırmak istediği güçlü bir mesajdır. Siyonistlerin ellerindeki kitle imha silahları ile her türlü imkana sahip orduya rağmen Gazze’ye yönelik tehdit mesajları değişmiştir. Tetikteki elleri gevşemiş olan Siyonistler, çevredekilerin uyarılarını artık ciddiye alıyorlar. İşgal rejimi, direniş füzelerine ve Siyonistlerin arasında ölü ve yaralı olmasına rağmen Mısır’ın ilk resmi uyarısıyla Gazze bombardımanını durdurdu.

Bu yazımda direnişin hazırlıklı oluşunu, misilleme gücüne sahip oluşunu, işgalciye karşı koyuşunu görmezden gelmiyorum. Siyonist eski Savunma Bakanı Şaul Mofaz ile Amir Perez’in sorumluluğu Hamas’a yükleyip, Gazze’deki yönetimi düşürme çağrılarına da şüphesiz ki direniş neden olmuştur. Fakat asıl karar sahibi, olaylar karşısında dilini yutan ve tehdit etmekten kaçınan Savaş Bakanı Ehud Barak’tır. Kendisi gibi diğer Siyonist lider ve komutanlar da, kendileri için altın yumurtlayan Mübarek rejimi döneminde bile Filistin direnişini tasfiye etmekten aciz kalmışken; ayağa kalkmış, kükremiş ve dengeleri alt üst etmiş ve etmeye devam eden Mısır devriminden sonra asla tasfiye edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar.

Dr. Fayiz Ebu Şemmale