Şırnak`ta Başörtü Seminerine Yoğun İlgi
Örtünme ve örtünmenin önündeki engellere dikkat çekmek için, Şırnak Nuh Eğitim Der dernek konferans salonunda, bayanlara yönelik "Başörtü semineri" düzenledi.
ŞIRNAK- Ülkemizin bir gerçeği olan başörtü sorununa vurgu yapmak için Şırnak`ta faaliyet gösteren Nuh Eğitim Kültür, Sağlık ve Dayanışma Derneği, başörtü ile ilgili bayanlara yönelik bir seminer düzenledi. Seminer Nuh Eğitim Der konferans salonunda Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Saat 14.00`te başlayan seminere Şırnaklı bayanlar yoğun ilgi gösterdi. BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINA KARŞI MÜCADELE EDİLMELİ Emcet Yalçın-İLKHA
BAŞÖRTÜLÜ OKUTMADILAR
Başörtüsünden dolayı mağdur edilmiş olan İlköğretim Öğrencisi Fatma Üzen, okulu başörtülü okumak istediğini ancak başörtülü olarak okuyamadığını anlattı. Ailesinin kendisini serbest bıraktığı bir konuda, okulun kendisine her türlüyü baskıyı yaptığını dile getiren Üzen; "Okul birincisiydim. Sürgün edildim ve başörtümle benim okumama engel oldular. Ben eğitim hakkımın elimden alınma tehditlerine karşı, başörtümden ödün vermedim, vermeyeceğim. Okullarda sokaklarda evlerimizde başörtümüzle olmak istiyoruz. Bu Allah`ın bir emridir. Ahrette, başörtümle okutmayanların yakasına yapışacağım. Bunun tüm bacılarım ve ablalarıma örnek olmasını temenni ederim." dedi.
PSİKOLJİK BASKILARA BOYUN EĞMEDİM
Diğer bir başörtü mağduru olan Zeynep Dündar, "Ben de her Müslüman gibi dinimizin emri olan başörtüsüyle okumak, yaşamak istedim. Ama Fatma kardeşim gibi okul ve yönetimi bana başörtüm ve okul birincisi olmamdan dolayı cephe aldılar. Her türlü psikolojik baskıyı yaptılar. Sınıfta okulda varım yokum kimse ilgilenmez oldu. Sınıfta sorulara parmak kaldırdığım halde bilerek kaldırmaz cevaplatmazlardı. Zamanında beni çok seven ve ilgi gösteren öğretmenim bile başörtünü takıp başörtüsüyle okumak isteyince bir anda babasının katiliymişim gibi benden nefret etmeye başladı. Tüm bu psikolojik baskılara rağmen ödün vermedim. Çünkü Allah`ın emri olduğunu biliyorum. Öyle ki senenin başlarında okulda benden başka başörtülü öğrenci olmamasına rağmen senenin sonlarına doğru gerek kendi sınıfımda, gerekse diğer sınıflar benim bu mücadelemi takdir edip bu mücadeleme katılan 4-5 başörtülü arkadaşım daha oldu. Bunun üzerine idare benden kaynaklandığını anlayınca sınıf öğretmenimi tekrar beni ikna etmesi için bana yolladı. Onunla bir müddet konuşunca beni takdir ederek yanımdan ayrıldı. Kısacası baskılar ve tehditler bizi Allah`ın emri olan örtünmeden bizi caydırmamalı." dedi.
İki kız çocuğunun örtünme sonrası okul ve çevrelerinde yaşadıkları baskı ve tehditleri anlattıktan sonra, seminere konuşmacı olarak gelen Fecriye Gözüngül tesettürün önündeki engelleri kaldırmaya başlamadan evvel tesettürün ne olduğu, nasıl olacağı, kime göre olacağı bilincinde olmamızın gerekirliliğine değindi. Tesettür emri, Allah`ın esnetilmez, başkasının görüşüne göre sınır konulamaz kadar kesindir. Bizler örtündüğümüz müddetçe özgürüz, kızlarımızı örtülü okula gönderelim, manevi değerlere sahip bir neslin, Müslüman kadınların gayret ve çabalarıyla yetişebileceğinin mümkün olacağını vurgulayan Gözüngül, tesettürün mahiyeti hakkında katılımcıları bilgilendirdi. "Kendimizi toplumun bozulan yanlış adet ve göreneklerine göre değil, İslam`a teslim etmeliyiz. Milletin aşırı açık- saçıklığına bakıp "Bizler millete göre daha iyiyiz. Millet bu kadarını da yapmıyor. Bizler de aşırıya gitmeyelim." evhamına kapılmaktan daha tehlikeli bir bakış açısı yoktur. Çok tehlikeli sözler ve düşünceler bunlar. Millet ne durumda olursa olsun referansımız İslam`dır. Bizim ölçümüz millet değil, İslami yaşam tarzıdır. Şurası unutulmamalıdır ki bu bahanelerin hiçbir haklı tarafı olmadığı gibi, bu düşünce sorumluluğumuzu da hafifletmez." ifadelerini kullandı
ŞEYTANIN VESVESELERİNE KAPILMAYALIM
Örtünme Allah`ın emridir. Bu emir Hz havadan bu yana gelmektedir öyle ki bu emir zamanla yok olmaya yüz tutmuşsa da rabbimiz bu emri gönderdiği peygamberlerle yenilemiştir. Örtü sadece İslam alemine gelmemiştir bütün insanlığa gelmiştir. Ancak bu emir Kuran ve ayetlerle kesinleşmiştir. Allah`u Teala peygamberimiz`e(sav) şöyle emir buyurmuştur "Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." Ve hanımları Allahın bu ayetini duyunca buldukları her şeyden kendilerine örtü yapmışlar ve rabbimizin hoşnutluğunu kazanmışlardır. Bizler de peygamber, sahabe eşleri gibi Allahın bu emrini en layıkıyla yerine getirmeliyiz. Öyle ki günümüzde başımıza örtecek çeşit çeşit örtü varken bizler şeytanın türlü türlü oyununa aldanmamalı, vesveselerine kapılmamalıyız. Şeytan Hz havayı nasıl ki oyunlarıyla kandırdıysa bizleri de türlü türlü oyunlarla kandırmaya çalışacaktır.
TARİHİN İKİ NİŞANESİ HZ MERYEM VE HZ ZEYNEP...
Bacılarım kardeşlerim bizler şeytanın oyununa gelmemeli Allahın ayetlerle peygamberlerle ilettiği örtünme emrini en güzeliyle yerine getirmeliyiz. Eğer bizler Allahın emrini yerine getiremez şeytanın oyunlarına kanarsak rabbimiz bu güzelliği başka bir kavme layık görür. Tarihe baktığımızda Hz Meryem de örtünmenin en güzel şeklini görmekteyiz o zamanlar da İslamiyet var mıydı yoktu. Demek ki örtünme İslamiyet ile gelmedi. Öyle ki örtünme emri tek bir kavme belli bir zamanda gelmemiştir. Bu emri ilk andan itibaren günümüze kadar tüm insanlığa gelmiştir ve bu emri canı pahasına yerine getiren nice bacılarımız vardır. Zamanın peygamber torunu Zeynep`te başörtüsüne son ana kadar sahip çıkmıştır. Allahın emri olduğundan yaşadığı onca eziyete rağmen başörtüsünü canı gibi korumuştur. Bir taraftan peygamber torunu Hz Hüseyin canı kanı kardeşi gözlerinin önünde hunharca Yezitler tarafından katledilirken kardeş acısıyla yanarken diğer taraftan da başörtüsüne saldıran Yezidilere karşıda büyük bir mücadele vermiştir. Yezidiler siz kim oluyorsunuz ki peygamber torunlarına bunca işkenceyi mubah görüyorsunuz. Bu nasıl vicdansızlık ya rabbi nasıl acı
Hz Hüseyin`in başını kesmekle yetinmeyip oradaki hanım bacıların başörtülerine göz dikmişler. Ancak peygamber torunu Hz Zeynep Allah`ın emri başörtüsüne tüm acısını bir kenara bırakarak oradaki Yezidilere karşı başörtüsünü korumaya çalışmıştır. Belki içi kan ağlıyor, canından can gidiyor, ama bunları değil, başörtüsünü düşünüyor. Düşünelim kardeşlerim, bizlere çeşitli işkenceler çektirirsin kardeşimiz gözlerimizin önünde hunharca katledilsin ne yapardınız her şeyi bir kenara atıp kardeşinizin derdine düşerdiniz değil mi? Ancak Hz Zeynep öyle mi yaptı? Hayır, kardeş acısını ciğer yangınını bir kenara bırakıp başörtünün derdine düştü..! Evet, kardeşlerim bizler de bunları örnek almalı şeytan oyunlarına gelmemeliyiz. Başörtümüze sonuna kadar sahip çıkmalıyız
Biliyoruz ki bunun gibi türlü türlü yaşanmış ibret alınası örnekler var..düşünün rabbimiz bize türlü türlü nimetler sunmuş bizimde rabbimizin bize sunduğu bu güzel hayatı layıkıyla yaşamamız gerekir. Bu da Allahın emirlerini bilip bunu en güzeliyle yerine getirmekle olur. Bu emirlerden biri de başörtüsüdür. Başörtüsünü çoğumuz bir emir olarak görmeyiz. Ancak oruç namaz gibi yapılması, yerine getirilmesi gerekir
Bu emri yerine getirerek Allah`ı kazanacağız, onun hoşnutluğunu, rızasını, sevgisini kazanacağız. Bundan dahası var mı?
ALLAHIN EMRİNİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTUN
İnsanların açık düşmanı olan şeytanın, kendisi gibi insanlarında Allah`ın rahmetinden uzaklaştırılmasını ve azabına nail olmasını istediğini ve dolayısıyla Müslüman bayanların tesettüre çok dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Gözüngül, "Annelerim, bacılarım tesettürünüze önem verin. Allah`ın emrini her şeyin üstünde tutun. Şeytan ve dostlarına Kuran`ın peşinde ve Muhammed`in ümmeti olduğunuzu çarşafınızla, mantonuzla, tülbent ve eşarbınızla gösterin." şeklinde konuştu.
Dünya hayatının oyun olmadığını ve imtihan yeri olduğunu söyleyen Gözüngül cenneti kazanmanın da ucuz olmadığını sözlerine ekleyerek, Allahın emri olan tesettürün yasaklandığını söyledi. Gözüngül, yapılan bu hukuk dışı yasağı kabul etmediklerini ve bu yasağa karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.