• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Gazze halkının onurlu direnişi beşinci ayını doldururken dikkatimizi çeken, hayretimizi arttıran ve imanımızı kavileştiren birçok kareye beraber şahitlik ediyoruz. Bunlardan belki de en çok dikkati çeken ve imanımızı ziyadeleştiren; yaşlı genç, kadın erkek, çocuk yetişkin, yaralı ve yardıma koşan demeden herkesin ağzından aynı tatta, aynı tonda, aynı kuvvette, aynı etkide ve aynı teslimiyetle dökülen “Hasbunallahu we ni’mel wekîl” cümlesidir.

Yani ‘Allah, ne güzel vekildir.’ Sırrına erişin canlı hikâyesi ve kanlı anlatımıdır Gazze bu teslimiyet karesiyle…

Çocuğu şehit olan analar ve babalar,

Annesi ve babası şehit çocuklar,

Kardeşi şehit olan diğer kardeşler,

Eşi şehit olan kadınlar ve kocalar, 

Torunu şehit olan dedeler,

Dedesi şehit olan torunlar ve

Bir yakınının şehadetine tanıklık eden veya onu naaşı üzerindeki işaretlerden bulmaya çalışan insanlar…

Bu dayanılmaz tablo, bu karşı konulmaz vahşet ve yürekleri paramparça eden bu acı karşısında ağızlardan teslimiyet ve rıza diliyle yücelen bir cümle:

“Hasbunallahu we ni’mel wekîl

Göğe dönerek, Hasbunallahu we ni’mel wekîl” diyorlar,

Yıkılan ve virane olan evlerine, şehirlerine bakıp Hasbunallahu we ni’mel wekîl” diyorlar,

Ekranları başında kendilerini çaresizce izleyen korkaklara ve nemelazımcılara haykırırcasına “Hasbunallahu we ni’mel wekîl” diyorlar,

Hz. İbrahim’den (a.s), Hz. Yunus’tan (a.s), Hz. Muhammed’den aleyhi selam iman derslerini aldıklarını ispatlarcasına “Hasbunallahu we ni’mel wekîl” diyorlar.

Gazzeli adeta vahşi siyonist, aciz insanlık ve korkak ümmete bu sırlı ve mucizevi cümleyle şu dersi veriyorlar:

Evet, her yönüyle kuşatıldık, katledildik, şehrimiz viraneye çevrildi, yardımlara bize ulaş/tırıl/amaz oldu, bir lokma ekmeğe muhtaç hale geldik.

Bombalarla, tanklarla, mermilerle üzerimize yağan ölümler yerlerini hastalıktan, açlıktan ve susuzluktan gelen ölümlere bıraktı.

Bütün bunların farkındayız.

Bu zorluğu, sıkıntıyı, musibeti, kıyımı iliklerimize kadar yaşıyoruz.

Bunu da biliyoruz.

Sessiz kaldınız, nemelazımcılığa büründünüz.

Ölümlerimizi seyrettiniz, elinizi bize uzat/a/madınız.

Batı insanı kadar sesinizi yükseltemediniz, yangınımıza imdat olmayı düşünmediniz.

Bir boykotu dahi konforunuz için bize çok gördünüz.

Bunun da farkındayız!

Ama asıl kendisi acınacak olan siz yöneticiler ve halklar!

Biz öyle bir mecra, kuvvet, dayanak ve sığınak bulduk ki orası

Tüm çaresizliklerin çaresidir,

Tüm köşeye sıkışmışların önünde açılan sonsuz rahmet kapısıdır…

İnsan tam bittim tükendim derken,

Gündüzler kararıp geceye dönerken,

Etrafında hiç kimseler kalmazken,

Kardeşlerimiz diye bildiğimiz aciz ümmet bizi insafsız düşmanlarımıza terk ederken,

Sığındığımız bu mecra kendisi bizi asla terk etmeyen, yalnız bırakmayan Rabbimizin sonsuz lütuf dergâhıdır.

Ey Gazzeli, o halde geniş yüreğin ve güçlü imanın aşkına milyon defa

İbrahimi bir teslimiyetle

“Hasbunallahu we ni’mel wekîl

Yunusi bir virdle

“Hasbunallahu we ni’mel wekîl

Muhammedi bir aşkla

“Hasbunallahu we ni’mel wekîl

Ve Gazzeli dillerin ve gönüllerin imanıyla

“Hasbunallahu we ni’mel wekîl