• DOLAR 32.494
  • EURO 34.917
  • ALTIN 2420.14
  • ...

Nisan ayının coğrafyamızda iki karşılığı vardır: Biri mevsimsel olarak doğanın canlanması, yağmurun yağması, ürünlerin çiçeklenmesi, ağaçların yeşermesi; diğeri de âlemlere rahmet Efendimiz aleyhisselam`ın ‘siyerini, siretini, sünnetini` anlama ve anlatmada bize coğrafik bir zaman olmasıdır.

Muhammedi sevdayla, Ahmed aleyhisselamın doğumuyla farklı bir mana ve bir rahmet yüklenen Nisan ayı, her yıl adeta, iman ikliminde Resulullah coşkusu coğrafyamızı MUHAMMEDÎ bir renge boyadı, boyayacak.

Siyer sınavlarının ödül telaşı, salavat kampanyası, her eve Resulullah`ı kitap sayfalarında veya ezgilerin bestesinde taşıma yarışı nisanı insanla, insanı da Muhammed aleyhi selamla buluşturmaktadır.

Nisanda daha bir farklı ve özelleştikçe özelleşerek besmelenin ‘be`sindeki nokta kadar özelleşerek kalemlerden aynı isim akar kâğıda, gönüller aynı isimle coşar, diller aynı ismi haykırır; hatipler aynı ismi yüreklere taşır. Dağ, taş, bayır, ova, belde, şehir dahi "MUHAMMED MUHAMMED!" isminin terennümü ve nidasıyla dile gelir.

Yetimler, o ismin şefkat eli manen saçlarını okşarken; çocuklar sevgi yüklü nazarıyla onu yüreklerinde, fakirler merhamet lisanıyla yanı başında, mazlumlar "ümmeti!" diyen aşkıyla önlerinde hep onu hissettiler Nisan`larda ve yine hissedecekler.

Nisanla insan, insanla Muhammed aleyhisselam içselleştikçe içselleşir; hepsi bir bedenin uzuvları gibi ümmet olur, birlik olur; zulme ve haksızlığa aynı haykırış, tek yumruk olur. Kadın erkek, yaşlı genç, zayıf güçlü, Müslüman gayri Müslim herkes şu gerçeği Nisanla görür ve anlar:

Hayatın ismi Muhammed, lezzeti Ahmed, manası Mustafa aleyhisselamdır.

Birlikteliğin ve bir olmanın sırrı, sadece Muhammedi sünnettir.

Problemlerin, dertlerin, işgallerin, adaletsizliğin doğru, isabetli, hakça ve mükemmel çözümü Muhammedi öğretiye kulak vermek ve tabi olmakla mümkündür.

Sosyal alanın, toplumsal bulunuşluğun, sokak ve şehirlerimizin güveni, huzuru "Eliyle, diliyle herkesin emin olduğu Muhammedi" öğretinin pratiğidir.

Öyle olunca Nisan`da bu sevda insana gözyaşı olur, gönüllere aşk olarak konar, zihinlere teslimiyet olarak kazılır, yüreklere merhamet olarak nakşolur. Bu sevdaya dost olanlar imkan ve zaferi, asr süresinin anlattığı kurtuluşu bulur; düşman ve hasud olanlar fakr u zaruret, mağlubiyet ve hüsran içeren bir pişmanlıkla veyl derekelerine yuvarlanır.

Nisanla ülkemin insanı stadyumlarda, meydanlarda, şehirlerde; Diyar-ı Bekir`de, İslambol`da, Bingöl`de ve daha nice peygamber sevdalısı şehirde Muhammedi(a.s) renge bürünür; sünneti gönlüne içirir, Muhammed aleyhisselam`ın hayatından karelere sevdalı diye ismini yazdırır.

"Kavmin efendisi, onlara hizmet edendir." Hadis-i Şerifi'nden nasiplenen hizmet erleri Nisanla beraber insan kıvamında gece gündüz koşturur; iman aşkıyla ev ev, esnaf esnaf, dernek dernek dolaşır, İslam izzetiyle Muhammed sevdalılarını aşk meydanlarında buluşmaya çağırır.

Nisanla insan fotoğrafını Peygamber sevgisi olarak tab eden Peygamber Sevdalıları şahit ve şehidleriyle, Yusufları ve muhacirleriyle "Muhammed sizlerden hiçbir erkeğin babası değildir; o Allah'ın Resulü ve nebilerin sonuncusudur." ayetinin çerçevesinde peygamber sevdalısı, İslam`ın adanmışları olarak bir daha iner davet sahasına.

Doğrulara dosdoğru bir insan Muhammed aleyhisselam`a bir Nisan`ı daha fırsat kılarak doğrulmuş ve doğrultma arzusuyla tabii olanlardan olma umuduyla Allah(c.c)'a emanetsiniz.