• DOLAR 32.468
  • EURO 34.748
  • ALTIN 2435.93
  • ...

Siyasette ittifaklar dönemi ve yaklaşan seçimler, gündemin ana maddesi haline geldi. Neredeyse bütün yazar, çizer, gazete ve diğer medya kuruluşları bu konuyu işlemeye, her medya kuruluşu, seçimleri arka bahçesi olduğu siyaset kurumunun yararına yorumlamaya çalışmaktadır. 

Bir algı furyasıdır almış başını gidiyor. Algılar, sosyal muhendisliklere dönüşmeye doğru yol alırken bunun o kadar kolay olmayacağı da anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getirenler, bunun gerektirdiği sosyal yapıyı kurmakta ciddi olarak zorlandıkları için riyakârlıklara, suni güzellikler üreterek görsel halüsinasyonlar üretmeye bile tevessül etmeye başladılar. 

OHAL'in söylenenin aksine halkı ve sosyal hayatı direk olarak etkilemesi, bunun da ötesinde devleti dahi eski millilik(!) damarı üzerinden tecdit ederek aynı esasları iyice tahkim etmeye yönelmesi, toplumsal hayal kırıklıklarına neden oldu. 

Derin yapılar, yeni yapılanmayı eskiden olduğu gibi bir ırkın kutsanması üzerine ikame etmekte ısrar edip bunun meşruiyetini veya izahını siyaset kurumuna bırakmış bulunmaktadırlar. Bu nedenle değişen bir şey olmayacak diyoruz. 

Siyaset kurumu  her ne kadar kabul etmese de aslında işlerin yolunda gitmemesinin ana nedeni budur. Etnisite üzerine ve de  inancın/inançlı kesimlerin devletin güdümü ve kontrolüne alınması üzerine sistem kurmada ısrar edildiği müddetçe de işler yolunda gitmez. İstenen çoğunluk sağlanamaz ve topluma halüsinasyonlar üzerinden yol aldırılmaya çalışılacaktır. Bu nedenle de bu yoğurt maya tutmaz.

İnancın devletin güdümüne alınarak siyasallaştırılması, aslında devletin yüz yıldan beri uyguladığı, uygulamaya çalıştığı "laiklik" modelinin ta kendisidir. Bugün, milletin inanç, kültür ve yaşantısıyla çatışmalı eski devlet modelinin aynısının yeni diye yutturulması, on beş yıl boyunca bu toplumun döndürülüp dolaştırılıp yine kürkçü dükkânına getirilmesidir. 

Bugün matematiksel olarak istenen çoğunluğun yakalanamaması, siyaset kurumunu popülist politikalara yöneltmiştir. Yakın bir tarihte Kürt Meselesinin yine suiistimal edilerek kaşınacağını biliyoruz. Samimiyetten uzak bu tür popülist ve çözümden ziyade seçim odaklı girişimler sonuç getirmeyecektir. 

Önceki seçimlerde de söylemiştik. Fayda vermemişti. Yine yazacağız. Biz ibret alıyoruz. Herkesin de ibret almasını istiyoruz.

On beş yıl boyunca vesayetleri kaldırmak için çalış, çabala, bunun için her türlü bedeli öde. Bütün toplumu bu vaat ile yollara revan kıl. Sonra da gel aynı vesayetlere el pençe dur. Bunun anlaşılacak tarafı da, izah edilecek tarafı da yoktur.

Bizden söylemesi.

NOT: Acuze i ŞEMTA; saçı ağarmış yaşlı kadın, kocakarı demek.