• DOLAR 34.419
  • EURO 36.288
  • ALTIN 2843.752
  • ...

Geçen yazımda imsak vakti ile ilgili tartışmayı konu edinmiştim. Konunun özüne bir iki açıdan değineceğim.

İmsak vakti, ümmet içinde mütevatir derecesine yükselmiş bir konu. Yüzyıllardır kesintiye uğramadan toplumların günlük hayatta yaşaya yaşaya bugüne taşıdıkları bir uygulama. İslam ümmeti genişliğinde bir yaygınlık ile bugünlere gelmiş.

Bütün ümmetin, daha ilk günden peygamber ile beraber yaşayarak bugünlere taşıdıkları sabah namazının vaktinde aynı hatayı yapmış olmalarını iddia etmek akıl dışıdır. Ümmet içinde bu konuda çok sesli bir ihtilaf olsa idi belki şüphe duyulabilirdi. Fakat İslam aleminin herhangi bir bölgesinde ümmetin herhangi bir parçası dahi bu konuda ayrılık içinde değil. Ümmetin icma ile birlik/ittifak halinde oldukları nadir konulardan biri. Var olan farklılıklar ise, imsak vaktinin başlangıcı ile ilgili değil, sabah namazının bu vakit içinde ne zaman kılınacağının fazileti ve içtihadı ile ilgili farklılıklardır.

Ümmetin mütevatir derecede ve ümmet yaygınlığında ittifak üzere yaşayıp bugünlere taşıdığı bu konuda bin dört yüzyıl sonra ortaya çıkıp, Müslümanların kafasını karıştırmak ve ümmetin kalan son birlik kalelerini da dağıtmak, iyi niyet olmasa gerek.

Kaldı ki, bir anda varsayalım dedikleri doğru olsun ve ümmet bütün alimleri ile beraber bu konuda yüzyıllardır hata yapıyor olsun.

Bu durumda yapılması gereken ne olmalı ve üslup nasıl olmalı?

Müslümanların İslam`dan uzaklaştıkları, ahiret inancının zayıfladığı, ümmetin ihtilaflar içinde birbirine düştüğü bir zamanda, bir anda ortaya çıkıp, bu meseleyi gündeme taşımak Kurani ve nebevi bir metot mu?

Asla!

Kur`an ve siyerde bunun nasıl olması gerektiğinin örneği var!

Müşrikler Haram Aylar`ın yerleri ile oynaya oynaya Haram Aylar`ın yeri değişmişti. Resulullah (sav) geldiği zaman o dönem hürmet edilen aylar, hakikatte haram aylar değildi. Çünkü haram aylar yerinden oynamıştı. Bunu Allah biliyordu ve Resulullah da.

Dikkat edin, Haram Aylar derken sadece kan dökme haramlığını kapsayan aylar değil, aynı zamanda Hac gibi büyük bir ibadeti de barındıran aylardan bahsediyoruz. Yani insanların yanlış zamanda Hac yaptıklarından.

Bunun da ötesinde; bir ara Resullah`ın gönderdiği bir birlik, Haram Aylar`ın girdiği söylenen bir zamanda müşriklere saldırıyor ve adam öldürüyorlar. Müşrikler bu hadiseden yola çıkarak, “Muhammed Haram Aylar`ı çiğnedi, bu aylarda kan döktü” diye aleyhte propaganda yapıyorlar. Resulullah (sav) buna çok üzülüyor. Ancak Allah indirdiği ayette hemen, “ey insanlar, sizin haram aylar olarak bildikleriniz aylar bu aylar değil, bu aylarla oynanmış, yerleri değiştirilmiş” demedi. Resulullah da bunu yapmadı. İthamlara, hakaretlere sabretti. Hikmetle zamana bıraktı. Önce toplumu İslam`ın esasları üzerine tahkim etti. Sonra, daha Veda Haccı`nda bu yanlışı düzeltti.

İslam`ın esasları gibi usulleri de ilahidir. İslam`ın esaslarını tahkim etmeden ve İslam toplumunu bu esaslar üzerine bina etmeden, ümmet içinde bu türden yaygınlık kazanmış uygulamalara saldırmak, temelleri zayıflamış ve şiddetli dış saldırılar altında olan bir binaya sarsıntılar geçirtmektir.