• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Pazar günü yapılan referandumda halkın çoğunluğu, kısmi anayasa değişikliğine “EVET” dedi. Bana göre sandıktan çıkan bu sonuçlarda birkaç açıdan “HAYIR” vardır.

Bir kere sandıktan çıkan sayısal “EVET” çoğunluğunun yanında, %48`lik bir “HAYIR” var. Yani sayısal sonuçları itibari ile bu “EVET”te bir “HAYIR” var. Bunu göz önünde bulundurmak gerekir.

Bu ülkeye ve bu coğrafyanın değerlerine savaş açmış Batı ile işbirliği içinde olan ve Batı`nın bu ülke ve coğrafya üzerindeki hesaplarına hizmet eden uşaklarını bir tarafa bırakırsak; bu, sistem değişikliğine dair bir halk oylaması idi. %48`in hepsi Batı`nın işbirlikçi uşağı değil, samimi duygularla sistem hususunda inandığı veya inandırıldığı doğrultuda oyunu kullanmıştır.

Sandıktan amaç da bu değil mi?

Şimdi “HAYIR”cılara düşen, (sandıktan amaç olan) halkın çoğunluğunun bu konudaki tercihine saygı göstermesidir.

“EVET”çilere düşen de “HAYIR”cıları hain olarak görmeden, ki içlerinde bu kesimler olsa da, bu ülkenin farklı düşünen bir parçası olarak değerlendirmeleridir.

Biz başından beri söylüyoruz; bu bir sistem değişikliğidir ve biz, İslam`ın, zamanın şartlarına göre şekillenmesi için serbest bıraktığı beşeri hiçbir sistemi kutsamıyoruz. Önemli olan sistem değil, sistemin sergilediği idaredir. Yani adalettir, hürriyettir, istişaredir, hizmettir...

İslam bunları kutsamış, bizim nezdimizde de kutsal olan bunlardır.

Biz ülkenin geçirdiği tarihi süreci, sistem içinde oluşan vesayet kurumlarını, ülkenin içinde bulunduğu şartları ve içinden geçtiği süreci göz önünde bulundurduk ve değişikliğin faydalı olduğuna kanaat getirdik. %52 ile birlikte “EVET” dedik, %48 de farklı düşündü ve “HAYIR” dedi.

Bu gayet normaldir.

Şimdi iktidara düşen de; herkes için adaleti sağlamaktır. Buna dair çok konuştuk ve yazdık ama önemine binaen inşallah müstakil bir yazı yazacağım.

Sandıktan çıkan “EVET”in bir “HAYIR” yönü de özelde HÜDA PAR`a bakıyor. Gönül isterdi ki, “EVET” oranı daha yüksek çıksın ama ilahi takdir sonuçlara öyle bir ayar verdi ki; HÜDA PAR`ın bu ülkede ne olduğu, nerede durduğu, özgül ağırlığının etkisinin ne olduğunu ortaya çıkarmak istedi.

Biz ümmetin ve memleketin maslahatı söz konusu olduğunda hiçbir zaman kendi özelimizi merkeze almadık ve hiçbir zaman bize yönelik olumsuzluklarla hareket etmedik. Hep ümmet dedik, hep memleket dedik. Beşer görmese de hep Allah dedik. Elhamdulillah bu bizim ihlasımız oldu.

Çünkü HÜDA PAR kıymetleri unutulmuş ihlas, samimiyet, fedakârlık, dürüstlük kavramlarını topluma hatırlatıyor ve siyasete kazandırıyor.

Bazı kardeşlerimizin zaman zaman haklı sitemleri oldu: Ama bize yapılan muamele... Cezaevinde yıllardır zulüm altında olan kardeşlerimiz...

Ben bunda da –her ne kadar beşer zulmetse de- ilahi taktir olduğunu düşünüyorum. Yusufmisal zindanlarda olanların, bu toplumun hakka, hakikatlere müsait ortalama hafızasında ve iktidarın dünyasında önce beraatlerini sağlamak istiyor takdir-i ilahi.

Hz. Yusuf`un beraati için zamanın kralına uykusunda rüya gördüren ve bu rüyanın tefsirini Yusuf kılan Allah, bu camianın beraati için de zamanın iktidarına ve toplumuna kritik dönemlerde rüyalar gördürüyor ve tefsirini “SİZ” kılıyor. Allah`ın katında tedbirler ve rüyalar çoktur. Güvenip, dayanıp ihlası ve gayreti kaybetmemek gerek.

NOT: Elhamdulillah İslam`dan dolayı cezaevlerinde olan kardeşlerimiz, hiçbir zaman kişisel özgürlüklerini camianın beraatine ve izzetine tercih etmediler. Hatta zaman zaman öyle duruşlar sergilediler ki, gözlerimiz yaşardı. 20-25 yıldır içerde olanlar, “biz Allah için buradayız, sakın sakın bizden dolayı davamızın izzetine ve istikametine halel gelmesin!” dediler.

Sözün bittiği yer! Rabbim bizi şaşırtmasın.