• DOLAR 34.443
  • EURO 36.351
  • ALTIN 2840.859
  • ...

Sarı öküz hikâyesini bilirsiniz.

Afrika`ya gelince bu hikâyenin kaynağının burası olduğunu öğrendim. Öküzlerin rengi ve sayısı değişse de aynı hikâyedir.

Hülasasını aktarayım;

Bir öküz sürüsüne musallat olan aslanlar, öküzlerin saldırı esnasında ittifak etmesinden dolayı hep eli boş dönmüşler. Çünkü öküzler ittifak edip, toplu hareket edince aslanların dahi baş edemediği güce ulaşıyorlar. Çaresiz kalan aslanlar ne yapalım derken, ortaya çıkan fikir doğrultusunda bir plan geliştirmişler ve öküzlere bir barış heyeti olarak gelmişler.

Güzel sözlerle başlayıp, bugüne kadar verdikleri rahatsızlıklardan dolayı özür dilemişler. Yanlış anlaşıldıklarını, asıl amaçlarının saldırı olmadığını, bilakis sürüye huzur getirmek olduğunu söylemişler. İçlerindeki “Sarı Öküz”ün diğerlerini boynuzladığını ve yavrularına çifteler attığını gördüklerini ve amaçlarının onu cezalandırıp, sürüyü ondan kurtarmak ve sürüye huzur getirmek olduğunu söylemişler. Bize sarı öküzü verin ve saldırılarımızdan kurtulun, demişler. Sarı öküzün boynuzlarından kendinizi, çiftelerinden de yavrularınızı kurtarmış olursunuz...

Tabi bunu yapmadan önce, el altından sürünün liderliği için söz verdikleri ve işbirliği halinde oldukları öküzler üzerinden, içerde “Sarı Öküz” aleyhinde yoğun bir propaganda yapmayı da ihmal etmemişler.

Öküzlerin ileri gelenleri istişare için çekilmiş bir kenara, içlerinde gün görmüş yaşlı olanları ne kadar karşı çıktıysa, Boz Öküz ve etrafındaki propagandalanmış ateşliler, “aslanlar doğru söylüyor, bu sarı öküzün dedeleri de dedelerimize aynısını yapmış, verelim aslanlara, hem ondan hem de aslanların saldırılarından kurtulalım” demişler ve vermişler “Sarı Öküz”ü. Bir müddet barış havası esmiş ama daha sonra tekrar gelmiş aslanlar, “gördünüz mü sadakatimizi, hem barışa sadık kaldık hem de sizi Sarı Öküz`den kurtardık. Şimdi de sizi şu uzun kuyruklu öküzden kurtarmak istiyoruz. O da kuyruğu ile sizi ve yavrularınızı rahatsız ediyor...”

Derken aynı hikâye devam etmiş ve gün geçtikçe aslanlar semirmiş, öküzlerin de sayısı azalmış. Öyle ki artık aslanlar, “barış havarisi, kurtarıcı” postu ile gelme ihtiyacı bile duymamaya başlamışlar. Emrivaki ile istedikleri öküzü “ham” etmişler.

En son sıra Boz Öküz`e gelince, anlamış meseleyi ve “Sarı Öküz`ü verdiğimiz gün biz kaybettik, bugün değil” demiş.

Hikâyeyi biraz bugünümüze uyarladım. Ki, şu anda İslam Âlemi olarak yaşadıklarımız anlaşılsın diye.

ABD açıktan İran`ı istiyor ve onu verirseniz İslam Âlemi`ne ve Ortadoğu`ya selamet gelecek, İran`dan kurtulmuş olacaksınız.

Biz, İran`ın ABD ve israile yem edilmemesi gerektiğini söylüyoruz ama sürünün propagadalanmış ateşlilerinin gözünü, içteki boynuz ve çifte kavgalarının kini ve adaveti bürümüş. İç çekişme ve ihtilaflardan dolayı akılları da dumura uğramış.

Öyle ki İran`ın parçalanacak olmasına, en çok “israilin üzülüp yas tutacağına” inanacak kadar hamakat hali yaşıyorlar.

Bugün bizi anlamıyorsunuz. Ama inşallah, “İran`ı verdiğimiz gün biz kaybettik” diyeceğiniz günler yaşanmaz. O gün gelince de belki daha ötesini anlarsınız; aslında verdiğiniz “Sarı Öküz”ün İran değil de Suriye olduğunu!