Yeni Yıla Girerken…
Hicri yılbaşının ardından miladi yılbaşını da geride bırakıyoruz. Her iki yılbaşı da yeni bir yıla giriş olduğu gibi eski bir yıldan çıkıştır aynı zamanda. Yenilenen ve eskiyen yıllar yaratılışta tersine dönme, ihtiyarlama, sermayenin tükenişi, ömrün bitişidir. Ölümün yakınlaşmasıdır. Yani her geçen yıl, bizi biraz daha ihtiyarlattığı gibi biraz daha ölüme yakınlaştırıyor.
Yeni yıla girmek, ihtiyarlığa ve ölüme yakınlaşmak ise, buna sevinmek mi, ağlamak mı gerekir? Hayatı bu dünyadan ibaret görüp, ölüm sonrasına hazırlanmayanların, yeni yılın gelişine sevinmeleri ve bunu çılgınca kutlamaları ne korkunç bir tezattır. Kendilerini ölüme yakınlaştıran şeyi sevmek, gelişinde çılgınca eğlenmek, kendinden geçmek…
Halbuki yılların geçişinin hakikatini kavramış olsalardı, yeni yılın gelişine ağlayıp, ağıt yakarlardı. Hatta yeni yıl gelmesin diye, güçleri yetse idi dünyanın ve güneşin dönmesini durdurur ve zamanı sabitlerlerdi.
Yeni yılla beraber yakınlaşan ölümle birlikte, hesap da kapıya dayanmış oluyor. İnsan yakın bir gelecekte yaşadığı hayatın, geçirdiği yılların hesabını verecektir. Dolayısıyla insanın, geçen yılların tefekkürünü ve muhasebesini yapıp, geçip giden yıllara ve kaçırdığı fırsatlara yanması, günahlarına ağlaması gerekir. Yeni yıla da tövbe ile korku ve endişe içinde girmesi gerekir.
Hasan-ı Basri; “Mümin taat ile amel işlediği halde korkar, endişe eder, ürperir; facir ise isyan ile amel işlediği halde korkudan uzak, kendini güvende hisseder.”
Yılbaşı, iman ile fücurun keskin çizgilerle ortaya çıktığı zaman dilimidir ve öyle de olmalıdır. Ehl-i fücur Allah korkusundan uzak, isyanlarını ortaya koyup, günahların dozajını artırırken; ehl-i iman Allah`tan korkmalı, haramlar karşısında üzülmelidir. Yılbaşı geleneğinde, asileşmek ve ğayr-i Müslimlere benzemek tehlikesi vardır. Bilinçsiz birçok Müslüman, kıyısından ve köşesinden de olsa yılbaşı isyanına, haramına bulaşıyor.
Merkezi sistem ile Tv yayınının yapıldığı oturduğumuz sitenin müdürü ile Çağrı Tv hakkında görüşmeye gitmiştim. Kendilerine farklı taleplerin geldiğini belirten müdür, söz arasında şöyle bir ifadede bulundu: “Bugün bir bayan geldi ve bana ‘yılbaşı için siteyi süslemeyecek misiniz?` dedi. Ben de kendisine ‘ben muhafazakar bir insanım ve burada oturanların da geneli öyle. Müslüman mahallesinde salyangoz satamam` deyince, bu düşüncemi yadırgayan ve ayıplayan sözler dile getirdi. İşin garibi bu talepte bulunan başörtülü bir bayandı. Bu bayan geçen yıl da sözlü olarak bu talepte bulunmuş ve biz kabul etmeyince, bu yıl talebini yazılı bir dilekçeye dönüştürmüş.”
İslami duyarlılığını kaybedip, yaşantıda gittikçe gayr-ı Müslimlere benzeyen gafil Müslümanları uyarmak ve uyandırmak alimlerin, imamların, müftülerin, Müslüman yazar ve aydınların işi. Bu dini bir sorumluluktur.
Ancak gelin görün ki, sorumluluk sahibi bu insanlar, bu sorumluluklarını yerine getirirken saldırıya ve soruşturmaya uğruyorlar. Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri, noel kültürünü eleştirip, bunu Müslümanların Hıristiyanlara benzeşmesi olarak değerlendirdiği için linç kampanyasına tabi tutulmuş. En ilginç tepkiyi de Turizm Bakanı Ertuğrul Günay göstermiş. “Müftü üzerine vazife olmayan bir konuda konuşmuşmuş, cahillik etmişmiş. Türkiye turizmi, noel kültüründen besleniyormuş ve bu yüzden mitoloji de olsa, bu kültüre dil uzatmamak ve onu hatta koruma çabası göstermek gerekmiş.”
Türkiye`de turizmden gelecek paralar için kutsal mekanlar ve değerler çiğneniyor. Sahabe mekanı Eyüp Sultan, Sultanahmet ve diğer camiler, turizm endeksli parasal kaygılarla necis bedenlere çiğnettiriliyor. Kasımiye Medresesi rezaleti de bu zihniyetin bir icraatıydı. İcraatları ve söylemleri ile İslam`ı ve kutsal değerlerini hedef alıp yozlaştıran bu bakanın yaptıkları, Ak partiye vebal olarak yeter.
Bir tarafta başörtülerinden dolayı okula alınmayan öğrenciler ve dini anlatamayan müftüler, diğer tarafta turizmden gelen paralarla maddi durumu geliştikçe münkerata sessiz kalan, ortak olan Müslümanlar ve İslam`a karşı borusunu serbest ve cesaretle öttürenler ile yeni bir yıla giriyoruz.
Yeni yılda bunların tersyüz olması duası ile…