• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Gülen`in 2009`da yaptığı bir sohbetinde hedef gösterdiği adreslere yönelik oluşturulan kumpaslarla, operasyon yapılan yerlerden biri de merkezi Elazığ`da bulunan İHYA DER idi.

FETÖ`ye bağlı dönemin emniyet-yargı ayağının yıldırım hızı ile sürdürdüğü dava dosyası Yargıtay süreci de dâhil çok kısa sürede sonuçlandı.

2011`de sonuçlanan davada 19 kişiye 150 yıl ceza verilmişti.

Davadan ceza alanların 6`sı cezaevine girmiş ve 6 yıl 3`er aylık cezalarının yatarlarını cezaevinde geçirip çıkmışlardı.

Diğer ceza alanlar ise yurt dışına hicret etmek zorunda kalmıştı.

İki ay kadar önce Yargıtay, 10 Ekim`de de Elazığ`da yerel mahkeme dosya ile ilgili beraat kararı verdi.

Beraat kararı sonrası, yurt dışına hicret etmiş olan İHYA DER`in bazı mağdurları yıllar sonra yurtlarına döndü.

Bir kutlu doğum programında isim vermeyerek bir cümle ile Gülen`i eleştirdiği için kendisine 15 yıl teşdiden ceza verilen dernek başkanı M. Fatih Demirtaş ve beraberindeki dernek üyelerini aileleri ve dostları sevinç içinde karşıladı.

İçinde yılların acısını barından bu sevinç tablosunu yaşamaya hasret Türkiye`de on binlerce mağdur var.

 İHYA DER başkanı ve üyelerinin yıllar sonra memleketlerine gelişlerinde yaşanılan sevinci bütün mağdurların yaşamasını istiyoruz.

10 yıldır, 15 yıldır, 20 yıldır hatta 25 yıldır babalar çocuklarına, çocuklar da babalarına sarılmak, kadınlar eşlerine kavuşmak, anne babalar evlatlarını bağrına basmak istiyor.

Yıllardır yurt dışında yaşamak zorunda kalan binlerce mazlum da garibi oldukları öz yurtlarına dönmek istiyor. 

Bunlar 28 Şubat ve FETÖ mağduru insanlar.

Dile kolay; 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl, 25 yıl...

Geçen hafta sayın cumhurbaşkanı da bunu dile getirdi ve “Bu insanlar içerde çürüyorlar” dedi.

Sadece çürüyen içerdekiler mi, içerdekilerin yılları ve yaşam hakları mı?

Ya 15, 20, 25 yıldır babasından uzak büyüyen çocuklar, eşlerinden uzak ömür tüketen çileli eşler ve evlat acısı ile yanan bağrı yanık anne babalar!

Onların neler yaşadıklarını bir Allah bilir, bir de benzerini yaşayanlar ancak onları anlayabilir.

Türkiye`nin bu insanlara adalet borcu var.

Bu insanların da yaşanmış yılların acısına rağmen, sevinç yaşamaya hakları var. Bu konuda sorumluluk tamamen hükümette.

Sayın cumhurbaşkanı bu zulümlerden bahsetti ve “Bunları düzeltme fırsatı yakaladık” dedi. Düzeltme zamanı çoktan gelmiş, bari zaman daha fazla geçip gitmeden gereği yapılmalı.

Artık bu işin mazereti ve tolere edilir tarafı kalmadı.

Hükümet yeniden yargılamanın önünü açacak düzenlemeyi bir an önce yapmalı. Mağdurların dosyalarını yeniden ele almalı, gecikmiş de olsa ve bu gecikme telafisi imkânsız acılar yaşatmış olsa da adaleti tesis etmeli. 

Şimdi adalet zamanı.