• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Bu yönüyle Türkiye`yi özgürlüğün doğum sancılarını yaşayan coğrafyaya (Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine) model ülke olarak sundu.

Evet, gerçekten Türkiye`nin yakın tarihine kıyasen son yıllar içerisinde gerçekleştirdiği maddi ilerlemeler, kalkınma, yatırım, hizmet, demokratik iyileşmeler (kısmi) örnek gösterilebilir. Ama İslam`a gelince… İslam`dan haberi olan bir Müslüman Türkiye`nin, örnek gösterilecek bir İslamı`nın olmadığını pekalâ bilir. Allah aşkına, Türkiye`de İslam nerede… İslam`ın hükümlerinden bahseden imamlara ilk tepkiyi göstererek sen misin Allah`ın hükümlerinden bahseden deyip ilk soruşturma açan din işlerinden sorumlu Diyanet olmuyor mu?

Başörtüsünden tutun, Kur`an eğitimine kadar Müslümanların İslami hayatları ve hakları halen mahkum ve yasak değil mi bu ülkede! Bir hakikatin iyi algılanması gerekir: İslami kimlik ve şahsiyet sahibi birilerinin ülkenin iktidarında ve idaresinde olması ile İslam`ın bir ülkenin iktidarında olması kabil-i kıyas olmayacak farklılıktadır. Bırakın Erdoğan`ı, bütün efradıyla iktidar, İslam`ın kendisi değildir. İslam`ın kendisi Kur`an`dır. Ve Kur`an bu ülkede yasaktır.

Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkede hep mahkum ve yasak olmasına rağmen yine de İslam, bu ülkenin sürekli can simidi olmuştur. Kemalistlerin, komünistlerin, milliyetçilerin iktidarları döneminde batırdıkları ülkeyi, İslamî kimliğe ve geleneğe mensup iktidarlar kurtarmışlardır. Bu ülke, maddi kalkınma, ilerleme ve toplumsal hizmeti hep muhafazakar iktidarlar döneminde gördü.

Erdoğan`ın şunu söylemesi gerekirdi: “İslam`dan aldığımız inanç ve ahlaka dair kişilik, bakın bu ülkenin maddi damarlarına nasıl hayat pompalıyor? İslam`ın bizim gibi eksik cüzleri, maddi dünyanıza hayat oldu ise, İslam`ın kendisi ruhunuza, bedeninize, ailenize, toplumunuza, devletinize maddi ve manevi bir hayattır. Bu dünyanızda hayat olan İslam, ahirette cennet olur. İslam`a gönlünüzü açın ki size maddi-manevi hayat versin.

Malesef, İslam`ın cüzlerinin cüz`i bir iktidar fırsatı bulduğu bu ülkede, İslam`ın kendisi hiçbir zaman iktidar fırsatı bulmadığı gibi, zulme ve yasağa uğramıştır. Birileri hayat damarları sökülmüş bir İslam ile demokrasiyi kardeş mi yapmak istiyor? Daha doğrusu İslam`ın ölüsünü, İslamî olarak kabullendirip demokrasiye üvey kardeş mi kılmaya çalışıyorlar? Halbuki Allah, İslamı hiçbir beşeri sistemin üvey kardeşi veya kölesi olmak için göndermedi. Bilakis Allah, İslam`ı bütün beşerin efendisi olmak için gönderdi.

Beşeri sistemler içerisinde faziletleri yönüyle en üstün olanı demokrasidir. Fakat demokrasi bütün faziletleri ile beraber İslam`ın cansız gölgesi bile olamaz. Zira İslam`ın bânisi Allah`tır. Tüm beşeri sistimlerin bânisi ise aciz ve zayıf insanlardır. Allah`ın eseri nerede, beşerin eseri nerede...

Açık-saçıklığın cürmü:

Geçtiğimiz haftalarda bir ilahiyat profösörünün bir hakikata vurgu yapması ile Türkiye`de dekolte giyim ve taciz-tecavüz tartışması yaşandı. Fakat gördüğüm kadarıyla tartışma dar bir çerçeveye hapsedildi. Dekolte giyimliler, kendilerine yönelik taciz ve tecavüzün suç ortağı olup olmadığı şeklinde ele alındı. İslam düşmanlarına gün doğdu, bazı cin-şeytan fikirliler ve İslam`ı tam anlamamış safdiller (hayret derecesinde örtülü bayan yazarlar), taciz ve tecavüzde dekolte giyimlilerin masum olduklarını ispat için şöyle örnekler verdiler: 18 aylık bebeğin ne dekoltesi var ki, kendisine yönelik tecavüzün suç ortağı olsun. Ya tecavüze ve tacize uğrayan örtülü bayanların dekolteliliği nerede? Hatta buna tepkiler olarak örtülü bayanlar da basın açıklaması ve gösteri yaptı.

Açık-saçıklığın, dekolte giyimliliğin cürüm çerçevesini şu şekilde genişletsek tüm taciz ve tecavüzler cevabını bulmuş olur ve mesele hakikatini bulmuş olur:

Dekolte giyimler (gazete-dergilerin müstehcen resimleri, pornografik neşriyatlar), tüm taciz ve tecavüzlerin suç/günah ortağıdır. Şehvet açı köpekleri tahrik edip sağa sola saldırtan onlardır. 18 aylık bebeğe tecavüz eden canavarın tahrik ve teşvikçisi odur.

Akılları gözlerine inmiş olanlar da bu meseleye şaşı gözleri ile baktıkları için hakikatleri ve sebepleri göremiyorlar. Hakikat: “Şerre sebebiyet veren şey de şerdir.”

Hidayet üzerinde olmak duası ile...