• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

İki hafta önce Libya gezimiz sonrası Libya`ya dair izlenimlerimin ve görüşmelerimin bir kısmını yazmıştım. Haftaya devam edeceğimi söylemiştim. Fakat yaşadığımız hareketli günlerden dolayı ertelemek zorunda kaldım. Bu hafta da Diyarbakır Kutlu Doğum etkinliğine katıldık. Bunun etrafında çok şeyler yazılacağından şüphem yok. Gezimiz soğumuş olsa da Libya konusu sıcaklığını koruduğu için bu konuyu tamamlamak istiyorum.


Libya`nın içinde bulunduğu en önemli sorunlardan birinin, olmayan devlet yapısı sorunu olduğunu dile getirmiştim. Bu sorunu daha da derinleştirebilecek bir husus daha var ki; o da devrimi gerçekleştiren tüm milis grupların elinde silah var. Daha doğrusu sadece devrimi gerçekleştirenlerin değil, hemen herkesin elinde silah var. Tabi bu, elde silahla sokaklarda dolaşılıyor şeklinde de anlaşılmasın. Ancak gerekli gördükleri zaman ellerinde silah bulunan gruplar, bakanlıkları basıyorlar.

Silahların yayılmış olduğu milis gruplarla ilişkilerinin olduğunu belirten Vatan Partisi lideri Abdulhakim Belhac, bu husustaki düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: “Birçok bakan sorumsuz saldırılara uğruyor. Çok açıkça söylüyorum. Biz hiçbir düşüncenin silah zoruyla dayatılmasını tasvip etmiyoruz. Demokratik ülkelerde herkes kendi düşüncelerini özgürce savunur, dile getirir.

Silahlarla bakanlıkları basmayı kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu eşkıyalıktır. Çoğunluğu gençlerin elinde olan milyonlarca silah yayıldı bu ülkede. Gençlerin kanı da deli akıyor. Ancak bu silahların bugüne kadar siyasi amaçla kullanılmamış olması beni sevindiriyor ve umutlu kılıyor. Görüştüğüm batılı diplomatlara da söylüyorum: Bu kadar silah bir batı ülkesinde olsaydı, bölünürdü.”


Abdulhakim Belhac`dan bahsetmişken onun devrim öncesi ve sonrası Libya`nın en etkin isimlerinden olduğunu hatırlamakta fayda var. Aleyhinde yoğun bir propaganda yapılıyor, El-Kaide ile ilişkisinin olduğu, Suriyeli muhaliflere silah gönderdiğine dair.

Ayrıca devrim öncesi cihadi hayatı ve söylemi delil getirilerek, böyle bir Libya inşa edeceği ithamında bulunuluyor. El-Kaide ile ortak zeminlerinin olmadığını, hatta Usame Bin Ladin ile çok tartıştığını, en son 2000`de görüştüklerinde El-Kaide`nin metodunun İslami esaslardan uzak olduğunu kendisine söylediğini dile getirdi.

Suriyeli muhaliflere silah desteğinde bulunduğunu ve bugüne kadar kırk üç uçak dolusu silah gönderdiğini ve bu konuda mevcut Libya Hükümeti`nin kararı ile hareket ettiklerini ve bunu gizlemediklerini söyledi. Cihadi hayat ve söylemi hakkındaki söylentilerle ilgili olarak ise; “ben cihadi ekole mensuptum. Kaddafi`nin ancak cihad ile o koltuktan indirilebileceğini söylüyordum. Elhamdulillah bütün halk benim fikrime katıldı. Bugün batılı bazı basın yayın, bizim Libya`yı o fikirler üzerine inşa edeceğimiz haberleri yapıyor. Ancak biz sivil Libya inşa edip, demokrasi, adalet ve özgürlüğü gerçekleştireceğiz” dedi.


Libya`da görüştüğümüz bütün siyasiler demokrasiye vurgu yaptılar. Demokrasiye bakışlarına ise şöyle tanımlıyorlar: “Başlıklara/isimlere değil, içeriğe bakıyoruz. Demokrasi, her toplumun felsefesine göre değişir. Bu yüzden her ülkeye göre demokrasi farklılık arz etmektedir. Demokrasi veya başka bir aracı üst referansa vururuz, uyarsa alırız, uymazsa almayız.”

Demokrasiden bahsederken, yeni oluşturulacak anayasanın şeriat üzerine bina edileceğini söylüyorlar. Parlementoda otuz üç milletvekili bulunan liberal “Ya Biladi” grubundan görüştüğümüz Miftah Şembur isimli milletvekili de “şeriatın anayasanın temeli alınması mutabakatı parlementoda var” demişti. Örnek olarak da faizin haramlığına ve İslami bankacılığa destek verdiklerini söylemişti.


Tunus ile kıyasladığımızda Libya, toplum olarak da siyasiler olarak da daha güçlü bir İslami yapıya sahip. Bu konuda insana güven veriyor, ancak içinde bulunduğu sorunlar ve geçiş süreci bende şu intibahı uyandırdı:” Libya rotasını İslam olarak belirlemiş olan ve kendisine demirleyecek  liman arayan bir gemi. Batı, estireceği bir fırtına ile onu kendi limanına çekmek isteyecektir, ancak bu çok zor görünüyor.”  


Libya ile ilgili yazımın devamı Doğru Haber web sayfasında yayınlanacak oradan okuyabilirsiniz.


NOT:
Diyarbakır Kutlu Doğum etkinliğine katılmak için çıktığı yolda kapıldığı elektrik akımı sonucu şehit olan Sümeye bacıya Allah rahmet etsin. Kutlu yolda, kutlu bir dosta, kutlu bir gidiş. Ne mutlu. Ailesini tebrik ediyor ve sabırlar diliyorum.