• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Dünya büyük bir insanlık sorunu ve bunalımı yaşıyor.

Dünyanın yaşadığı insanlık bunalımının temelinde, insanlığı ayakta tutan değerlerden uzaklaşma vardır. İster yerel olsun ister küresel olsun, dünyadaki hakim düşünce, güç, sermaye ve söz sahipleri, insanlık değerlerinden uzaklaştılar.

Hayatın merkezine maddeyi, gücü koydular. Maddeyi ve gücü kutsadılar. Bugün dünyada madde ve güce dayalı insafsız ve zalimce bir düzen var. İnsanlık değerleri, kutsanan madde ve güce dayalı bu düzenin çarkları arasında ezildi.

Madde manayı yani insanlığı; güç ise adaleti katletti.

Dünyada bugün şiddetle insanlık değerlerini, yani merhameti, yardımlaşmayı, paylaşmayı, sevgiyi, saygıyı, hamilik, özgürlük ve adaleti kaim kılacak etkin bir anlayışa ve düzene ihtiyaç vardır.

İnsanlık aleminin bu değerlere duyduğu ihtiyaç, insanın havaya, suya ve gıdaya duyduğu ihtiyaç gibidir. İnsan nasıl havasız, susuz ve gıdasız yaşayamazsa, insanlık da bu değerler olmadan yaşanmaz. İnsanlığın yaşanmadığı bir dünyada, gerçek ve kamil manada insanın yaşadığı da söylenemez.

Dünya üzerinde, insanlık değerlerini yaşatacak bir düzeni tesis edecek, potansiyel bir düşünce ve inanç var mıdır?

Dünyada bunu gerçekleştirecek tek düşünce ve inanç sistemi İslam’dır. İslam’ın dışında diğer inanç ve düşünce sistemleri, umut ve çözüm olmaktan çok uzaktır. Çünkü İslam’ın dışındaki seçenek ve alternatiflerin, ya içerik olarak içi boşalmıştır; ya da esaslar, öğretiler ve ilkeler manzumesi olarak yoldan çıkmıştır.

Bu bağlamda ister Hıristiyanlığı, ister Yahudiliği veya yeryüzünde yaşayan diğer dinleri ele alın veya isterse dünyada hakim diğer sistemleri ele alın, umut ve çözüm olmaktan çok uzaktırlar.

Saydığım bu sistemler içinde en masumu olan diğer dinler dahi, bugün insanlığın yaşadığı sorunların ve bunalımların kaynağı olmuştur maalesef. Kapitalizm ve komünizm de acı ve zulümden başka bir şey yaşatmadı insanlığa.

Neden İslam?

Biz, seçenek ve alternatifler içinde insanlığın yaşadığı bunalıma umut ve çözüm olacak tek seçeneğin İslam olabileceğini söylerken, bunu hamasi duygularla söylemiyoruz. Bir realite olarak bunu bu kadar net ve iddialı ortaya koyuyoruz.

Çünkü İslam, hem tez olarak insanlık değerlerinin bütününü barındırıyor; hem tarihi medeniyet tecrübesi ve mirası var; hem de dünya üzerinde bu sistemi tesis edecek bir potansiyele sahip.

Çünkü İslam, insaniyet-i kübradır ve tarihte kurduğu medeniyetlerle beşere insaniyet-i kübrayı yaşatmış tek din ve hayat sistemidir.

Hakikat bu iken, bugün İslam neden insanlığa umut ve çözüm olamıyor?

Sorun nerede?

Önümüzdeki yazıya bırakalım.