• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Geçen hafta “Sorunlarımız -1” başlıklı bir yazı yazmıştım. Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu, devam edecek bir yazı dizisi olacak inşallah.

Bu başlık altında dünya üzerindeki genel sorunları ve İslam Alemi’ne dair özel sorunlarımızı yazmaya çalışacağım.

Amacım sorunlardan bahsederken, bir farkındalık oluşturmak. Çünkü insanoğlunun farkında olması demek, insanoğlunun akıl etmesi, aklını kullanması demektir. İnsanoğlu aklını kullanır, farkında olursa sorunu görür.

Tabi farkındalık oluşturmaktan amaç da çözüme odaklanmak ve çözüm için harekete geçmek. Zira ancak aklını kullanan insan farkında olur ve ancak farkında olan insan harekete geçer veya geçirilebilir. Bu amaçla yazılarımda sorunlarımızdan bahsederken, yer yer açıktan çözümü veya çözüm adresini de ortaya koyma gayreti içinde olacağım. Ancak açıktan yazmasam da her sorunun bahsi, aynı zaman da içinde kendi çözümünü barındırır, çözüm için başlangıç ve hareket noktası oluşturur.

Yazdıklarımızla fayda üretebilir ve faydaya vesile olabilirsek, ne mutlu bize!

Geçen haftaki yazımda insanın sorununun, insanın kendisi olduğunu vurgulamış ve tarih boyunca insanın, en büyük acıları ve sorunları, yine insanın eliyle çekmiş olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

Yani yaşanmış tarihi realite olarak “insan, insanın kurdudur” sözünün bir anlamda doğruluğunu...

Yani “Hani Rabbin bir vakit meleklere ‘Ben yeryüzünde bir halife (insanı) yaratacağım” dediği zaman melekler, ‘yeryüzünde kan dökecek, bozgunculuk yapacak kimseleri mi yaratacaksın?...” ayetindeki, meleklerin endişesini...

Tabi Yüce Allah, ayetin devamında “sizin bilmediklerinizi ben bilirim” diyor.

Meleklerin bilmeyip Allah’ın bildiği şey neydi?

Bunun cevabını aramakla ve konuşmakla beraber, meleklerin insan hakkındaki endişelerinin gerçekleşmiş olduğunu vurgulayalım. Meleklerin dediği gibi, insan yeryüzünde çok kan akıttı, çok karışıklık çıkardı ve sonuçta; çok acılar, çok açlıklar, çok sorunlar oluşturdu.

Halbuki Allah, insanı, insanın kurdu olması için yaratmadı. İnsanı imtihan amaçlı yarattı ve insanlardan imtihanlarını kaybedenler, yani insanlıklarını kaybedenler, insanın kurdu oldular. İnsanı ve insanlığı parçalayan kurtlara dönüştüler.

Allah dünyayı insanın imtihan yurdu; insanı da insanın yurdu olarak, yani insanlık için yarattı. Yani sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, dünyayı ve yaşamı güzelleştirmek için yarattı insanı.

Yani, “insaniyet-i kübra” (büyük insanlık) için yarattı insanı.  

Ancak bugün dünyada zalimleşen insan sorunu ile birlikte, bir de genel dünyanın yaşadığı bir “insanlık sorunu” var.  

Açlıkla pençeleşen, zulüm gören, acı çekenlere yardım eli uzatıp, insanlık vazifesini yerine getirenler olsa da maalesef bu, dünya üzerinde yaşanan trajedilerin yüzde birini bile gidermeye yetmiyor. Bu sebeple, dünyanın yaşadığı “insanlık sorunu” gittikçe büyüyor.