• DOLAR 34.426
  • EURO 36.425
  • ALTIN 2838.883
  • ...

Ülke olarak 15 Temmuz 2016 gecesi bir darbe girişimi yaşadık.

Elhamdülillah halkın kahramanca direnişi sonucunda Türkiye’de ilk defa bir darbe akim bırakıldı.

Ülkenin, darbe üzerinden ihanet şebekesi eli ile emperyalist işgale uğrayacak olması, halkın bu direnişi ile engellendi. Bu, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Türkiye’de gerçekleşen ilk halk direnişidir.    

Darbe gecesi sergilenen tablo adına ümitlenmiştik. Halkın farklı pek çok kesimleri sokaklara dökülmüş, birlik olmuş, kenetlenmiş ve darbeye karşı durmuştu.

Bu darbeye karşı çıkan, yıllardır devletin baskıladığı, dışladığı, ötekileştirdiği halk kesimleri idi çoğunlukla. Halkın bu büyük kesimlerinin yaşadıkları bütün olumsuzluklara rağmen ülkesinin yanında yer almasının ve bunun için bedel ödemesinin kıymetinin bilineceği ve bu kıymet üzerine devletin yeniden yapılandırılacağını ümit etmiştik. Ama maalesef bu ümidimiz, daha ilk günlerde hayal kırıklığına dönüşmeye başladı.

Darbeye karşı çıkan halk ve halkın değerlerinin yüceltilmesi gerekirken, devlet ve devlet sistemi yüceltildi. Halk ile yol alınması gerekirken, devlet içi güçlerle yol alındı.

Darbe karşıtı bütün parti ve sivil toplum kuruluşları ile ittifaklara gidilmesi gerekirken, ulusalcı ve milliyetçi unsurlar ile ittifaklara gidildi. Bu çevreleri memnun etmek adına da darbeyi püskürtenler dışlandı.      

Sadece bu yanlışlar yapılmadı.

İktidar ve iktidar partisi teşkilatları, halktan aldıkları darbe karşıtı gücü istismar ettiler. İçinde bulundukları kibri, yolsuzluğu ve haksızlıkları bu güçle büyüttükçe büyüttüler.

Darbeden aldıkları güçle adaleti tesis edip ülkenin varlığını garantiye almak yerine, partisel ve kişisel çıkar ve kazanımlar peşine düştüler. Bu amaçla mülakat ve güvenlik soruşturmalarında on binlerce insanı mağdur ettiler. AK Parti’li veya MHP’li olmayan kimselere ya kapı gösterildi veya devlet kapıları kapatıldı. On binlerce masum insanı, FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmadığı halde, işten çıkarıp mağdur ettiler.

Derin devletin ve FETÖ’nün oluşturmuş olduğu eski devlet hafızası kullanılarak, darbe gecesi ölümüne sokaklarda olan kimseler bile mağdur edildi. Fırsat, bu fırsat denilip yanlış siyasi hesaplara gidildi.

FETÖ ile mücadelede de akıllıca hareket edilmedi. Dini amaçlarla bu yapı içinde yer almış fakat tehdit oluşturmayan ya da bu yapının iktidar, devlet ve toplum nezdinde revaçta olduğu dönemde, bir şekilde bu yapıya selam vermiş herkes hakkında işlem yapıldı. İşlem yapılan insanların akrabaları ile birlikte milyonlarca insan düşmanlaştırıldı.       

Bugün itibari ile 15 Temmuz darbesinin üzerinden üç yıl geçti. Darbenin yıldönümünde, darbe gecesindeki halk direnişi ve kahramanlıklar yâd ediliyor. İktidar çevresi, parti ve kişisel çıkarlara kurban ettiği bu kahramanlık destanını, darbe yıldönümünde yeniden canlandırmaya çalışıyor ancak halkın bir kesimi yaşadığı hayal kırıklıklarından dolayı heyecan ve ümitlerini yitirmiş durumda maalesef.