• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Alınan erken seçim kararı ülke gündemini teslim aldı.

YSK son kararlarını verip, seçim takvimini netleştirerek kamuoyu ile paylaşıncaya kadar da durum bu şekilde devam edecek.

Sonrasında ise seçim atmosferi Türkiye`yi teslim alacak.

Toplum olarak çok büyük sorunlarımız, ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyaya dair çok önemli gündem ve gelişmeler, seçim gündeminin ve atmosferinin gölgesinde unutulacak ve unutturulacak.

Yani sadece gündem değil elimizden giden, çok önemli sorunlarımız ve etrafımızda oluşan/oluşacak olan tehlike ve tehditler ile ilgilenme de gündem dışı kalıyor.

Sadece bu kadarla da değil kayıplarımız.

Siyasi ahlak ve buna bağlı olarak ülke, toplumsal ahlak ve ve insani değerlerini kaybediyor. Ve diğer kayıplar ve olumsuzluklar...   

Erken seçim ihtiyaç mıydı, değil miydi? Bu elbette herkesin durduğu zemin ve baktığı pencereye göre değişiyor.

Erken seçim kararı bir ihtiyaca binaen alınmış olsa da yöntem ve belirlenen tarih doğru mu?

Siyasetin savaş olarak görüldüğü bir ülkede siyasete her şey sığdırılabilir. Çünkü harp hiledir.

Siyaset harbe dönüşür veya dönüştürülürse, (bize göre dönüştürülmemesi lazım, çünkü savaş fiziki olarak ne kadar yıkıcı ise, harbe dönüştürülen siyaset de sosyal olarak o kadar yıkıcıdır ancak ister istemez) oluşturulan harp atmosferinde bütün partilere hile kapısı aralanmış olur. Bu sebeple siyaset harbe dönüştürülmemeli.

Siyasetin harbe dönüştürüldüğü bir ülke için daha kötüsü, ancak o ülkenin fiziki bir savaşa sürüklenmesidir.

Siyasetin harbe dönüştüğü ülkelerde her parti hileye baş vurmaya başlar.

Böyle bir ülkede bir partinin hile yapıp diğer partilerin bundan uzak kalması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu, işin tabiatına aykırıdır.

Herkese hile kapısının açıldığı bir ülkede ahlak çok büyük yaralar alır. Ahlakın yara aldığı yerde de insani değerler zarar görür.

Böyle bir ülke en büyük kötülüğü, kendi toplumuna yapmış olur. Çünkü toplumun ahlak ve insani değerleri hızlıca aşınmış olacak. İç kutuplaşmalar, cepheleşmeler ve düşmanlıklar, ahlak ve insani değerleri zayıflamış bir toplumda zirve yapar.   

Hile, hilenin caiz olduğu yerde ve caiz olduğu kimse için meşrudur. Hile her yerde ve her halükarda caiz değildir. Yani hilenin de bir ahlakı vardır.  

Savaşlarda dahi ahlak terk edilemez. Savaşların dahi ahlakı olmalı. Siyaset harbe dönüştürülse dahi ahlak terk edilmemeli.

Ahlak terk edilirse, geriye ülke ve insanlık adına enkaz kalır.