Tarikat, Darbe veya Mal Bulmuş Mağribiler
104’lü takımın “Fikir beyanı” dışında her yere rahatça çekilebilecek yeni “E-Muhtıra” denemesini bu kez kimse yutmadı. Darbe duacılarının şedid çıkışlar yaparak “Fikir beyanı” tevilleri de işe yaramadı.
Neyse ki imdatlarına namaz kılan general fotosu yetişti de darbeci heveslerini sarıp sarmalayacak bir sarıkla kaldıkları yerden gevelemeye başlayabildiler yine.
Namaz kılan “Sarıklı Amiral” görüntüsü biricik savunma mevzilerine dönüştü. Yine cemaatlerden girip tarikatlardan çıktılar. İpte cambaz oynatarak muhtıralarını, darbe heveslerini perdelemeye kalkıştılar.
Muhakkak ki 104’lü takımdan her birinin ayrı bir serüveni vardır. Ortak serüven ise aynı TARİKAT’a mensup olmaları.
Hangi tarikat diye kimse kendini fazla yormasın.
Ruh dünyalarına, boy gösterdikleri medyatik mecralara, söylem kardeşliklerine, sığındıkları tabulara, gelmişlerine geçmişlerine kuşbakışı bakmak bile “Tarikat krokisini” rahatlıkla ele vermeye yeterdir.
Yine de iki tane ortak yönlerine değinmeden geçmek olmaz tabii ki..
İlki, TC siyasi tarihiyle eşdeğer darbe mekaniğini bugüne kadar başarıyla yürütmüş “Tarikat”a mensup olmaları.
Diğeri, FETÖ bahanesiyle her fırsatta darbe-cemaat-tarikat üçgeninde “Dindar=darbeci” imajı oluşturma çabaları.
Öyle ki 15 Temmuz darbe girişiminin sene-i devriyelerinin her birini darbe karşıtlığıyla değil, “Cemaat-tarikat” düşmanlığıyla harmanlıyor, üzerinde tepiniyorlar.
104’lük bir portre…
104’lük tarikatın tüm mensupları medyatik anlamda pek görünür olmayabilir. Ama “Sözcü” konumundaki kimileri var ki, ağzının ayarı yok desek yeridir.
Emekli köftehorların mekanına dönüşen bir kanalda ağzının ayarını kaybetmiş sözcülerden biri, ki aynı zamanda “İmzacı”, daha birkaç gün önce “Namaz kılan general” görüntüsü üzerinden adeta köpürüyor: “Bugün ihtiyacımız olan, bütün kurumlarda tarikatmetre ve liyakatmetre… Eğer sen bir tarikata üye isen TSK içerisinde görevin olmaz…”
Haydi buna eyvallah diyelim.
Peki ya sen?
Hristiyanların “Paskalyası”na katılmayı öve öve bitiremeyecek şekilde makale döşüyorsan?
Ki, döşedin.
Üstelik Paskalya’dan aldığın ilham ile “Türkçe Kur’an, Türkçe ibadet” zorunluluğunu aynı makalede öne çıkarıyorsan?
Ki, bu zevzekliği pişkince yaptın, anlattın, yazdın.
Hatta katıldığın cemevinde dinlediğin Türkçe Kur’an’ı da öne çıkardın.
Hani Hristiyan isen, kendi dininin ritüellerini yapmanda bir mahsur yok.
Alevi isen yine öyle. En doğal hakkın.
O halde namaz kılan bir general üzerinden kızılca kıyamet koparman da neyin nesi? Bunu hangi tarikat üyeliğin ile yaptın? Muhtıra bildirisine imza atmanı tarikatın mı emretti?!
Sadece bu da değil. “Umarım fotomontajdır” dediğin “Kandil mesajı” paylaşımını kınayıp vahim diye nitelerken, boyun kadar şarap şişesi eşliğinde kutladığın “Hamur bayramı” mesajın ile tezat teşkil etmiyor muydu?
Hristiyanların paskalyasına katılmayı, Yahudilerin Hamur bayramını çekinmeden kutlamayı kendinde hak görüyorsun. Ama bir rütbelinin namaz kılmasını, kandil mesajı paylaşmasını “Vahim” diye niteliyorsun.
Kusura bakma, ama senin ve “104’lük Tarikat”ının tutumu daha da vahim! Muhtıra yayınlayacak kadar vahim. Darbeye heveslenecek kadar vahim.
Daha vahim olan şeyler de var…
Mesela darbecilikle tescilli damgalı olmalarına karşın bunlara kritik kurumlarda alan açılıyor olması…
Mesela FETÖ girişimini “Şiddetle” kınarken kendi tarikatlarının yaptığı darbeler silsilesini hala savunuyor olmaları…
Mesela darbeci sicilleri ortadayken FETÖ üzerinden yaptıkları “İnanç” düşmanlığında neo-muhafazakarlardan destek görmeleri.