Rehavet tehlikesi
Yarın 28 Mayıs 2023 Pazar.
İkinci tura kalan Cumhurbaşkanı seçimi için Türkiye’deki seçmenler sandıklara gidecekler.
Millet ittifakın parlamento seçimizdeki hezimeti ve birinci turda Kılıçdaroğlu’nun 5 puan geride olması altılı masa ve birleşenlerinin psikolojisini bozdu.
Bildiğiniz gibi altılı masadaki bazı parti Genel Başkanları günlerce sessiz kalıp ekranlara çıkamaz oldular. Birbirlerini suçlayıcı tartışmaları, hezimetin müsebbibi olarak birbirlerini adres göstermeleri, hatta Akşener’in tekrar masayı dağıttığı iddiaları günlerce konuşuldu.
İkinci tur Cumhurbaşkanı seçimine kadar bir krizin çıkmaması adına içlerindeki bu büyük sorunu gündeme getirmeme kararını aldıkları konuşuluyor.
İddialar doğruysa 28 Mayıs’tan hemen sonra Millet İttifakında büyük bir kriz çıkacak.
Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı koltuğunu kaybetme telaşı ve CHP içindeki rakiplerin şimdiden Genel Başkanlık için ciddi hazırlık yaptıkları iddiaları.
Mansur Yavaş’ı peşine takan İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na rakip olanlardan ayrı olarak CHP Genel Başkanlığı için hazırlık yaptığı ve sinsice pusuda beklediği iddiaları.
İYİ Parti’nin 14 Mayıs’ta aldığı yenilgi ve 28 Mayıs’tan sonra Yavuz Ağıralioğlu’nun kuracağı muhtemel yeni bir partinin İYİ Parti’yi böleceği iddiaları.
Kürtlerin varlığını dahi hazmedemeyen Özdağ gibi biriyle aynı adayı destekleme kararı alan Yeşil Sol (HDP)’un seçmenlerinin farklı partilere kayacağı iddiaları.
Saadet Partisi ve Gelecek Partisi seçmenlerinden gelen tepkileri minimize etmek için şimdiden ittifak içinde ittifak kurma yollarını aramaları iddiaları.
Deva Partisinin konjonktüre göre tavır alacağı ve gerekirse Cumhur İttifakını destekleyecek söylentileri…
Bütün bu iddialara bakıldığında 28 Mayıs’tan hemen sonra Millet İttifakında kılıçlar çekilecek, suçlamalar havada uçuşacak ve günlerdir herkesin içinde sakladığı ve biriktirdiği cümleleri bir bir dile getirerek kıyameti koparacaklar.
Cumhur ittifakında ise; Sayın Erdoğan ve HÜDA PAR başta olmak üzere tüm bileşenler 28 Mayıs seçimine kilitlenmişler.
Seçim zaferinden sonra ise Türkiye ikinci yüz yılının kilometre taşlarını döşeyecekler. Çünkü ne ittifaklarında bir pazarlık vardı ne de kimse kendi çıkarını ittifak çıkarı üzerinde tuttu. Temel hedefleri; Sayın Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi ve ittifak olarak parlamentoda en fazla sayıda Milletvekili ile temsil edilmesiydi.
El hâsıl, bugüne dönecek olursak; taşlar yerine oturdu, yaklaşık olarak tablo netleşti. Sadece yarın akşam sandıklar açılıp sonucu bekleyeceğiz.
Halk arasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi açık ara önde bitirecek…” şeklinde konuşuluyor ve öyle de görünüyor.
Sadece sıradan vatandaş değil, kamuoyu araştırmacıları, siyasi süreci analiz eden yorumcular, gazeteciler, medya… Kısacası istisnalar dışında herkes “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi açık ara önde bitirecek” şekilde süreci okuyorlar.
Ancak tek endişe rehavet tehlikesidir. Erdoğan’a oy veren seçmen, “nasıl olsa Erdoğan açık ara önde seçimi tamamlayacak” diyerek sandığa gitmemezlik yaparsa her şey tersine dönebilir. Bunun için kesinlikle kimse rehavete kapılmamalı ve en az 14 Mayıs seçimi gibi bu seçim de önemsenmelidir.
Yoksa Allah korusun bir birleriyle hesaplaşmak için kolları sıvayan altılı masa Genel Başkanları ve adayları Bay bay Kemal ülkeyi yönetecek. Bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum.