• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Acaba abarttık mı bu meseleyi?

Ne demiş? İmam Hatipliler için “sapık” demiş.

Ortalık ayağa kalktı

“Bu müsvedde bunun hesabını vermeli” denildi.

Ve derdest edildi.

Acaba diyorum seküler kesim için kazanılmış bir hak, hatta yasa hükmünde olan “dindarlara her türlü hakareti edebiliriz” maddesine aykırı mı davranıyoruz?

Biz onlara “pardon bayan! göbeğinizi dışarıda unutmuşsunuz! Giydiğinizi zannettiğiniz kıyafet aslında üstünüzde yok” diyemiyoruz ama onlar pençelerini örtülü hanımefendilerin başlarına geçirebiliyorlar.

Biz onlara “kadın kadın camiye giriyorsun! Bari bi etek giy de öyle gir şu tarihi camilere” diyemiyoruz ama onlar sakallılar için “bu tipleri Kadıköy’de görünce sinir krizleri geçiriyorum” deyip bir de salya saçarak, azıcık da ucundan hırlayarak gündemleşebiliyorlar.

Frenkler gibi giyinince dindar siyasetçiler onlara “Fransa’ya defolun” demiyor ama onların dinozor siyasetçileri bize “Yallah Suudi Arabistan’a” diyebiliyordu.

Bu ülkede bir başbakan İmam Hatipliler için “yarasa” tabirini bile kullanmıştı. Kullanmıştı da dindarlar bu kadar tepki göstermemişti.

Onur ve de şeref eksikliği hastalığı tüm ruhuna sirayet etmiş kadavra zihniyetli, kof beyinli bir gazeteci başörtülülere af buyurun “fahişe” demişti de yine de sesimiz bu kadar güçlü çıkmamıştı.

Neden?

Öncelikle hamd edelim.

Elhamdulillah Müslümanlar 28 Şubat’ın yüreklerde açtığı o ezik, sinmiş ruh halini üzerlerinden attılar.

-Hala yer yer eksik yönlerimiz olsa da- olması gereken izzeti kuşanmaya başladılar.

Sırtımızda tepinmeye alışmış kudurmuşlar, kancıklar şimdi kazanılmış haklarını savunuyorlar(!)

Nedir o hakları.

Bize karafatma deme hakları, çember sakallı, yobaz, softa, örümcek kafalı, ninja, bağnaz…

Bunlar bizi tanımladıkları sıfatlardı.

Buna bir de “sapık”ı eklemek istedi sapkınların çıplak müsveddesi!

Ama sert bir dirençle karşılaştı

Sanırım dindarlar bu ülkenin bağilerine/azgınlarına yeni bir durma hattı çizdi.

Artık bundan ilerisi yasak hemşerim!

Yok öyle köpeklerin salındığı taşların bağlandığı zamanların hayalini kurmak

Çocuklarımıza saldıran her ite taş atmak boynumuzun borcudur.

Peki bu konuyu abarttık mı? Öyle ya dindarın en zayıf noktası merhameti. Bizi tarih boyunca “merhamet et cümlesi ile vuranlar” bir kez daha seferber oldular

Başladılar “bir anne, çocuğu var” repliklerine.

Peki, kendisine sapık denilen yüz binlerce çocuğun duyguları, ailelerin duyguları…

“Bu meseleyi abarttınız” diyorlar.

O zaman biz de şöyle soralım?

Bu sanatçı müsveddesi İmam Hatipliler sapık yerine düz liseliler sapık deseydi ya da kiliseler sapık üretiyor deseydi, misal Atatürkçüler sapık deseydi farzı muhal sosyalistler sapık deseydi…

Onu bıraktım LGBTlilere sapık deseydi (ki onlar sapkın) ne yapardınız çıplak müsveddeye?

 

Diğer Köşe Yazarları