Bir gün de hutbede benden bahseder misiniz?
Olmuyor hocam olmuyor,
Şu yangın durmuyor!
Son çare size yazayım dedim.
Kim miyim ben!
Sizin çocuğunuzun öğretmeniyim ben!
Sağlıkçıyım, tekstilde ortacı, son ütücü, fabrikada işçiyim, kamyoncuyum, balıkçıyım.
Ben herkesim!
Dedim ya misal ben öğretmenim!
Şu ev sahiplerinin durmak bilmeyen aç gözlülüğünün bir kurbanı olarak gitmek zorundayım bu şehirden.
Yaşadığım şehri seviyorum, çocuklarım da çok seviyor ama ev sahibi 2 bin liralık daireye 8 bin lira isteyince tayin istemek zorunda kaldım.
Son çare size yazıyorum…
Sağlıkçının sağlığı bozuldu, asgari ücretlinin morali aldığı ücretin çok çok altında…
Moraller ev sahiplerinin çeneleri arasında sıkışmış gibi.
Çiğnedikçe çiğniyor,
Acıttıkça acıtıyorlar.
Hükümetin yüzde 25’ten fazla zam yapmayın açıklaması da sinek vızıltısı gibi geldi geçti.
Son çarem sizsiniz.
Bir Cuma günü hutbeye çıkın da şu derdimize bir çare olsun diye bir hutbe buyurun.
Elbette sizlere işinizi öğretmek hadsizliğinde bulunmak istemem ama.
Bir avuç toprağın dolduracağı göz çukurlarımızı ayda 8 bin değil 80 bin verseler de doymayacağını…
Maaşı ev kirasından daha düşük bir kiracının haram yollara girerse bu günahın bir parçasının ev sahibine yazılıp yazılmayacağını…
Dedim ya bu iş sizin uzmanlık alanınız…
Doldurun boşlukları
Sizce bu kiralarla -lojmanınız yoksa- siz de barınabilir misiniz?
Denir ya eski kavimler bin yıl falan yaşarmış ve kadının birinin 250 yaşındaki oğlu vefat edince bağıra çağıra “oğlum genç yaşta öldü” diye ağlıyormuş.
O kavmin peygamberi “ey kadın haline şükret gün gelecek insanlar 70 yıl yaşayacak” deyince kadıncağız “vallahi ben o günlere ulaşsam başımı secdeden kaldırmam. O kadar kısa bir ömür ancak ibadet etmeye yeter” demişti ya.
O günlere yetiştik ve ömrümüzü kira ödemek için harcıyoruz.
Bir Cuma günü ev sahiplerine mülkün sahibini hatırlatsanız hocam
Biraz ölçü, biraz vicdan, biraz insanlık hatırlatsanız.
Hep daha yukarıdakine bakıp fiyatı artırdıkça arttıran, ölçüyü kaçıran, mizanı bozan, düzeni yerle bir eden tacire, siyasetçiye, ev sahibine, kiracıya esnafa…
Bize dönüp yahu siz ne açgözlü mahlûklarmışsınız.
Ne bu hiç ölmeyecekmiş gibi mal toplama hırsınız.
O mal sizi cehenneme götürmek üzere…
Silkelenin de sırtınızda tepinen dünya yere düşsün!
Silkelenin de yüreğinizin sokaklarındaki şu “dünya malı terörü”ne kul olmaktan kurtulasınız.
Hocam ben her Cuma camideyim. Bir Cuma günü benim/bizim derdimizi bağıra bağıra konuşmanızı bekliyorum.
Evet Sevgili Diyanet sana sesleniyorum!