Yakında “andımız geri gelirse” şaşmayalım
Bugünkü köşe yazımda bugünü değil dünü yazacağım.
Aslında yazacağım demek de doğru değil; bazı alıntılarda bulunacağım.
1-Siirt′te Valiliğin önünden geçen cadde üzerine konulan “Ne mutlu Türküm diyene” yazılı demir levha valinin talimatı ile kaldırıldı.(2012)
2-Mardin-Kızıltepe karayolu üzerinde Türkmen Dağı yamaçlarında bulunan 'Ne mutlu Türküm diyene' yazısı silinerek yerine Türkiye bayrağını oluşturan ay yıldız figürü yapıldı.
3-Van’ın Bahçesaray ilçesi yakınlarında bir tepenin üzertindeki “Ne mutlu Türküm diyene” sözü silindi, yerine “Önce Vatan” sloganı yazıldı. (2009)
4-Batman Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Heykeli'nin kaidesindeki, 'Ne mutlu Türküm diyene' yazısı sökülerek yerine, 'Yurtta sulh cihanda sulh' yazısı takıldı.(2013)
Bu kadar alıntı yeter.
Çözüm sürecinin başladığı günlerde özellikle Kürt coğrafyasında Kemalizm’den kalma sloganlar silinmeye başlanmıştı.
Kürt halkından, demokratlardan, liberallerden İslami kesimden, solculardan… hülasa ülkenin büyük bir kesiminde destek alan bu uygulamalara sadece ultra milliyetçiler eleştiride bulunmuştu.
O dönemde medya, iktidarın politikaları ile paralel bir dil geliştirmiş “dağlara yazılan sloganlar mahkum edilmişti.”
Devir değişti, 2020 yılına geldik.
Tunceli/Pülümür’de PKK ile mücadele kapsamında dağa “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısı nakşedildi.
10 yıl önce bu sloganların kaldırılmasını isteyen siyasal irade bu hususta bir eleştiride bulunmadı.
10 yıl önce “bu sloganlar birliğimizi zedeliyor” şeklinde yazan yazarlar/aydınlar, Tunceli’deki sloganı eleştirmedi.
10 yıl önce atılan manşetlerin yerine Tunceli’deki dağa slogan yazma başarısına kilitlenen bir medya var.
10 yıl önce Siirt’te “Ne mutlu Türküm diyene” yazılı demir levhanın kaldırılması talimatını vali vermişti.
10 yıl sonra Tunceli’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısının bulunduğu videoyu paylaşan da Tunceli valisi.
Türkiye’de şu an çok güçlü bir başkanlık sistemi ve güçlü bir devlet başkanı var. Bu avantaj özellikle Kürt meselesindeki eksikliklerin giderilmesi noktasında kullanılmalı iken dağlara yazılan ve yazılacak sloganlar Kürt meselesini çözümsüz bırakmak demektir.
Hani Norşin açılımı nerede kaldı. Hatırlar mısınız Kürt şehir ve köy adlarının aslına uygun hale getirtilmesinden bahsedilmişti.
Pek yakın bir zamanda okullarda andımız okunmaya başlarsa 2020 yılını suçlamayalım.
Ne keramet 2010 yılındaydı ne de kabahat 2020’de…
