• DOLAR 32.197
  • EURO 35.013
  • ALTIN 2399.934
  • ...

Aynen böyle diyordu bombardıman altındaki Rize halkı.

1925`te Rize kendi milletinin deniz kuvvetleri tarafından bombalanır... Balkan Savaşları`nın ünlü Hamidiye zırhlısı Rize`yi bombalar... Hem de görev icabı...

Ta o zamandan Zalim Saddam`ın kendi milleti olan Halepçe`yi kimyasal bombalarla bombaladığı gibi Rize bombalanır. “Şehit Hama”nın Esatça,   Libya`nın Kaddafice bombalandığı gibi bombalanır Rize. Demek zalimlerin, despotların, muhaliflere tahammülsüz müstekbirlerin anlayışı her zaman aynıdır. Dağları ve çölleri bombalar gibi Rize`yi bombalıyorlar.

Rize`ye yapılan ve iki gün süren top atışının üstüne Rize`ye gezici İstiklal Mahkemesi gelir ve 143 kişi yargılanır. Bir günlük yargılama sonucu, 8 kişi idam cezasına; 14 kişi 15`er yıl, 22 kişi 10`ar yıl,19 kişi 5`er yıl, kalanlar da değişik hapis cezalarına çarptırılır. Bir günlük yargılama ve adalet(!). İdamlar hemen infaz edilir.

Peki, Rize ne yapmıştı ki toplarla terbiye(!) edilmeye, hizaya getirilmeye çalışıldı?  Rize`nin suçu neydi ki “atma Hamidiye din kardeşiyiz.”demesine bile aldırış edilmemiş ve Rize`ye yağan top yağmuru iki gün sürmüştü. Üstüne üstlük top yağmurunda ölen ve yaralananlar yetmemiş gibi 8 kişi daha idam edilmiş, 55 kişi de farklı hapis cezalarına çarptırılmış. Neden ve niçin? Dün bu sorular sorulmuş mu ya da sorulabilmiş mi?

Hiç zannetmem; bu soruları o zaman soran da bunun bedelini kellesiyle ödemiştir, herhalde.

Rize ve benzeri yerlerin toplara hedef olmasının sebebi öz olarak “muhalif olmalarıydı, muhalefet etmeleriydi” Neye mi muhaliftiler? Şapkaya.

Evet, “Rizeli sekiz âlim ve Müslüman şapka giymeyip, dindarlara zulmü kınayıp, hükümete ”Sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın. Şapka giyenler giysin, ama giymeyenler hapse atılmasın” diyerek, jandarma karakoluna yürümüşler ve halk da yanlış gördükleri politikalara karşı onlara destek verip onlara katılınca bu yapılan bir isyan olarak görülmüş. Bundan dolayı Rize topa tutulmuş sonra da idam sehpaları kurulmuş.

Bu olaydan miras olarak her ne kadar “Atma Hamidiye atma, vergi de vereceğuz, serpuş da giyeceğuz…” diyen halk türküsü kalsa da bunun acısı hiç gitmemiş.

Hâsılı kelam, Rize şapkaya kurban edilmiş. Kürt, Türk ayırımı yapılmadan kurban edilen Maraş`ın, Erzurum`un, Kayseri`nin, Tokat`ın, Amasya`nın, Kırşehir`in, İskilip`in kurban edildiği gibi…

Zira şapka kanunun yürürlüğe girdiği bir kaç ay içinde bombalanan Rize`yi bir köşeye bıraksak da; bu şehirlerde şapka için tam 78 kişi idam edilmiş, yüzlercesi çeşitli cezalara çarptırılmış.

12 Aralık, Rize`nin şapka için bombalanmasının yıldönümüdür. Bakalım, Rize`nin bombalanması konuşulacak mı, tartışılacak mı, Rize`den özür dilenecek mi? TC tarihinde yaşanmış olan, aynı zincirin diğer halkaları da gündeme gelecek mi göreceğiz.

Doğrusunu söylemek gerekirse; dün yapılan zulümlerin konuşulması, tartışılması; onlardan dolayı özür dilenmesi bir şeyi değiştirmiyor. Zira bu zulmün mağdurları için atılması gereken adımlar atılmadıkça kuru kuru özür ne bir şeyi değiştiriyor ne de bir anlam ifade ediyor. Mesela resmi rakamlara göre 13 bin 160 sivilin gayri resmi rakamlara göre ise elli bin insanın katledildiği ve 11 bin 818 kişinin sürgüne gönderildiği Dersim katliamı konuşulup tartışıldı. Hatta Başbakan Dersim`de yaşananlardan dolayı özür bile diledi. Ya sonra…

Dersim katliamı için dilenen özürden sonra ikinci bir adım gelmeli değil miydi? Ama maalesef özür dileme adımından sonra atılması gereken adım atılmadı.

Eğer bunlar –Dersim, Zilan, Rize, Erzurum vs.- konuşulacaksa, bunlardan dolayı özür dilenecekse bunlardan sonra da atılması gereken adımlar atılmalıdır.

Ya bu gün…

Bu günün, yarınların tarih sayfalarında kara bir leke olmaması; bu günü nasıl okuduğumuza bağlıdır. Bu günde bir anormallik görmeyenlere, dün yapılanları dünün insanının anormal görmediğini hatırlatmak istiyorum. Bu güne de bu gözlükle bakmak gerekir.

Yarın, bu gün yapılanlardan utanmak istemiyorsak; çocuklarımızın, torunlarımızın bizi şerle yad etmelerini istemiyorsak; dün yapılanlardan ibret alıp bu güne dönmemiz, bu güne bakmamız ve bu günü arındırmamız lazımdır.

Selam ve dua ile.