• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Allah`ın adıyla,

Beşeri izimler içinden sıyrılıp günümüze gelen ve fakat kendisine yöneltilen güçlü beş eleştiriden şimdi de dördüncüsünü açalım ve bu çerçevede de PKK`nin demokrasi anlayışına değinmeye devam edelim.

Dördüncüsü: Sınırlı bir aklın, sınırsız bir ihtiyaç, acz ve fakrın içindeki beşerin ürünü olan beşeri izim, yol ve yönetim biçimlerinin yetersiz kaldığı, bir tarafı örterken diğer tarafı açan yorgan misali olduğuna gelirsek. Gelişen iletişim-ulaşım teknolojisiyle bir köye dönüşen koca ihtiyar dünyada sorun ve sıkıntılardan adım atılacak, rahat yaşanacak yer yok adeta.

İnsandan önce parçası olduğumuz bu sorunlar, sıkıntılar, anlaşmazlıklar, ihtiyaçlar, kavgalar ve savaşlar yoktu. İnsanla başlamış bunlar. İnsanı yaratan, onu başıboş bırakmasa da, ona elçiler kitaplar göndermiş olsa da çoğu zaman insan kendini bir şey zannedip şeytanın oyununa gelmiş, oyuncağı olmuştur. Kendi aklına, gücüne asılarak çıkmak istediği bataklıktan çıkmak istedikçe bataklığına biraz daha batmıştır. Şu anki sefaletlerin, açlıkların, yoklukların, savaşların, zulümlerin, yok saymaların, isyanların yer aldığı manzara bunun fotoğrafıdır. Ne garip ki insanoğlu sorun, sıkıntı, istek, ihtiyaç ve anlaşmazlıklarla; öteleyerek, yok sayarak, meydan okuyarak, reddederek, kibirlenerek, öldürerek baş etmeye çalışıyor. Kendi eksik, çözümü de öyle. Kendisi muhtaç, sistemi de öyle. Durum böyle olunca insan aklını ve ürünleri olan sistemleri yegâne merkez ve dayanak noktası görenler bu anlayışa sülük gibi yapışanlardan olan PKK de bu hususta farklı olamıyor.

KCK programının önsözünde “Ekolojiye ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı bir demokrasinin Kürt toplumunun olduğu her alanda örgütlenmesini ve her tür gerilik ve gericiliğe karşı bu temelde mücadele edilmesini ön görür” diyor. Oradaki “gerilik” ve “gericilik” solcu, sağcı, İslamcı kim olursa olsun PKK ideolojisinde olmayan ve onun boyunduruğuna girmeyen herkes demektir. Mücadele derken fikirsel bir mücadele olduğu algısına düşmeyin sakın. Maalesef mücadele derken tüm muhaliflere yöneltilen PKK`nin klasik üç şartı: 1. Ya PKK`ye boyun eğip ona uyacaksın, 2. Ya buralardan göçeceksin, 3. Ya da öleceksin.

Başını biraz kumdan çıkaran görür ve bilir ki gücünü ve emrini programlarındaki kendisine has demokrasi anlayışından alan PKK; sorun, sıkıntı ve farklılıkları karşı tehdit etmeyi, şantaj yapmayı, kaçırmayı, molotoflamayı, taramayı, yol kesmeyi, kaos çıkarmayı, dayatmayı ve öldürmeyi yöntem olarak seçiyor. Acı olsa da bu yöntemler oturmuş ve sıklıkla karşılaştığımız PKK yöntemleridir. Tabii ki bu yöntemleri kullanırken bir kılıf bulması lazımdır. Mesela hedef tahtasına oturttuğu kim olursa olsun; bir ajan/işbirlikçi veya hain yaftasının vurulması o kişiye karşı her türlü eylem ve yönteme meşruiyet kazandırıyor.

PKK programında, “Basitten karmaşığa doğru gösteri, toplantı, yürüyüş, miting, protesto, grev, seçim, şartları doğduğunda yasal direnme ve ayaklanmalara kadar eylemler dizisi yerinde ve zamanında sergilenmeden demokrasi yürütülemez” şeklinde ifadeyle ayaklanmayı bile demokratik bir eylem görenlerin demokrasi anlayışı varın siz düşünün. Burada eleştirmek istediğim, devlete karşı yapacağı bir ayaklanma değil; sıkıntı iyi kötü, doğru yanlış her eylemine demokrasi kılıfını geçirmekte cüretkâr olmasıdır. Yani anlayacağınız ehveni şer noktasında demokratik sistemde yer alanlar bir yana adeta kutsarcasına demokrasiye yapışanların “kılavuzu karga olanın” misali olunca her şeye bir “demokratik kılıf” uydurma hastalığı nüksediyor.

Böylece itici olan nameşru darbe, yakma, yıkma, kaçırma, yol kesme demokratik eylem oluyor. Demokratik darbe, demokratik ayaklanma, demokratik molotoflama gibi terimleri üreterek literatüre katkıda bulunuyorlar.

Hâlbuki İnsana düşen, yaratılış gayesini kendisine bildiren(Zariyat-56) insanlarının çoğunluğuna uymanın da insanı saptırabileceğini (Enam-116) belirten Rabbinin mesajlarına kulak vermesidir. Zira o adaleti, iyiliği emreder ve kötülük ve haksızlıktan da men eder. (Nahl-90) Çünkü O, neyde şer neyde hayır vardır, hakkıyla bilendir. (Bakara-216)

Devam edecek. Allah`a emanetsiniz.