• DOLAR 34.541
  • EURO 35.956
  • ALTIN 3003.071
  • ...

Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz`in: “Ilımlı İslam`a dönüyoruz…” açıklamasında iyi niyet aramak isterdim ancak açıklamanın “ılımlı” bir tarafı yok maalesef. Her ne kadar bu açıklama siyaset alanındaki ilişkiler anlamında kullanılmış olarak lanse edilse de kullanılan kavramın talihsiz bir kavram olduğunu söylemek isterim. Veliaht Prens`e bizdeki “ılımlı” İslam`ı benimseyenlerin akıbetini hatırlatmak gerekir. Hatta “ılımlı”`lığı geçtim “diyalog”`lara varan kavramlara sığınanların amaçlarının “haşhaşilikte” seviye (level) atladıklarını gördük. Peki sonuç! Sonuç itibari ile kendi ülkesinin insanına silah doğrultacak kadar canileşen bir örgütle ( FETÖ ) tanışmış olduk. Onların “ılımlılık” kavramı 250 insanı öldürmekten ibaretti.  

“Ilımlı İslam” ne demektir diye anlamına baktığınızda karşınıza çıkan tanıma dikkat!

Ilımlı İslam, İslam ülkelerinde radikal İslami hareketlerle ilişkili istikrarsızlık ve bunun getireceği siyasi sonuçların, Amerikan ve Batı karşıtlığı hareketlerine, güvenlik zafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına sebep olmasının önüne geçmek için ABD düşünce kuruluşlarında geliştirilip hükümet tarafından desteklenen modernist İslam yorumudur.

ABD tarafından desteklenen bir projenin, ABD`nin düşünce kuruluşlarının benimsediği bir kavramın “hayra” alamet olmadığını çok iyi biliyoruz. Ki; ABD`nin Müslümanların iyiliğini isteyecek kadar iyimser davrandığını söyleyemeyiz. Nitekim “İslami Terör” , “İslam Terörü” gibi kavramları da ABD ortaya atmış ve İslam ile terörü bir kefede dünyaya empoze etmiştir.

İslam`ın, kulların eliyle ılımlaştırılmaya ihtiyacı yoktur. Rabbimiz İslam`ı insan için bir hayat tarzı olarak göndermiş ve en güzel örnek olarak da Peygamberimiz (sav) bunu göstermiştir. Eli Müslüman kanıyla kirlenmiş ABD, ortaya attığı İslam`ı ılımlaştırma projesiyle Müslümanları bir sömürü planı dahilinde sindirmeyi amaçlamaktadır.

  “…Bugün kâfirler sizi dininizden döndüremedikleri için ye`se kapıldılar. Artık onlardan korkmayın, Ben'den korkun. Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm`ı seçtim.” (Maide Suresi, 3)

Müslümanların dinlerini terk edip Hıristiyanlığı ya da Yahudiliği seçmeyeceklerini bildiklerinden ılımlaştırma politikasıyla ABD kendince ehlîleştirmeye çalışmaktadır. Rabbimizin uyarılarına kulak vererek gerekeni yapmamız gerekiyor. Dinimizin ılımlaştırılmaya ihtiyacı yoktur. Ve unutmayalım ki "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar.” (Maide Suresi, 51) diye bizi uyaran Rabbimiz elbette ki onları bizden çok daha iyi tanır ve bilir.

ABD`nin “Ilımlı İslam” projesinin artık tutmadığını hatta İslam ile ilgili bundan sonraki hiçbir projenin tutmayacağını Allah`ın izniyle hep birlikte göreceğiz. Ülkemizde de 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra “Ilımlı İslam”, “Dinler arası diyalog”, “İslami Terör” gibi kavramların ABD`nin sömürü zihniyetinin birer oluşumu olduğu ve Müslümanları kendince dizginleme aracı olarak kullandığını çok iyi biliyoruz. Ülkemizde tutmayan “Ilımlı İslam” projesinin Suudi Arabistan`da da hezimetle sonuçlanacağını şimdiden söyleyebiliriz.