• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Seçim sonuçları açıklandığı zaman bizleri en çok ne etkiledi? İslam`a ve Müslümanlara kin besleyenlerin, her fırsatta savunmasız insanlara zarar verenlerin, esnafa zorla kepenk kapattıranların, imam hatip lisesi yatılı kurslarına molotof atan zihniyetin temsil ettiklerinin -özellikle memleketlerimizde- oy patlaması yapması mı?

Seçim sonuçları bizlere neleri hatırlattı, bizlerin yeteri kadar çalışmadığını mı? Bizlerin İslami sorumluluklarımızı yeteri kadar yerine getirmediğini mi? Esnafsak esnaflığımızla, öğrenciysek öğrenciliğimizle, öğretmensek öğretmenliğimizle, eczacıysak eczacılığımızla insanlara, komşularımıza, akraba, eş ve dostlarımıza yeteri kadar örnek ol(a)madığımızı mı hatırlattı?

Evet, bu soruları daha da çoğaltabiliriz, ama biz şimdilik bu kadarıyla yetinelim.

İnsanların yüzde doksanına yakınının Müslüman olduğu bir ülkede yaşıyoruz. İslam`ı eksiksiz yaşamak istediğimizde -bazen zorluklar ile karşılaşsak ta- bir şekilde yaşayabiliyoruz. İslami yaşantımız yüzünden karşılaştığımız sorun ve sıkıntılarında sünnetullah gereği olduğunu biliyoruz.

En büyük musibetlerin tevhit önderleri olan Peygamberlerin başına geldiğini, sonrasında Allah`a en yakın olan veli kulların başına geldiğini de biliyoruz. Bu yüzden bizlerin başına gelen musibetlere daima şükretmişiz, Allah`ın bizleri daha büyük bela ve musibetlerden koruması için dua etmişizdir.

İmtihanımızda başarılı olmamız için Allah`a yeteri kadar ibadet etmeye/kulluk etmeye gayret sarf etmiş, karşılaştığımız sıkıntılara sabretmişizdir. Allah-u Teâlâ`nın bizleri (ve cinleri) kendisine kulluk vazifemizi yerine getirmemiz için yarattığını aklımızdan çıkarmamışız, her ortam ve her şartta Allah`a karşı sorumluluklarımızı/yükümlülüklerimizi yerine getirmeye çaba harcamışızdır.

Cennetin ucuz ve ulaşılmasının kolay olmadığını; Cenneti elde edebilmek için, bizden önceki toplumların başlarına gelenlerin bizlerinde başına geldikten sonra Cenneti elde edebileceğimizi yüce kitap Kur`an`ımızdan öğrenmiş, buna göre hareket etmişizdir. Yaşam ve yaşantımızı, hal ve hareketlerimizi, kaide ve kurallarımızı Kur`an`ın rahmet deryasından öğrenmiş ve hayatımızı Allah`ın istediği duruma göre uyarlamışızdır.

Allah (c.c) bu yaptıklarımız ve yaşayışımız karşılığında bizlere hiç beklemediğimiz zamanlarda büyük sevinçler nasip etmiş, bizde bu sevinçli durumlar için Allah`a şükür etmişizdir. Allah bu samimiyetimiz karşısında bazen bizlerin en çok sevdiklerini genç yaşta yanına almış, onların kanlarını bizlere bereket ve rahmet yapmıştır. Yine Allah bizlerin daha fazla hayır ve hasenat kazanması için, düşmanlarımıza karşı galip gelmemizi ve zaferler elde etmemizi nasip etmiştir.

Elde ettiğimiz zaferler bizleri şımartmamış, aksine bizlerin İslam`a daha fazla sarılmasına sebep olmuştur. İslam`a tutunmamız, İslami yaşayışımız, Allah rızası için sevmemiz, yine Allah rızası için buğz etmemiz, Müslüman kardeşlerimize karşı merhametimiz, düşmanlarımıza karşı tavizsizliğimiz, hata ve kusuru kendimizden, başarı ve galibiyeti Allah`tan bilmemiz bizlerin manevi değerini yükseltmiş, sonları hayırlı olanlardan kılmıştır.

Elde ettiğimiz başarı ve galibiyet karşısında dünyevi hiçbir hesap yapmamış, hiç kimseden dünyevi bir karşılık istememiş ve maddi bir beklenti içerisine girmemişiz. Sadece Allah rızasını arama ve O`nun sevgisine mazhar olma niyetiyle hareket ettiğimiz için, gerek fert olarak, gerek topluluk olarak insanların teveccühüne mazhar olmuşuz. İnsanların bizlere gösterdikleri teveccühü hiçbir zaman kendi nefsimizin isteği doğrultusuna çevirmemiş, gösterilen teveccühün Allah`ın yardımı ile olduğunu ve bunun da imtihanın bir parçası olduğunu aklımızdan çıkarmamışız.

Allah`ın kanunu gereği çalışanın her zaman kazandığını bilmiş, ona göre hareket etmişizdir.

Şimdi olduğumuz ülkelerde, memleketlerde, ilçelerde, köylerde sevinenlerin, galibiyete yaklaşanların Allah dostları ve taraftarları olmadığını görüyor ve üzülüyoruz. Bunca yapılanlara, konuşulanlara, açıklamalara rağmen birilerinin halktan onay aldığını, halka savaş açmalarına rağmen halktan destek aldığını, esnafa defalarca zarar vermelerine/kepenk kapattırmalarına rağmen esnafın karar verdiğinde bu yapılanları hesaba katmadığını görüyoruz. Ve şunu da düşünmüyor değiliz; acaba yanlış giden bir şeyler mi var?

Yanlış giden bir şeylerin olup olmadığını, kazanılan galibiyeti, alınan oy oranını, insanların gösterdikleri çılgın sevgiyi (!), bağlılığı (!) veyahut daha başka şeyleri düşünmeyi bir kenara bırakıp kendi durumumuza göz atmanın daha hayırlara vesile olacağını düşünüyoruz.

Müslümanların parmakla gösterildiği, insanların İslam`a fevç fevç akın ettiği, camilerin tıklım tıklım olduğu, cami cemaatinin çoğunluğunun çocuk ve gençlerden oluştuğu, açıklığın ve fuhşiyatın çok az olduğu zamanlarda da; çalışan, tebliğ eden, yaşantısıyla, davranışıyla, hal ve hareketleriyle örnek olan biz değil miydik?

Biz değil miydik, insanlara İslam`ı defalarca anlatan, ev ev, köy köy dolaşıp kendimizi tanıtan, camilerde yaşlıları baş tacı eden, saygıda kusur etmeyen, hocaya, seydaya, öğrenciye aşina olan, onlarla çeşit çeşit etkinlikler düzenleyen, zamanın mustazaflarına, hicret etmiş olanlara, mahkûm hayatı yaşayanlara, sınavlara girecek olanlara ev sahipliği yapan biz değil miydik acaba?

Evet, bizdik,

Peki, ne oldu bize? O zamanın bizleri nerede, hiç sorduk mu kendimize?

Aslında o zamanın bizleri içimizde, O zamanın samimiyetine ve başarısına ulaşmak bizlerin elinde,

Yapmamız gereken tek şey, yeteri kadar çalışmak!

O halde buyurun, yeteri kadar çalışmaya, ev ev dolaşıp İslam`ı anlatmaya, yaşayışımızla ve davranışlarımızla örnek olmaya, özellikle hal ile tebliğ etmeye, komşularımızla iyi geçinmeye, akrabalarımızı ziyaret etmeye, yaşlı, sakat ve özürlülerimize sahip çıkmaya, yüce kitap Kur`an-ı daha da yüceltmeye, Peygamber Efendimiz (s.a.v)`in hayatını okumaya, okuyup öğrendiklerimizi hayatımızda tatbik etmeye, hiçbir insanın hakkına girmemeye, İslami ve insani sorumluluk ve yükümlülükleri eksiksiz ve noksansız yerine getirmeye

Doğruhaber gazetemize, İnzar ve Kelhaamed dergimize, Çağrı TV`mize, radyo kanallarımıza, dar-ul erkam misali kullandığımız derneklerimize, internet sitelerimize sahip çıkmaya,

Bugünden tezi yok! Haydi, can dostlar daha fazla çalışmaya

Doğruhaber

Diğer Köşe Yazarları