Hoş geldin ey fırsat ayı
Aziz İslam dini, kâinatın yaratılmasından beri insanlığa verilmiş en büyük nimettir. Her nimetin kendine göre şükür tarzı olduğu gibi, İslam nimetinin şükrü de; Allah Teâlâ’yı Rab, Hz. Muhammed (sav)’i Allah’ın Resulü ve bütün Peygamberlerin sonuncusu kabul eden Müslümanların, gerçek Müslümanlar gibi yaşaması ve İslam’ın kaide ve kurallarına hakiki manada teslim olmasıdır. Ayrıca da bu dine canı gönülden bağlanması, İslam’ın o güzel nimetlerini tatmayan insanlara güzellikleri anlatmayı dert edinmesi, âlemlere rahmet Hz. Muhammed (sav)’e sevgi ve itaatte cömert olması, attığı her adımda Kur’an’la yürümesi, konuştuğu her sözde hakkaniyetten şaşmaması ve Allah-u Teâlâ’ya karşı sevgide, kullukta, görev ve sorumluluklarını yerine getirmede eksiksiz ve kusursuz olmasıdır.
Allah Teâlâ, yarattığı her şeyi çeşit çeşit ve farklı özelliklerde yaratmıştır. Tabi insanları da çeşit çeşit yaratmıştır. İnsanı affetmek, onu ecir sahibi yapmak, cehennemden azat edip cennete koymak için günleri ve ayları bile birbirinden farklı yaratmış, bazı günleri ve ayları fazilet bakımından diğer gün ve aylardan üstün kılmıştır.
İslam’ın mübarek saydığı ve ‘üç aylar’ diye bilenen aylar; Recep, Şaban ve Ramazan ayıdır. Peygamber Efendimiz bu ayların değer ve kıymetini şu hadisiyle bizlere bildirmiştir; “Recep, Allah Teâlâ’nın ayıdır; Şaban, benim ayımdır; Ramazan ise, ümmetimin ayıdır.” Bu mübarek aylar, içinde diğer gün ve gecelerden daha faziletli olduğuna inanılan Regaip, Miraç, Beraat ve Kadir gecesini barındırır. Bu gecelerde yapılan ibadetler, edilen dualar, verilen sadakaların mükâfatı, diğer zamanlarda yapılanlardan çok daha fazladır. Peygamber Efendimiz, bu mübarek aylar başladığı zaman şu duayı ederdi; “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizleri Ramazan’a ulaştır.”
Mübarek ayların başlangıcında Peygamber Efendimizin ettiği dua gibi, bizler de dualar ettik. Rabbimizden Recep ve Şaban ayını hakkımızda hayırlı ve mübarek kılmasını istedik. Eda ettiğimiz namazlardan ve idrak ettiğimiz mübarek gecelerden sonra, içinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesinin olduğu Ramazan ayına ulaşmayı nasip etmesini istedik. Rabbimiz dualarımızı kabul etti, bizleri bir Ramazan ayına daha ulaştırdı. Rabbimize, kâinatta bulunan canlılar adedince sonsuz hamd ve senalar olsun. İnşallah bu mübarek Ramazan ayında işleyeceğimiz salih amellerle de, Rabbimize karşı şükrümüzü eda etme peşinde olup, zincirlere vurulan şeytanların bir daha zincirleri kırmamasına gayret edeceğiz.
Mübarek Ramazan ayında kazançlarımızın daha bereketli, sevaplarımızın da katıksız olması için yapacağımız ibadetlerin, kılacağımız namazların, tutacağımız oruçların, edeceğimiz duaların, kuracağımız diyalogların, gideceğimiz ziyaretlerin, okuyacağımız ayet ve hadislerin, çekeceğimiz salâvat ve tesbihlerin, vereceğimiz sadaka, infak, iftar ve yardımların gösterişten uzak bir şekilde ve ihlâs dairesinde olması gerekmektedir.
Nasıl ki, bir işyeri kar ve zarar tablosunu çıkartmak için çeşitli zaman dilimlerinde hesaplar yapıyorsa, insanoğlu da kendi durumuyla ilgili hesaplar yapmalıdır. Özellikle Ramazan ayı, Müslüman bireyler için hesap ayı olmalıdır. Zira Ramazan ayı, ‘on bir ayın sultanı’dır ve diğer aylardan daha faziletlidir. Bu faziletli ayda nefsimizi hesaba çekmeli, on bir ayda yaptıklarımız ve yaşadıklarımızın muhasebesini (kar-zarar tablosunu) ortaya çıkarmalıyız. Nerede yanlış yaptık, hangi işte kazançlı çıktık sorularıyla birlikte nefsimize, ailemize, çocuklarımıza, komşularımıza ve diğer insanlara karşı iyi bir insan ve Allah-u Teâlâ’ya karşı kusursuz bir kul olabildik mi? sorularının cevabını ve hesabını gözden geçirip, eksiklerimiz varsa Ramazan ayını fırsat bilip gidermeye çalışmalıyız.
Ramazan ayında, az bir gayrete çok mükâfat, az sermayeye çok kar vardır. Bu ayın kıymetini bilip hakkıyla kulluk edenlerden, Allah-u Teâlâ’ya şükran borcunu gereği gibi ödeyenlerden olmamız gerekir. Kullukta, ibadette, sevgide, saygıda, malı Allah yolunda harcamada cömert olmalı, sahip olduğumuz her ne varsa hepsinin Allah’ın mülkü olduğunu bilmeli ve bize verdiği nimetleri rızasına nail olma yolunda harcamaktan imtina etmemeliyiz. Zira Ramazan ayı, hem Allah’a, hem de Allah’ın kullarına karşı doğruluğumuzu, samimiyetimizi, sevgimizi ve saygımızı ispat etme ayıdır. Allah’ın yüce kelamı Kur’an’ı okuyarak, kalbimizi ve beynimizi beslemenin; oruçlarımızla nefislerimizi terbiye etmenin; namazlarımızla, kulluğumuzu dorukta yaşamanın; infak ve sadakalarımızla, kardeşlik bağlarını güçlendirmenin ve de ibadetlerimizden aldığımız ilahi güç ve destekle insanlar arasına Kur’anî tohumları ekmenin ayıdır. Rabbimiz bu mübarek ayı fırsat bilip hakkıyla istifade etmeyi nasip etsin.