• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Dünya Medeniyet Kraliçesi (!) Güzellik Yarışması adı altında Peygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır`da bir güzellik yarışması tertip edilecek.

Sahabelerin mübarek kanlarıyla fethedilen Diyar-ı Muhammed`de medeniyet kisvesi altında düzenlenecek bu etkinliğin Kutlu Doğum Ayına denk gelmesi tesadüf olmasa gerek…

Birileri Diyarbakır`ın Muhammedî renge boyanmasına hazmedememiş olacak ki böyle çirkef etkinliklerle İslamî hassasiyete sahip olan Diyarbakır`ı özünden uzaklaştırmaya gayret ediyorlar.

Bu tür etkinliklerle İslamî hassasiyeti olan Doğu ve G.Doğu halkını asimile etme çalışmaları ne ilktir ne de son olacak gibi… Daha önce Mardin`de tarihi medresede gerçekleştirilen böylesi çirkef etkinlikler şimdi de Diyarbakır`da gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

İlkokul öğrencilerine yönelik yapılan bale kursları, medresede gerçekleştirilen güzellik yarışmaları ve daha nice etkinlik halkın inancıyla bağdaşmamasına rağmen ısrarla yapılmasının bir tek açıklaması var; o da halkın dindar olmasına birilerinin hazmedememesidir.

Güzellik yarışmasının ‘medeniyetler arası` adı altında masum bir etkinlik gibi gösterilmesi etkinliğin asıl amacının asimilasyon olduğunun göstergesidir. Etkinliğin Nisan ayına yani kutlu doğum ayına denk getirilmesi ise facianın diğer boyutudur.

Şehrin hemen bütün Billboardlarında bu çirkefliğin boy boy reklamı yapılmaktadır. Halkın inançlarına rağmen bunların yapılması aslında “halktan” olduğunu söyleyenlerin “haktan” uzak oldukları gibi ‘halktan` da inançlarından da uzak olduğunu göstermektedir.

Birileri özellikle Kürt coğrafyasını asimile etmek için özel bir çaba sarf etmektedir. Halkı öz kültüründen ve inançlarından uzaklaştırmak için özel programlar ve etkinlikler düzenlenmektedir. SODES adı altında düzenlenen etkinliklere ‘resmiyet` kazandırmaları bunlara sadece bir örnektir.

SODES`le veya farklı isimler altında asimilasyon çalışmaları günümüzde resmiyet kazanmıştır. Asimilasyon çalışmalarının resmiyet kazanması ise Ankara`nın da bu tür asimilasyon çalışmalarını desteklediğini göstermektedir.

Sahabelerin kanlarıyla kazanılan bu beldelerin medeniyet kisvesi adı altında düzenlenen bu etkinliklerle küfre teslim edilmemesi gerekmektedir. Daha reklamı yapılır yapılmaz halkın tepkisi ile karşılaşan bu etkinliğin engellenmesi için top yekûn tepkiler ortaya koyulmalıdır. Halkın inançlarıyla bağdaşmayan bu etkinliğe sessiz kalınması böylesi etkinliğin daha sonraları rahat bir şekilde yapılmasına kapı açacaktır.

Nisan ayı ile Muhammedî renge boyanan beldelerimizi bu tür çirkef etkinliklerle kirletilmesine izin verilmemelidir. Bu etkinliğe destek veren her türlü resmî kurum tel`in edilmeli ve böylesi etkinliklerden desteklerinin çekilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde küfür her zaman olduğu gibi ifsat çalışmalarına hız verecektir.
Yıllardır kandan ve gözyaşından başka bir şeye reva görülmeyen halkımıza bu tür hayâsızlıkları reva görenlerin ve halkın ifsadına çalışanların önünde durup “Yeter! Dursun bu hayâsızca akın” denmelidir.