Allah'ın Vaadi Haktır
Filistin'de, ilk defa İbrahim Paşa zamanında Katolik ve Protestan misyoner okullarının açılmasıyla Avrupa tarzı kültür hareketleri başladı. Yahudilerin, Filistin için örgütlü olarak çalışmaları 1861 tarihine kadar gider. Bu tarihte İngiltere ve Fransa'da kurdukları cemiyetlerle, Yahudileri koruma ve Filistin'i Yahudi ülkesi yapabilme faaliyetlerine başladılar. Yahudilerin bu girişimlerine tepki olarak, Osmanlı devlet erkanı Filistin'e yapılacak Yahudi göçünün var olan düzeni bozacağını ve İslam ümmetine zarar vereceğini düşünerek Padişah İkinci Abdülhamid ve diğer devlet ricali Filistin topraklarında Yahudi yerleşimine engel olma siyasetini uyguladılar. Fakat onun tahttan indirilmesi ile birlikte Yahudi göçü önündeki engel de kalkmış oldu.
Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişen siyasi olaylar, Osmanlı hükümetlerinin haklılığını ortaya koydu. Günümüzde bölgede insanlık dramı yaşanmakta ve bunun tek sorumlusu büyük güçler ve israil'dir.
Büyük devletler ve Avrupa, başındaki siyonist belayı uzaklaştırmak için Filistin topraklarını yem olarak kullandılar. Tarihte onlarca kez sürgüne gönderdikleri Yahudi toplumunu Kudüs hayaliyle topraklarından attılar. İslam ümmetinin başına bela ettiler. Bugün bu bela bir vahşete dönüştü. Orada katliamlar, sürgünler ve yıkımlar yaşanmakta.
Bu zalimlerin bir hesabı varsa elbette Allah’ın da bir hesabı vardır. Ve bu yaşananların da bu hesaptan ayrı olduğunu da elbette düşünmüyoruz. Allah emrinde galiptir. Kafirler, hainler, Yahudiler ve Hristiyanlar istemese bile bu galibiyet gerçekleşecektir. İslam ümmeti onları terk etse bile yine bu galibiyet gerçekleşecek. Çünkü Allah’ın dinine hizmet edenlere Allah’ın vaadi vardır. Ve Allah’ın vaadi haktır.