Başkanlık sistemi
Başkanlık Sistemine Karşı mıyız?
-Hayır.
Destekliyor muyuz?
-Neye destek verdiğimizi bilmemiz lazım.
Nasıl bir başkanlık?
Tam mı, yarı başkanlık mı, yoksa partili cumhurbaşkanlığı mı?
Ne içeriyor, ne gibi çözümler getiriyor?
Tartışmalar hep Sayın Erdoğan`ın şahsı üzerinden yürüdüğü için sağlıklı olmuyor.
Şahıs bugün var, yarın yok.
Peki, sistemin adının ne olacağı önemli değil mi?
-Önemli; ama bir yere kadar.
Suudi Arabistan Şeriat`la yani İslam Hukuku ile yönetiliyor.
İsim var cisim yok.
Üstelik Suud`un İslam Coğrafyası`nda destek vermediği ya da finanse etmediği neredeyse tek bir darbe girişimi kalmamış.
Şeriat yönetimi isteyen İhvan`a düşman; Şeriat`a düşman Sisi`ye ise ihvan.
Batı`da ise genel anlamda demokratik sistemler var.
“Hukukun üstünlüğü” ve “insan hakları” söylemleri gırla gidiyor.
Ama Ortadoğu`yu cehenneme çeviren politikaların hem teorisyeni hem pratisyeni yine Batı`nın kendisi.
Ülkelerine sığınan mültecilere yönelik ilkel ve hukuk dışı muameleler insanlık utancına dönüşmüş durumda.
O halde?
Önemli olan zarf değil mazruf.
Yani sistemin isminin ne olduğu değil; nasıl işlediği ve âdil olup olmadığı.
Başkanlık gündeme gelmesin mi?
Elbette gelsin ve tartışılsın.
Ancak başkanlık tek başına tartışılmasın.
Anayasa da beraberinde tartışılsın.
Başkanlık sisteminin hukuki altyapısı için anayasa değişikliği gerekiyor mu?
-Evet.
Hazır başlanmışken yeni bir anayasa için de kollar sıvansın.
Halkın inanç ve değerleri ile uyumlu…
Darbeyi veya darbeciliği beslemeyen…
Tekçi, tek tipçi olmayan…
Irkçı niteleme ve ideolojik dayatmalardan uzak…
15 Temmuz dayanışmasının ruhuna uygun…
Yerli ve sivil bir anayasa…
Ezcümle, yeter ki adaleti gözetsin; hür ve âdil bir sistem olsun!
İster başkanlık, ister cumhuriyet olsun!